16 Haziran 2010 Çarşamba günü  ? Başarılı ERP uygulaması için Ürün Ağacınızı Nasıl Hazırlamalısınız  ( Sektörel Örnek ve Çözümler ) isimli seminerim Türkiye’nin en büyük kongre oteli olan Green Park – Pendik’te ATLASORCA (www.atlasorca.com) tarafından düzenleniyor. Bu seminerde ERP uygulamasının en kritik elemanlarından biri olan “Ürün Ağacı” konusunu işleyeceğiz.

Diğer seminerim ise 26 Haziran Cumartesi günü  ? 90 Günde Stok Kayıt Doğruluğu Nasıl Sağlanır ve Sayım Teknikleri ? isimli, Boğaziçi Eğitim tarafından Taksim’de düzenlenecek olan seminer (www.bogaziciegitim.com.tr) . Bu seminerde her büyüklükte şirketin temel problemlerinden biri olan stok kayıtlarının gerçek ile farkının nasıl giderilebileceği, şirket bilgisayar sisteminin nasıl daha doğru sonuçlar gösterebileceğini çalışacağız.

Üretim içinde geçen süre uzadıkça stok artıyor, stok arttıkça süre uzuyor … Dalgalar sahile vurup kırılana kadar yollarına devam eder, stok ise ya finansman sınırına ya da depo sınırına kadar artar …

Bir ürünü rakiplerimizden daha ucuza üretip daha fazla kazanmak bize büyük avantajlar sağlayabilir. Bunun için yaptığımız planların hayata geçirilebilmesi ise bir çok faktöre bağlıdır.

Örneğin teslim süremiz rakiplerimizden daha uzun ise maliyet avantajımızı kolaylıkla kaybediyor olabiliriz. Çünkü bu durumda satış bölümümüz rekabet edebilmek için kısa teslim süreleri vermek zorunda kalır ve biz de bu sorunu fazla mesailer ile çözmeye çalışırız (büyük ihtimalle). Bunun sonucunda planlanan maliyet ile gerçekleşen farklı olacaktır.

Teslim tarihi ile ilgili her problemde ekstra para harcarız (fazla mesai, hızlı ama pahalı sevkiyatlar….), sonuçta
yetişiriz yetişemeyiz ama bu işler bize planlanmayan masraflar açar ve marjımız azalır.

Üretim alanında fazla stok olması (işlem görmekte olan hammadde ve yarı mamuller)  ile üretimde geçen süre doğrudan orantılıdır, tıpkı yoğun trafikte gideceğiniz yere daha geç ulaşmanız gibi bir olaydır bu.  Bu basit cümle bize fazla stoğun fazla mesailerin nedenlerinden biri olduğunu göstermektedir. Tam bu nokta da bir başka fasit daire var, süre uzadıkça stok artıyor, stok arttıkça süre uzuyor. Müşterilerimizi ilgilendirmeyen bu durumun bedelini ise biz ödüyoruz, tabii sadece bir yere kadar.

Sonra iş kendiliğinden çözülüyor, sipariş iptalleri yaşamaya başlıyoruz. Bir Murphy kuralına göre ?ne kadar iyi planlarsak planlayalım, ne kadar güvence süresi koyarsak koyalım bir siparişi zamanında bitirmek için fazla mesai gereklidir?. Ancak gerçek hayat bu kadar da kontrol dışı değil; eğer gecikmelerimizin gerçek nedenlerini yok etmeye uğraşırsak, Murphy kuralları başkaları için çalışacaktır.

Stok ve rekabet parametreleri arasında ilişki üzerine devam ediyoruz …

1. Stoğun sıfır olması diye bir şey yoktur, önemli olan firmanın yeni bir siparişe reaksiyon hızıdır.

2. Bunu sağlayabilmek için güvenilir bir öngörüye ihtiyacı olacaktır.

3. Öngörünün sağlıklı olması için ise öngörülen dönemin yeterince kısa olması gereklidir.

4. Kısa dönem öngörü için ise teslim süresinin kısa olması gerekli değil midir !

Kısa teslim süresi ile çalışan firmalar her zaman daha avantajlıdır, pazar paylarını arttırabilir, fiyatlarını bile daha yüksek tutabilirler.

Fakat bunu başarabilmek için ne yapılmalıdır, acaba çalışma envanterini arttırıp hazır beklemek bir çözüm mü?

Bu konuyu uzun uzun tartışmak belki mümkün ama önce ana kuralları hatırlamakta yarar var.

Bir tesisin ortalama teslim süresi aşağıdaki formül ile ölçülür, bu formül geçerli olan üretim temposu ile imalat alanı içinde bulunan stoğun kaç gün içinde sıfıra ineceğinide söylemektedir.


Ortalama Teslim Süresi = İmalat İçi Toplam Stok / 1 Günlük Ortalama Üretim

.


Firmanız belli bir siparişi 4 gün içinde teslim edebilir ancak formülün sonucu 45 gün gösteriyor ise muhtemelen bu sonuca erişebilmek için özel tedbirler almışsınız demektir.

Aslında bunun anlamı ?her ne kadar imalat ağzına kadar dolu ise de bu siparişi aradan çıkartmaktır?.

Siz bir siparişi çarçabuk teslim etseniz bile firmanızın rekasiyon süresi artan envanter ile beraber artmaya devam eder (imalatın içi dolu iken bir siparişi yetiştirmek bir başka siparişi geciktirmek anlamına gelir).
İmalatın acil listeleri zamanla süper acil durumuna girer, firmanızın pazara reaksiyon süresini artar, satış bölümünüzün aldığı her yeni sipariş otomatikman ?acil durumu? ile üretimin içine girer.

Kısa teslim süresini sağlayabilmek için daha yüksek envanter ile çalışmak gerektiği düşünülür. Bu sayede müşterilerimizin isteklerini daha çabuk karşılayacağımızı varsayarız.

Hemen satılmayacak ürünler ve yarımamuller için harcanmakta olan kapasiteyi kullanmamız gerektiğinde ise bu işleri yarım bırakır ve gerçek sipariş için çalışmaya başlarız; bunun sonucunda çalışma envanterimiz artar. Bu nedenle imalatın ortalama teslim süresi iyi analiz edilmelidir :

Eğer üretilen nesnelerin tümü (yarımamuller dahil) bitirildiğinde hemen satılacak ise pazarın talebi kapasiteyi aşmış demektir. Bu durumda firmanın izleyeceği yol kapasite arttırmak olabilir.

Eğer üretilenlerin sadece bir kısmı satılacak, üretilmekte olan yarımamullerin de büyük kısmı stoğa girecek ise o zaman ilk önce ?fazla olan miktarın niçin üretildiği? sorgulanmalı, bulunan sebeplerin nasıl yok edilebileceği araştırılmalıdır.

Boğaziçi Eğitim tarafından düzenlenen 2 farklı seminer ile 14 ve 15 Mayıs günlerinde Taksim’de buluşuyoruz.

14 Mayıs 2010 (Cuma) ? Başarılı bir ERP uygulaması için Ürün Ağacınızı Nasıl Hazırlamalısınız ( Sektörel Örnek ve Çözümler )

15 Mayıs 2010 (Cumartesi) ? 90 Günde Stok Kayıt Doğruluğu Nasıl Sağlanır, Sayım Teknikleri Nelerdir

Bu seminerler  Boğaziçi Eğitim (0216 422 95 95) tarafından düzenlenmiştir. Seminerler Taksim çevresinde yer alan 4 veya 5 yıldızlı otellerde düzenlenmekte ve  öğlen yemeği, seminer notları, sertifika, gün içi ikramlar dahil olarak fiyatlandırılmaktadır.

Seminerlere katılım ve otel bilgisi için Boğaziçi Eğitim – 0216 422 95 95 ile temas kurabilirsiniz.

Boğaziçi Eğitim web sitesi için tıklayınız >>>

ERP çalışmanızın başarılı olabilmesi için 2 nokta oldukça önemlidir, bunlar; “hedeflerinizin varlığı” ile “performans kriterlerinizdir”.

Eğer internet üzerinde “ERP projeleri niçin başarısız olur” diye küçük bir araştırma yaparsanız çok sayıda yazı bulacaksınız ancak bu moralinizi bozmasın. Öncelikle bu tür yazıların temel kaynağı “batı medyası” ve çoğunlukla ABD ‘ de yaşanmış örneklere dayanıyor. Diğer yandan bunlar 20-500 Milyon USD aralığındaki projeler (son zamanlarda bu fiyat aralığı daha aşağı indi), diğer bir deyimle Türkiye ölçeğinde hayal edilmesi güç, binlerce çalışanın organize edilmesi gereken projeler. Halbuki ülkemizde gerçekleştirilen projelerin bu büyüklük ile kıyaslanmaları, maliyet açısından aynı cümlede anılması bile mümkün değildir.

Ancak yine de Niçin herkes başarısız projelerden bahsediyor ? veya Niçin projeler başarısız oluyor ? sorularını içinde ERP geçen her proje grubu kendince cevaplaması gerekir, projelerin maliyet ve kullanıcı sayısı boyutu ABD örneklerine pek benzemese de içerikleri oldukça benzemektedir.

Bu tip çalışmalar içinde olan gruplar ellerine geçen yetenekli bir yazılım ile şirketlerinin zaten karmaşık ve kopuklukları olan sistemlerini daha da karmaşık hale getirmeyi bir beceri olarak görmeye başlayabilirler. Bu yaklaşım, süreçleri daha da uzun hale getirir ve bir anda “iş hedefleri” yerine “bir yazılımı kullanmak” hedef haline gelir … bu tuzağa o kadar kolay düşülür ki inanamazsınız. Bu devrede iş süreçlerinin basitleştirilmesi veya yalınlaştırılması çoğunlukla küçümsenir, “eğer basitleştirecek isek niçin gelişmiş yetenekleri olan bir yazılım aldık” sorusu bunun göstergesidir.

Halbuki firma bilmediği bir çalışmanın içinde değildir. Aksine çok iyi bildiği kendi günlük hayatını ve iş yapma süreçlerini değiştirmeye çalışmaktadır. Elbetteki asıl zorluk alışkanlıkların değiştirilmesi, bir arada çalışmanın getirdiği güçlükler ve sınırlardır.

Bütün yaşayan sistemler kendi hallerine bırakıldığı zaman minimum enerji harcayacakları pozisyonu elde etmeye çalışır, şirketler de böyledir.

Minimum enerji konumuna saplanmamak için yapılması gereken, pozitif enerji harcayarak şirketinizin entegrasyonunu ve dik durabilmesini sağlamaktır. İşte bunun için hedef olmalıdır ve bu hedefe doğru gidip gitmediğinizi gösteren performans kriterleriniz.

Hedefler ve Performans Kriterleri : Firmanız niçin ERP çalışması yapmak istiyor, hangi sorun canınızı yakıyor ?. Başlamadan önce firmanız hedeflerini net olarak ifade etmelidir, örneğin :

* Teslim tarihlerinizin uzun olduğunu düşünüyor ve azaltmak istiyorsunuz … bunun için rakkamsal bir hedef koyun … örneğin 4 hafta ortalama yerine 3 hafta ortalama olacak, % 25 azalacak.

* Stoklarınızın miktarı gözünüze yüksek görünüyor, stok devir hızınızın yavaş olduğunu düşünüyorsunuz … hedefiniz stoklarınızı % 50 azaltmak olabilir.

* Üretim maliyetinizi ERP entegrasyonu ile önce ölçebileceğinizi sonra azaltabileceğinizi planlıyor olabilirsiniz … peki hedefiniz % kaç azalması !

* Erken ve geç satınalmaların azaltılması diğer bir hedef olabilir ancak önce ölçmeli ve rakkamsal bir hedef belirlemelisiniz .

* Şirket için koordinasyon toplantılarına harcanan sürenin azaltılması da bir hedef olabilir, eğer entegrasyon sağlanır ise bu tip toplantılar yerine daha faydalı işler yapabileceksiniz.

* Günlük işleyişiniz içine bir bilgi birden fazla yerde ve kişi tarafından işleniyor olabilir, hedefiniz “sadece 1 kez işlenmesinin yeterli olmasıdır”

Bunlar gibi kendi şirketinize, sektörünüze, müşterilerinizin beklentilerine göre hedefleri çoğaltabilirsiniz. Sayısını abartmadan, para kazandıracak veya rekabet avantajı sağlayacak olanlara öncelik tanıyarak  bir  liste yapmalısınız. Şimdi elinizde hedefler ve ne olunca (performans kriteri) bu hedeflerin gerçekleştiğini gösteren performans kriterleriniz var.  Bundan sonraki aşama ERP çalışmasına başladığınızda sizi doğru yolda tutacak, sağda solda konuşulanları daha iyi değerlendirebileceğiniz, hatalı önerileri kolaylıkla süzebileceğiniz kavram ve metodlar hakkında temel bilgiyi edinmektir.

Stok için Üretim yapmakla (Make To Stock, MTS) Siparişe Üzerine Üretim yapmanın (Make To Order, MTO) farklarını ve firmaların içinde bulunduğu pazar koşullarını gözlemlediğimizde nelerin daha önemli olduğu ve planlama parametreleri ortaya çıkar. Burada bahsedilen planlama sadece üretimin kendi içinde planlanması değil, tüm firma faaliyetlerinin koordinasyonudur.

Diğer yandan aşağıdaki farklılıklar ERP yazılımının seçimi ve uygulama sürecini doğrudan etkiler..

Yeşil satırlar = Stok için Üretim yapan firmalar

Mavi Satırlar = Sipariş Üzerine Üretim yapan firmalar

Ürünler

Genellikle tanımları standart,daha az çeşit veya daha büyük üretim partileri. Ürün tanımlarındaki değişme pazar trendine bağlı.

Bir çok farklı standart, daha fazla çeşit, tanımlar hem pazar trendine bağlı hemde müşteriler tarafından değiştirilebiliyor. Standart parti büyüklüklerini yakalayabilmek tesadüflere bağlı.

Üretim Kaynakları

Üretilen çeşitler yavaş değiştiği için özel tezgah, aparat ve işgücü kullanabilme imkanı.

Standartların ve isteklerin çeşitliliğinden dolayı çok amaçlı tezgah, aparat kullanma mecburiyeti, esnek iş gücü kullanımı.

Talep

Ürünlerin çoğu standart olduğu için istatiski yöntemler ile tahminler yapabilme imkanı.

Müşteri sipariş ve spesifikasyonlarına bağlı olan bir talep yapısı. Tahmin yöntemlerinin ihtiyaç duyduğu verilerin toplama zorluğu.

Kapasite Planlama

İmalat Planı tahmini talep eğrilerine göre önceden yapılabilir. Tahmin ve Planlama arasında genellikle yeterli süre vardır.

Genellikle önceden tahmin edilemez. Müşteri taleplerine göre planlama yapılır. Plan sık sık değişebilir. Alınan siparişle, planlama çalışması arasında zaman farkı yoktur, bir arada yapılmalıdır.

Hammadde Planlama

Üretim planları daha uzun dönemler için yapılabilir, ani değişiklikler pek az olur. Hammadde alım planlarında ani değişiklikler olmaz.

Üretim planları uzun dönemler için tahmin üzerine yapılamaz, dolayısı ile hammadde ihtiyaçları aktifteki işlere bağlıdır, ani değişikler olabilir. Satın Alma bölümünün reaksiyon süresi ve imalat planı ile bağlantısı son derece düzenli ve hızlı olmalıdır.

Fiyat

Genellikle pazar koşullarına bağlı olarak üretici tarafından belirlenir.

Müşteri ile yapılacak pazarlık sonucu karar verilir, teslim süresi pazarlık konularından birisidir.

Finansal Dengeler

Üretimde önceden planlanmayan ani artışlar pek olmaz, eksilişler ise pazar trendine bağlıdır. Bu nedenle dengeleri korumak daha kolaydır.

Üretim planlarında ani artış veya eksilişler olabilir (büyük bir siparişin alınması veya iptali gibi) dolayısı ile harcamalarda dalgalanma ihtimali daha fazladır.

Teslim Süresi

Müşteri talepleri stoktan karşılandığı için müşteri tarafından bilinmez.

Müşteri ile beraber karar verilir, işin alınabilmesi, için pazarlık unsurudur.

Stok, firmanın damarlarında dolaşan kan gibidir ; bu nedenle onun hakkında vereceğimiz kararlarda dikkatli olmalıyız.

Bir varsayım da bulunalım :

?Eğer müşterimizin bizden istediği ürünü ışık hızı ile üretip onun bulunduğu yere sıfır zamanda gönderebilse idik ve eğer satın almak durumunda olduğumuz tüm malzemeler elimize aynı hızda geçebilse idi envanter tutmamıza gerek yoktu ve zaten tutmazdık?

Bu ütopik varsayım envanterin varlık sebeplerinden en önemli olanını belirler.

?Talep edenin (müşterinin)  teslim süresi beklentisi ile bizim (tedarikçi) onu karşılama hızımız arasında ki fark stoğun en önemli varlık sebebidir. ?

Talebi karşılamak için uyguladığımız aksiyon planı ne kadar hantal ve yavaş ise biz o kadar fazla stok tutmak zorunda kalırız, ne kadar fazla stoğumuz olursa o kadar da problemimiz olur (envanterin 6 rekabet parametresi ile ilişkisi yazısına bakabilirsiniz).

Bu kurguda bulunan fasit daireyi gözden kaçırmamak çok önemlidir. Çünkü envanter hem var olmalıdır hem de azaltılmalıdır. Eskilerin dediği gibi ?azı karar, çoğu zarar?.

Peki, bunun ölçüsü nedir ? stoğumuzun fazla olup olmadığına nasıl karar vereceğiz ?

Bunun için ilk referans noktamız rakiplerimizin durumudur. Basit bir karşılaştırma için ?stok devir hızı? formülü kullanılabilir.

Stok Devir Hızı = Satılan Mal Maliyeti / Ortalama Envanter (daha fazlası için >>>)

Bu formülü kendi şirketiniz için hesaplamanız çok zor değil ancak rakibinizin verilerine ulaşmak hemen hemen imkansız olacaktır (borsaya açık şirketlerin rakkamları ile karşılaştırabilirsiniz).

Bunun yerine kendinize şu soruyu sorabilirsiniz :

?Operasyonumu yavaşlatan, ürüne değer katmayan ama süreyi uzatan prosedürlerimiz veya alışkanlıklarımız nelerdir ??

Bu soruya vereceğiniz samimi cevaplar size hangi yolu izlemeniz gerektiğini gösterecektir.

İki önemli noktayı da hatırlamak faydalı olacaktır :

1. Süre kısaldıkça envanter azalır (veya azaltılabilir).
2. Sebepleri ortadan kaldırmadan envanter azaltılmamalıdır.

Slayt 14

ENVANTER AZALTILMALI MI?

Envanter, firmanın damarlarında dolaşan kan gibidir ; bu nedenle onun hakkında vereceğimiz kararlarda dikkatli olmalıyız.

Bir varsayım da bulunalım :

?Eğer müşterimizin bizden istediği ürünü ışık hızı ile üretip onun bulunduğu yere sıfır zamanda gönderebilse idik ve eğer satın almak durumunda olduğumuz tüm malzemeler elimize aynı hızda geçebilse idi envanter tutmamıza gerek yoktu ve zaten tutmazdık?

Bu ütopik varsayım envanterin varlık sebeplerinden en önemli olanını belirler.

?Talep yapanın teslim süresi beklentisi ile bizim onu karşılama hızımız arasındaki fark envanterin en önemli varlık sebebidir. ?

Talebi karşılamak için uyguladığımız aksiyon planı ne kadar hantal ve yavaş ise biz o kadar fazla envanter tutmak zorunda kalırız, ne kadar fazla envanterimiz olursa o kadar da problemimiz olur (envanterin 6 rekabet parametresi ile ilişkisi).

Bu kurgudaki fasit daireyi gözden kaçırmamak çok önemlidir. Çünkü envanter hem var olmalıdır hem de azaltılmalıdır. Eskilerin dediği gibi ?azı karar, çoğu zarar?.

Peki, bunun ölçüsü nedir ? Envanterimizin fazla olup olmadığına nasıl karar vereceğiz ?

Bunun için ilk referans noktamız rakiplerimizin durumudur. Basit bir karşılaştırma için ?envanter dönüş hızı? formülü kullanılabilir.

Envanter Dönüş Hızı = Satılan Mal Maliyeti / Ortalama Envanter

Bu formülü kendi şirketiniz için hesaplamanız çok zor değil ancak rakibinizin verilerine ulaşmak hemen hemen imkansız olacaktır (borsaya açık şirketlerin rakkamları ile karşılaştırabilirsiniz).

Bunun yerine kendinize şu soruyu sorabilirsiniz :

?Operasyonumu yavaşlatan, ürüne değer katmayan ama süreyi uzatan prosedürlerimiz veya alışkanlıklarımız nelerdir ??

Bu soruya vereceğiniz samimi cevaplar size hangi yolu izlemeniz gerektiğini gösterecektir.
İki önemli noktayı da hatırlamak faydalı olacaktır :
1. Süre kısaldıkça envanter azalır (veya azaltılabilir).
2. Sebepleri ortadan kaldırmadan envanter azaltılmamalıdır.

Stok Maliyeti hesaplamak için temel olarak 3 yöntem vardır;

- FIFO (İlk Giren İlk Çıkar)
- LIFO (Son Giren İlk Çıkar)
- Ortalama veya Ağırlıklı Ortalama

Bu çalışma FIFO Stok Maliyeti hesaplamanın adımlarını basitçe göstermek için yapılmıştır, umarım izleyenlere faydalı olur.

FIFO ? First In First Out / İlk Giren İlk Çıkar işletmeler açısında aslen bir stok kullanma yöntemidir. Bu yönteme göre firma her zaman ?en eski tarihte satınalınmış veya üretilmiş olanı? satar veya kullanır.
Stok Maliyetlendirme açısından ise – bu sistemi fiziksel olarak uygulamasanız bile – ?en eski tarihte satınalınmış veya üretilmiş olanın? maliyet değerinin (giriş fiyatı) kullanılarak sistemin çalıştırılması anlamına gelir.
Bu sunumda FIFO stok maliyetlendirmenin ve kalan stoğun nasıl hesaplandığını izleyeceksiniz (11 Sayfa /PDF)

Bu sunum site üyelerinin gönderim listesindedir, bu ve bunun gibi sunum, araştırma, ERP, Stratejik Planlama, Yalın Üretim Teknikleri, Tedarik Zinciri Uygulamaları gibi konular ile ilgileniyor iseniz  siteme ücretsiz üye olabilirsiniz …

Seminerin Konusu

Bilgisayarınızda gördüğünüz stok mevcutları ile fiziksel sayımlarınız her seferinde farklı çıkıyor ise ?veya ERP/MRP çalışması içinde iseniz veya doğruyu söyleyen maliyet rakkamları peşinde koşuyorsanız ?stoklarınızın kayıt doğruluğu? için büyük bir adım atmalısınız ?

Bilgisayarınızın gösterdiği stok mevcutları ile gerçek birbirinden farklı olduğunda bir dizi problem yaşarsınız. Halbuki dünya ölçeğinde, kurumsal bir şirket olmanız için doğruluk oranınızın en az % 95 olması gereklidir (100 farklı kalemden sadece 5 tanesinin sayım ile kayıt miktarlarının farklı olma durumu). Bu seminerde şirketinizin stok kayıtlarının 90 gün veya daha kısa bir sürede % 95 doğruluk seviyesine nasıl ulaştırabileceğinizi, bu seviyeyi farklı Sayım Yöntemleri ile nasıl devam ettirebileceğinizi öğreneceksiniz.

Seminer İçeriği

Stok Kayıt Doğruluğu Nedir, Nasıl Ölçülür

Kayıt Doğruluğu İçin 3 Aşamalı Yaklaşım

I . Dizayn ve Hazırlık Aşaması

Stok Kodlama Örnekleri
Depo İşlemleri, İş Akış Analizi
Başlangıç Noktasının Tespiti

II . Açılış Kayıtlarının Elde Edilmesi, Sayım Yöntemleri

Hangi sayım yöntemlerini kullanarak başlayabiliriz ?

III . Cycle Counting (Periyodik Kısmi Sayım)

4 Örnekleme Yöntemi,
Tekrarlama Frekansı,
Hataların Bulunması

Şirketinizde CYCLE COUNTING çalışmasını nasıl başlatabilirsiniz ?

Örnek proje planı

Bu seminere niçin katılmalısınız

ERP ve Tedarik Zinciri çalışmalarının tam ortasında yer alan ?Stok Sisteminiz? hatalı sonuçlar ürettiğinde ERP, Tedarik Zinciri veya MRP çalışmalarınız ağır darbe alır ve tedarik zinciri içinde zayıf halka durumuna düşersiniz.Tedarik zinciri içinde zayıf halka olmak ise iş kaybı, daha fazla taviz, müşteri kaybı gibi ciddi sonuçlar doğurabilir.

Bunun alternatifi ise sağlıklı bir stok sistemine sahip olmak; bu sayede bedeli yüksek problemlere en baştan engel olmaktır.
Kimler Katılmalı

Depo, Üretim ve Sevkiyat Bölümü Çalışanları, Lojistik ve Satınalma Yöneticileri,
ERP/MRP Uygulama Grup Üyeleri, Yalın Üretim Takımı Üyeleri,
Maliyet Muhasebesi ve Bilgi İşlem Sorumluları.

SEMİNERE KATILIM

Katılmak isteyen firmaların aşağıdaki katılım formunu doldurup katılım bedelinin yatırıldığına dair banka dekontu ile birlikte en geç 30 Mart 2010 tarihi saat 12:00?a  kadar GESİAD(tan Ahmet AY?a) (Faks:0 262 643 77 31) (Tel: 0 262 641 16 87) (mail: egitim@gesiad.com.tr) iletmeleri gerekmektedir.

NOT: Banka Dekontunun Açıklama Bölümüne Firma İsmi ve Eğitimin İsmi yazılması gerekmektedir.(Kontenjan Sınırlıdır)

KATILIM FORMU

KATILIMCININ:

AdıSoyadı                         :

Firma Ünvanı (Tamolarak)  :

Adresi                              :

V.Dairesi&Numarası          :

E-Mail                              :

Telefon &Faks & GSM       :

Şirketinizde Stok Kayıt Doğruluğunun Sağlanması Nasıl Gerçekleştirilecek ?

Şirketinizin stoklarını bilgisayarlarınız bilemiyor, sürekli sayarak ilerlemeye çalışıyor iseniz beraberinde fazla veya eksik satınalma, doğru olmayan maliyet, zamanında yetişmeyen siparişler, bütün bunları toparlamak için israf edilen zaman gibi sonuçları yaşarsınız.

Dünya Klasında firmanın stok kayıt doğruluğu için alt limiti %95?tir. Diğer bir deyim ile 100 kalem stoğunuzun en fazla 5 tanesinin beklemediğiniz şekilde farklı çıkması ? İlk bakışta ne var bunda bizimki de böyledir herhalde diye düşünenlerden olabilirsiniz. Ancak eğer değil ise kayıplar yaşıyor ama bunları kayıt altına almadığınız için gündeminize de almıyorsunuz demektir.

Şirketinizde stok kayıt doğruluğunun % 95 olup olmadığını anlamanız hiç güç değil, aşağıdaki soruların cevaplarını zihninizde tartmanız yeterli ?

* Sürpriz eksiklikler, var sanılanın yok olması sık yaşanır mı ?
* Kayıtlarda olmayan malzemenin raflarda bulunması yaşanır mı ?
* Kayıtlara bakmak yerine ?yerinde kontrol yapmak? alışkanlığı var mı
* Kayıtlara inanıyorum ile inanmıyorum diyenler, kim ağır basıyor ?
* Stok hareketleri oldukları yer ve zamanda işleniyor mu ?
* Firmanın kayıt doğruluk hedefi var mı ?
* Sık sık acil sipariş verir misiniz ?

Bu sorunu çözebilmek için firmalar genellikle bilgisayar yazılımı alırlar, barkod sistemi kurar veya kurunca bu sorundan kurtulacaklarını ümit ederler. Aradan geçen yıllarda firmalar bilgisayarlar aldı, yazılımlar uygulandı ama hala daha stok kayıt doğruluğu ciddi ve çözülememiş bir problem olarak gündemde; peki niçin böyle oluyor ?

Çünkü bu problem teknik bir problem değil, bir iş problemi. Bilgisayar ve yazılım ürünleri bu problemin çözümünde yardımcı olurlar ama tek başlarına bu sorunu çözemezler. Bunun kanıtı bugün şirketlerin büyük çoğunluğu için problemin hala daha geçerli olması, bu konuda verilen seminerlerin en çok sayıda kayıt alıyor olmasıdır.

Şirketinizin stok izleme sistemini baştan sona gözden geçiren, iş akışınızı olması gereken hale getiren ve sonunda da güvenebileceğiniz stok kayıtlarına sahip olmanızı sağlayacak proje / danışmanlık konusunda konuşmak isterseniz cengiz@cengizpak.com.tr adresini kullanabilir veya (216) 360 65 60′dan temasa geçebilirsiniz.

Fazla Stok, yumuşak, darbeleri emen bir yastık gibidir, hızla gelen problem ona çarpınca yumuşar, can acıtmaz.
Fazla Stok bir kader değil bedeldir, niçin ödendiği bilinirse daha az ödemenin yolu da bulunabilir.

Bu sunumda fazla stoğun 12 sebebini bulacaksınız, sebepler yok edilmeden stok azaltılamadığı için işte size yok etmeniz gereken sebepler …. (17 Sayfa / PDF)

Bu sunum site üyelerinin gönderim listesindedir, bu ve bunun gibi sunum, araştırma, ERP, Stratejik Planlama, Yalın Üretim Teknikleri, Tedarik Zinciri Uygulamaları gibi konular ile ilgileniyor iseniz  siteme ücretsiz üye olabilirsiniz …

Seminerin Konusu

Bilgisayarınızda gördüğünüz stok mevcutları ile fiziksel sayımlarınız her seferinde farklı çıkıyor ise ?veya ERP/MRP çalışması içinde iseniz veya doğruyu söyleyen maliyet rakkamları peşinde koşuyorsanız ?stoklarınızın kayıt doğruluğu? için büyük bir adım atmalısınız ?

Bilgisayarınızın gösterdiği stok mevcutları ile gerçek birbirinden farklı olduğunda bir dizi problem yaşarsınız. Halbuki dünya ölçeğinde, kurumsal bir şirket olmanız için doğruluk oranınızın en az % 95 olması gereklidir (100 farklı kalemden sadece 5 tanesinin sayım ile kayıt miktarlarının farklı olma durumu). Bu seminerde şirketinizin stok kayıtlarının 90 gün veya daha kısa bir sürede % 95 doğruluk seviyesine nasıl ulaştırabileceğinizi, bu seviyeyi farklı Sayım Yöntemleri ile nasıl devam ettirebileceğinizi öğreneceksiniz.

Seminer hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız >>>

KANBAN_KarsilastirKanban ve Yeniden Sipariş Noktasının Benzerlikleri :
- Talepteki değişimlere aldırmadan stoğu yönetmeye çalışmak
- Sert talep değişimlerine ayak uyduramamak
- Stok yönetimin maliyetini azaltmak ve otomatikleştirmek

Bilgi ve malzeme  açısından :

Yeniden Sipariş Noktası : Bilgi ve malzeme ayrı ayrı yönetilir; bilgi genellikle bir bilgisayar yazılımındadır ve malzeme üstünde gözükmez.
KANBAN : KANBAN kartı malzeme ile beraber hareket eder, ayrılmaz.

Yönetim açısından :

Yeniden Sipariş Noktası : Sürekli bilgi işlemeye ve raporlamaya ihtiyaç vardır.

KANBAN : Yönetim veya yoruma gerek yoktur, sistem kendi kendine çalışır.

Görsel kontrol imkanı açısından :

Yeniden Sipariş Noktası : Görsel bir düzen sağlamaz.

KANBAN : Tamamen Görsel bir düzen sağlar

Stok_Kayit_cengizpak

Not : Bu seminer 8 Aralıkta gerçekleştirilmiş olan seminerin tekrarıdır

Seminerin Konusu

Bilgisayarınızda gördüğünüz stok mevcutları ile fiziksel sayımlarınız her seferinde farklı çıkıyor ise ?veya ERP/MRP çalışması içinde iseniz veya doğruyu söyleyen maliyet rakkamları peşinde koşuyorsanız ?stoklarınızın kayıt doğruluğu? için büyük bir adım atmalısınız ?

Bilgisayarınızın gösterdiği stok mevcutları ile gerçek birbirinden farklı olduğunda bir dizi problem yaşarsınız. Halbuki dünya ölçeğinde, kurumsal bir şirket olmanız için doğruluk oranınızın en az % 95 olması gereklidir (100 farklı kalemden sadece 5 tanesinin sayım ile kayıt miktarlarının farklı olma durumu). Bu seminerde şirketinizin stok kayıtlarının 90 gün veya daha kısa bir sürede % 95 doğruluk seviyesine nasıl ulaştırabileceğinizi, bu seviyeyi farklı Sayım Yöntemleri ile nasıl devam ettirebileceğinizi öğreneceksiniz.

Seminer hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız >>>