Günümüzün şirketleri hedeflerine ulaşabilmek için, şirketin sahip olduğu düşünülen değerleri, vizyonu bir dümen gibi kullanarak çalışanlarını bu belirsizlik ortamında yönlendirmeye çalışmalıdırlar. Fakat şirket gerçekten “o” değerlere sahip midir ! Eğer sahip değil ise dümen komut dinler mi ?
Tekne kullananlar çok iyi bilir, dümen suyun içinde değil ise tekne dümen dinlemez, dalgalar ve rüzgar nereye götürür ise oraya gider. Bir teknenin dümeni iki durumda suyun içinde olmaz ?
1. Dalgalı deniz teknenin arkasını zaman zaman suyun dışında bırakmaktadır.
2. Dümen düşmüştür.
Örneğin duvarlarında “biz müşteriye değer veririz”, “müşteri odaklıyız” gibi afişleri, son derece kibar teknisyenleri olan bir otomobil servisi olsun. Bu servise ne zaman gitseniz arabanız söylendiği saatten çok sonra teslim ediliyor veya her seferinde faturanızda fazlalıklar oluşuyor ise “servisin kendisi için biçtiği değerler” gerçekçi sayılamaz.
Şirket, ifade ettiği değerlere uyumlu bir strateji izlemelidir. Örneğin teknolojik ürünler geliştirerek ilerlemeyi hedefleyen, teknoloji ile müşterilerinin hayatını kolaylaştıracağını söyleyen bir şirket “yol lokantası zinciri” açmaya başlar ise söylediği ile yaptığı tutarlı olmayacaktır.
Çalışanlar, okuduklarına, duyduklarına değil gördüklerine inanırlar. Şirketin hedefleri ve vizyonu şirketin her noktasında örnek alınacak kişiler tarafından benimsenmeli, her karar bu değerler ışığında veriliyor olmalıdır. Aksi halde kılavuz ve karga ilişkisi çalışmaya başlayabilir, tabii önce taraflardan biri diğerini yerinden etmez ise …
Şirketiniz sahip olmak istediği değerleri hayata geçirmek istiyor ise izlemesi gereken yol onları “uygulamaktır”. Bunun da yolu uygulayıcılardan geçer, eğer yönetimden aşağı doğru uygulayıcılar işlerini yapabilirler ise sahip olunmak istediğiniz değerler şirketinizin birer bayrağı olacaktır.
Not : Uygulamak, sadece uygula komutu verilince olmaz.