Basit olmak kolay değildir. Apple bunu ürünleri ile başarmış, basit olmanın karmaşık olmaktan farkını kolayca kullanılan yazılımları ve cihazları ile kanıtlamıştır.
Jobs basit olmak ile Atari’de, gece vardiyasında çalışırken tanışmıştır. O zamanlarda Atari oyunları hiç bir el kitabı olmadan anlaşılabilen ve oynanan yazılımlardı. En uzun açıklama gerektiren oyun olan Star Trek için sadece iki satır vardı …
1. Insert quarter.
2. Avoid Klingons.
Jobs Xerox’un Palo Alto araştırma merkezinde grafik arabirimi olan bilgisayarı ve mouse’u gördükten sonra daha basit olanını tasarladı. Xerox’un mouse birimi 3 tuşlu ve 300 USD değerindeydi. Jobs tek tuşlu bir mouse’u 15 USD’ye ürettirmek için çalıştı.
Basitleştirmek için kullanımı anlamanın yanısıra üretim akışını da basitleştirmek gerektiğini planlamalısınız. Görünüşte basit gibi görünen bir ürün için uygulanması güç süreçler yaratıyor iseniz basitleştirme hedefinden uzaklaşıyorsunuz demektir.
iPod tasarım sürecinde “Şarkı, şarkıcı, album, hangisine göre aramak istiyorsunuz” sorusuna “niçin böyle bir şeye ihtiyaç var ki ?” diye sorgulayarak iptal etmişti. Daha sonra ise “açma / kapama” düğmesini sorguladı ve yok etti. Bunu ilk söylediğinde ekibi önce şaşırdı ama sonra gerçekten niye var ki diye sorarak tasarımdan çıkarttılar.
Basitleştirme ile yalınlaşmayı yakın akraba olarak değerlendirebilirsiniz. Sürecinizin içinden gerekmeyeni çıkartmak için önce gerekmeyeni bulmalısınız. Bunun için ise yapmanız gereken “olay yerine gitmektir” yani müşteri ile ürünün buluştuğu yere.
Kaynak : Walter Isaacson