10 Adımda Stok Nasıl Azaltılır ve Bir Daha Artmaz

Kullanmanız gereken 10 yöntem nedir?

Seminer : 22 Mayıs Perşembe Pendik GreenPark-Istanbul

Görsel

Stok Nasıl Azaltılır?

Bunun için uygulanabilir yöntemler nelerdir?

Bu yöntemler ile tekrar başa dönülmesi, tekrar artışa geçmesi engellenebilir mi?

Bu seminer içinde bir şirketin stok azaltma projesini adım adım nasıl gerçekleştirmesi gerektiğini öğreneceksiniz


 
Tarih: 22 Mayıs Perşembe
Saat: 10:00 ? 16:30
Yer: Pendik Green Park Hotel İstanbul
Ağırlama : Açık Büfe Öğlen Yemeği ve İkramlar
Konuşmacı: Cengiz Pak
Sertifika : Katılım Sertifikası
Seminer Notları : Evet
Örnek Yazılım : Freedom ERP
Kayıt için: 0216 360 65 60
cansu@gembateam.net

Katılım Ücreti
250 TL + KDV ( KDV dahil 295 TL )
Site Üyeleri, Temel Teknoloji ve Gemba Team Üyeleri İçin 195 TL + KDV

Tüm Bonus Kartlara Peşin Fiyatına 6 Ay Taksit


Seminer İçeriği

Stok nasıl azaltılır ve bir daha artmaz? Bilinmesi gereken ilk 10 konu

  • Stok yönetimi ve fazla stok konusu
  • Stok Nasıl Azaltılır, Bir Şirket Projesi Nasıl Hazırlanır, Yöntemler ?
  • Stok klasifikasyonu için ABC (Pareto Yöntemi) yönteminin kullanılması
  • IQR (Inventory Quality Ratio) nasıl hesaplanır ?
  • Stok Kayıt Doğruluğu nedir, nasıl hesaplanır ?
  • Stok yaşlandırma nedir, nasıl hesaplanır ?
  • Stok devir hızı nasıl hesaplanır ?
  • Stok Yenileme, Sipariş Büyüklüğü Hesaplama Teknikleri ve EOQ
  • Güvenlik Stoğu nasıl hesaplanır ?
  • Bağımsız ve bağımlı talep nedir, nasıl yönetilir
  • Tedarik Zincirinde Talep Nasıl Gezinir, BullWhip Effect Sizi Nasıl Etkiler
  • MRP nasıl çalışır ?
  • Kapanış ve stok azaltma yaklaşımının özeti

 Seminere Kimler katılmalı 

  • Satınalma ve Tedarik Zinciri Yöneticileri ve Çalışanları
  • Planlama Yöneticileri ve Çalışanları
  • ERP Yönetici ve Danışmanları
  • Maliyet Muhasebesi Yönetimi


Banka Hesap Bilgisi

Türkiye Ekonomi Bankası (TEB) ? Temel Teknoloji Yazılım ve Danışmanlık ? Cengiz Pak
IBAN : TR570003200004200000097043

Bonus Kart?a Mail Order ile 6 Taksit yaptırmak için bizi arayın 0216 360 65 60

seminer_fotografi

ERP ve Operasyonel İyileştirme konu başlıklarını bundan sonra Perşembe günleri seminerlerinde işleyeceğim. Bu sayede planınızı çok önceden yapabileceğinizi umuyorum.

Seminerlere şirketlerinde bu konularda çalışan veya çalışmak isteyen profesyonellerin yanında ileride danışman olarak da kendi işini kurmak isteyenlerin ilgi göstereceğini düşünüyorum.
Seminer Programı …

22 Mayıs 2014 Pendik Green Park – Istanbul … 10 Adımda Stok Nasıl Azaltılır ve Bir Daha Artmaz 

29 Mayıs 2014 Pendik Green Park – Istanbul … ERP ve Ürün Ağacınız, Onu Nasıl Hazırlamalısınız ?

5 Haziran 2014 Pendik Green Park – Istanbul … ERP ve Başarılı Maliyet Sisteminin Kuruluşu

12 Haziran 2014 Pendik Green Park – Istanbul … ERP Projelerinde Fark ve Süreç Analizi Nasıl Yapılır ?

19 Haziran 2014 Pendik Green Park – Istanbul … 90 Günde Stok Kayıt Doğruluğu Nasıl Sağlanır, Stok Sayım Teknikleri Nelerdir ?

26 Haziran 2014 Pendik Green Park – Istanbul … Fabrika ve Kalıp Bakım, OEE Analizleri … Bilgisayar Destekli, Profesyonel Bakım Yönetimi Nasıl Gerçekleştirilir ?

Pendik Green Park Oteli Hakkında

Otel Istanbul’un Anadolu yakasında bulunan sanayi bölgelerine yakın, Bursa yönünden gelmek isteyenler için feribot iskelesine 1 Km uzaklıkta, uçak ile gelmek isteyenler için ise Sabiha Gökçen’den trafiğe girmeden ulaşılabilecek bir noktadadır.

Pendik Green Park çok sayıda toplantı salonuna , büyük bir otopark’a ve mükemmel bir Marmara denizi manzarasına sahiptir.

Greenpark_Pendik


Bu seminerlere katılmak isterseniz bilgiler aşağıda  :

Yer: Pendik Green Park Hotel İstanbul
Ağırlama : Açık Büfe Öğlen Yemeği ve İkramlar
Konuşmacı: Cengiz Pak
Sertifika : Katılım Sertifikası
Seminer Notları : Evet
Kayıt için: 0216 360 65 60 /cansu@temelteknoloji.com

Katılım Ücreti : 250 TL + KDV ( KDV dahil 295 TL )

Site üyeleri, Temel Teknoloji Müşterileri ve Gemba Team Üyeleri 195 TL + KDV

Tüm Bonus Kartlara Peşin Fiyatına 6 Ay Taksit (Taksitlendirme için Cansu Hanım ile görüşünüz)

Tags:

sunum_semineri_cengizpak

Topluluk önünde konuşurken rahat mısınız ?

Hatırlanacak sunumlar yapmak ister misiniz ?

Bir sunumun kariyerinizi değiştirebileceğini biliyor musunuz ?

Kişisel kariyeriniz (seçtiğiniz işe göre) sunum yeteneklerinize bağlı olabilir ?

Evet, bir sunum kariyerinizi değiştirebilir. Eğer başarısız bir sunum yaparsanız muhtemelen size daha önemli bir konuda sunum görevi verilmeyecek, sizin yerinize başkası ilerleyecektir. Başarılı bir sunum yaparsanız ise muhtemelen bulunduğunuz görevden daha yükseklere doğru çıkabileceksiniz.  İşte bu yüzden başarısızlık ihtimalini yok etmelisiniz.

Başarısız bir sunum yaparsanız tek kaybeden siz değilsiniz ?

Eğer bir şirket çalışanı iseniz şirketiniz bundan etkilenir. Sunum müşterilere, tedarikçilere veya yatırımcılara yapıldı ise şirket hakkında pozitif bir düşünce oluşmayacaktır. Sunum çalışanlara, şirket içine yapıldı ise kaybolan zaman, motivasyonunu kaybeden çalışanlar, hedefine gidemeyen projeler olarak geri dönüş olur.

VASAT olmak istiyorsanız o sizin bileceğiniz bir iş ?

Evet, topluluk önünde olmak ürkütücüdür, insanların %75?inde bu korku ilk sırada yer alır. Ancak buna rağmen başarılı olup olmamak sizin elinizde. Doğru teknikleri nasıl kullanacağınızı bilirseniz sonuç sizin lehinize olacaktır.

Yükselmek isteyen bütün profesyoneller, iş sahipleri, girişimciler, akademisyenler, satış ve pazarlama çalışanları ? Az veya çok sayıda sunum yapacaksınız. Örneğin ben 700?den fazla sunum yapmış birisiyim ve hala daha öğrenmekte olduğumu düşünüyorum. Ancak en önemlisi başlamaktır, sadece başlayanlar ilerler diğerleri ise ilerleyenleri konuşur.

Bu seminerde izleyeceğiniz 9 adımlık yol sizi başarı potasına sokacaktır. İşte bu yüzden katılmalısınız.

Seminerim hem işin tekniğini hem uygulamasını içeriyor. Sunumu nasıl hazırlayacağınızı, sesinizi ve vücudunuzu nasıl kullanacağınızı hem izleyerek hem de yaparak öğreneceksiniz.

Seminerden ayrılırken ulaşmış olacağınız noktanın çok tatmin edici olduğunu göreceksiniz

Kimler katılmalı ?

Topluluk önünde konuşmak eğlenceli bir şeydir, sadece nasıl yapılacağını bilmeniz gerekiyor.

Eğer sahneye çıktığınızda performansınızın takdir edilmesini istiyorsanız sizi bu seminere bekliyorum.

Sunum yapmak veya topluluk önünde konuşmak durumunda olan veya isteyen herkes katılabilir. Profesyoneller, iş sahipleri, yöneticiler, yönetici adayları, akademisyenler, girişimciler, öğrenciler ? Sahnede herkese yerimiz var.

Sunum yapmak hakkında İŞ’TE KOBİ ekibinin hazırladığı 15 adet video için tıklayınız >>>

sunum01_470

Topluluk önünde konuşurken rahat mısınız ?

Hatırlanacak sunumlar yapmak ister misiniz ?

Bir sunumun kariyerinizi değiştirebileceğini biliyor musunuz ?

Kişisel kariyeriniz (seçtiğiniz işe göre) sunum yeteneklerinize bağlı olabilir …

Evet, bir sunum kariyerinizi değiştirebilir. Eğer başarısız bir sunum yaparsanız muhtemelen size daha önemli bir konuda sunum görevi verilmeyecek, sizin yerinize başkası ilerleyecektir. Başarılı bir sunum yaparsanız ise muhtemelen bulunduğunuz görevden daha yükseklere doğru çıkabileceksiniz.  İşte bu yüzden başarısızlık ihtimalini yok etmelisiniz.

Başarısız bir sunum yaparsanız tek kaybeden siz değilsiniz …

Eğer bir şirket çalışanı iseniz şirketiniz bundan etkilenir. Sunum müşterilere, tedarikçilere veya yatırımcılara yapıldı ise şirket hakkında pozitif bir düşünce oluşmayacaktır. Sunum çalışanlara, şirket içine yapıldı ise kaybolan zaman, motivasyonunu kaybeden çalışanlar, hedefine gidemeyen projeler olarak geri dönüş olur.

VASAT olmak istiyorsanız o sizin bileceğiniz bir iş …

Evet, topluluk önünde olmak ürkütücüdür, insanların %75′inde bu korku ilk sırada yer alır. Ancak buna rağmen başarılı olup olmamak sizin elinizde. Doğru teknikleri nasıl kullanacağınızı bilirseniz sonuç sizin lehinize olacaktır.

Yükselmek isteyen bütün profesyoneller, iş sahipleri, girişimciler, akademisyenler, satış ve pazarlama çalışanları … Az veya çok sayıda sunum yapacaksınız. Örneğin ben 700′den fazla sunum yapmış birisiyim ve hala daha öğrenmekte olduğumu düşünüyorum. Ancak en önemlisi başlamaktır, sadece başlayanlar ilerler diğerleri ise ilerleyenleri konuşur.

Bu seminerde izleyeceğiniz 9 adımlık yol sizi başarı potasına sokacaktır. İşte bu yüzden katılmalısınız.

Seminerim hem işin tekniğini hem uygulamasını içeriyor. Sunumu nasıl hazırlayacağınızı, sesinizi ve vücudunuzu nasıl kullanacağınızı hem izleyerek hem de yaparak öğreneceksiniz.

Seminerden ayrılırken ulaşmış olacağınız noktanın çok tatmin edici olduğunu göreceksiniz

teb_bonusKimler katılmalı ?

Topluluk önünde konuşmak eğlenceli bir şeydir, sadece nasıl yapılacağını bilmeniz gerekiyor.

Eğer sahneye çıktığınızda performansınızın takdir edilmesini istiyorsanız sizi bu seminere bekliyorum.

Sunum yapmak veya topluluk önünde konuşmak durumunda olan veya isteyen herkes katılabilir. Profesyoneller, iş sahipleri, yöneticiler, yönetici adayları, akademisyenler, girişimciler, öğrenciler … Sahnede herkese yerimiz var.

Hazırlayan ve Sunan : Cengiz Pak

Tarih : 14 Mayıs 2014

Yer : Pendik / GreenPark Oteli (Sahilde)

Yemek ve İkram : Açık büfe öğlen yemeği ve ara ikramlar

Sertifika : Gemba Team Sertifikası

Saat : 9:30 – 16:30

Gemba Team Puanı : 10

Katılım Ücreti :

360 TL + KDV ( KDV dahil 425 TL )

Hesap Numarası
Türkiye Ekonomi Bankası (TEB): TR570003200004200000097043
Hesap İsmi : Temel Teknoloji Yazılım ve Danışmanlık – Cengiz Pak

Kayıt İçin : (216) 360 65 60 / cansu@gembateam.net

Bu seminerin ücretini kredi kartınız ile ödeyebilirsiniz, form için tıklayın .

Eğer Bonus kartınız var ise 6 taksit imkanınız da var, diğer kartlar ile “tek çekim” şeklinde ödeyebilirsiniz. Formu doldurarak Cansu Hanım’a iletiniz.

Para_agaci_cp

SPK Başkanı’ndan şirketlere önemli uyarı
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Vahdettin Ertaş, Türkiye’de şirketlerinin artık daha fazla banka kredileri ile büyüyemeyeceğine inandığını belirterek, “Özkaynak ile finansmanın önemli olacağı bir döneme giriyoruz. Fed önümüzdeki dönemde faizleri artıracak. Paranın kullanım maliyeti artacak. (Hürriyet, 10 Nisan 2014)

Daha az kredi kullanmanın bir yolu israfı azaltmak, verimliliği arttırmak, hızlı karar verebilmek … diğer yolu hisse senedi piyasası … ama !!!

Niçin ama ile bitirdim ?

Çünkü hisse senedi piyasasında değerinizin olabilmesi için şirketinizin verimli bir makine olması gerekir. Verimli bir makine olabilmeniz için ise 2 kollu bir boksör olmalısınız (tek kollu değil)

1. Operasyonel olarak verimli çalışmak

2. Stratejik Planlama / Pazarlama konularında aklı başında olmak

Şirketinizin değerini arttırmak için ilk 4 ay ne yaptınız, kalan 8 ay ne yapacaksınız ?

 

Tags:
bekci
?Çok meşgul olmak? nerede ise bütün iyileştirme ve organize olma çalışmalarına karşı geliştirilmiş olan 1 numaralı defans mekanizmasıdır.
Zaten kim üst yönetimden birilerinin olduğu toplantıda benim vaktim var diyebilir ki !

Tags:

Brazil-Eye

Gelecekte nerede olmak istiyorsunuz ? Büyük ihtimalle  “bugün olmadığınız bir yerde !”

İşte vizyon bunun ifadesi, siz, şirketiniz veya bir kurum gelecekte nerede olmak istiyor, ulaşmak istediği nokta, tanım, rol, pozisyon ne ? Bunu cümleye veya cümlelere döktüğünüzde (çok uzun olmaz ise iyi olur sonra unutup gidersiniz …) vizyonunuzu belirlemiş olursunuz. Artık sizin veya sizinle birlikte çalışan veya hareket edenlerin ufkunda bir resim var, oraya doğru yaklaştıran eylemler doğru olanlar yaklaştırmayanlar ise uzak durulması gerekenlerdir.

“Markamızı sektörün en üst seviyelerine getirmek”, “Örnek alınan lider firma olmak”, “Çözümlerimizle hayatı kolaylaştırmak ve zenginleştirmek” … işte size internet üzerinden rasgele bulduğum vizyon cümleleri …

Şimdi gelelim vizyonu güçlü olanın kaleme aldığı vizyon cümlesinin özelliklerine :

* Öncelikle içi dolu, yürekten gelen bir ifade olmalıdır, duyanı etkilese iyi olur, “örnek alınan lider firma olmak” deyince içiniz titriyor mu, veya “hayatı zenginleştirmek” size vay canına dedirtiyor mu !

* İkinci aranan özellik “Özgün Olması” , okuyunca bu ifade bu kurumun, bu şirketin galiba dedirtmeli … Yukarıda herkesin bildiği 3 firmanın vizyon cümlesi var, siz kimlerdir anladınız mı ?

* Üçüncü özellik ilgi çekici olması, şimdiye kadar okuduğum vizyon ifadeleri arasında hiç rastlamadım

*  Kısa ve akılda kalıcı olması arzu edilir. Bizim şirketler ne diyeceklerini bilemedikleri için gerçekten de yukarıda okuduğunuz gibi son derece kısa cümleler kurarlar. Belki de bu cümleleri onlar değil web sitesini hazırlayanlar sayfa boş kalmasın diye de yazmış olabilirler mi acaba …

* Gözümüzü açan, bize yeni fikirler aktaran, iddialı olması istenir.

Gördüğünüz gibi oldukça zor bir şey vizyon cümlesi kurmak. Peki gerekli mi ?

Bence oldukça faydalı, insan zaman zaman haritaya bakıp, bulunduğu noktayı ölçüp rotasını revize etmeli. Örneğin okyanusta gidiyorsunuz ve hedef bir koordinatınız yok … şimdi ne olacak, her taraf su ve boşluk (aslında hiç fena değil). Belki kişisel olarak düşünüldüğünde vizyon sahibi olmamak ömrü uzatabilir ama şirket olarak düşününce aynı şey olmayacak gibi görünüyor, niye ? Çünkü bizim yerimize geçmek, bizim müşterileri ele geçirmek isteyenler var da ondan. Eğer herkes boş verse mesele yok ancak arada boş vermeyenler olduğu için şirketlere “vizyon” sahibi olmamayı öneremeyeceğim.

Vizyon ile Hırs kavramlarını da karıştırmamak gerek, çünkü vizyon hem bize hem de bizimle beraber olanlara huzur vermeli, güven vermeli, tutarlı ve gerçekçi olmalı … Şimdi ben Brezilya Başbakanı olmak benim hedefim desem, gece gündüz bunun için çalışsam, hırslansam, olamayınca sinirlensem herhalde deli diye alıp götürürler. Hırs insanı ve şirketleri kör eder vizyon ise gözünü açmalıdır. Diğer Stratejik Planlama yazılarım >>>

Yöneticiliğin esası delege edebilmeye dayanır. İşlerini delege edebilenler yönetici olabilir, yapanlar ise yapanlardır.

Delege edebilmek öğrenilebilir, işte size algoritması.

Delegasyon Algoritması

1. Sonuçlara odaklanın : İşin nasıl yapılacağından veya yapıldığından çok sonuca bakın. Sizin izlemeyi düşündüğünüz yoldan gidilmiyor olabilir, bırakın işi yapacak kişi kendi yöntemlerini geliştirsin.

2. Yukarıya doğru yansımaya ENGEL olun : Bir problem çıktığında işi aktardığınız kişilerin tekrar size sorumluluk veya çalışma aktarmalarına mutlak olarak engel olun. Alternatifleri ve önerisini sorun ve onun doğrusunu bulmasını isteyin. Sakın “ben bir bakayım sana dönerim” demeyin.

3. Motivasyon ve adanmışlık sağlayın : Başarılı olunduğunda kariyer olanakları, finansal getiriler, tanınma – bilinme gibi ilerlemeler hakkında tartışın. Gerektiğinde işi almış olan kişi veya ekibin organizasyon içinde tanınmasını – duyurulmasını sağlayın, yapılmakta olan işin başarısının ona (onlara) ait olacağını bildirin.

4. Kontrolu elden bırakmayın :Bunun için :

- İşleri ve tamamlanma zamanlarını izleyin

- İşin kontrol aşamalarını, ne zaman karşılıklı görüşüleceğini belirleyin

- Bir değişiklik oluyor ise yeniden planlayın ancak bu değişiklik notlarını saklayın

- Size getirilen işi, yapılmış miktarı incelemek için yeterli zamanı ayırın

Bu algoritmayı izlerseniz muhtemelen süreciniz başarı ile tamamlanacaktır.

Nasıl sürekli kontrol sağlanabilir ?

- Delege edeceğiniz işi iyice anlatın, bunu yaparken içi boş cümleler kurmamaya ve işin dışında bir şey anlatmamaya özen gösterin.

- O kişiyi veya ekibi niçin seçtiğinizi anlatın

- Çalışmanın süreci devam ediyorken ne beklediğinizi, nasıl izleneceklerini anlatın

- Termin tarihi, ara kontrol tarihleri üstünde anlaşın

- Hangi kaynakların kullanılabileceğini belirleyin

Bir işi delege etmek çocuk yetiştirmek gibidir. Hem izlemeli ve tehlikeli gelişmeleri engelleyecek kadar yakın olmalısınız hem de insanların kendi yeteneklerini gösterecekleri kadar onları özgür bırakmalısınız.

Sadece başarılı biten işi kabul etmek çok önemlidir

Delege ettiğiniz bir iş tamamlanarak size geldiğinde onu incelemek için yeterli zamanı ayırmalısınız. Asla “bırakın şuraya ben sonra bakarım” diye bir şey söylememelisiniz.

Diğer yandan beklenen sonucun elde edilmediği durumu olduğu gibi kabul edip sonra işi yenien yapmaya çalışmak ekibinize bir şey öğretmez. Başarısızlığı veya neyin yapılamadığını yaşamalı ve ders çıkartmalılar. Bunu yaparken kişisel değil işe odaklı olunmalı ve bir sonraki sefer için dersler çıkartılmalıdır.

Eğer sonuç başarılı ise bu başarıyı yakalayanları tanıması gereken herkes tanımalıdır. Ödül verecek iseniz beklemeden vermeli, takdir edecek iseniz bunu vakit geçirmeden yapmalısınız. Bu sayede delege ettiğiniz kişinin veya ekibin kendilerine olan güvenini pekiştirmiş olursunuz.

Etkin_Sunum_girisimcilik_cp
Marmara Üniversitesi İnovasyon ve Teknoloji Transfer Ofisi (MİTTO) tarafından organize edilen TÜBİTAK Girişimcilik Sertifika Programı’na Etkin ve Profesyonel Sunum Nasıl Hazırlanır ve Yapılır isimli sunumla katılıyorum.

Meslek hayatımda henüz 1000 sunuma ulaşmadım herhalde ama yaklaştığımı düşünüyorum. Bunların bir kısmından dersler çıkardım ve yeni şeyler öğrendim. Her öğrendiğimi bir sonra olan sunumda kullanmaya çalıştım ancak bazı şeyleri oturtmak gerçekten zaman alıyor.

Toplam 8 saat sürecek bu sunumda hem konunun teknik tarafını hem de tecrübelerimi aktarmaya çalışacağım. Her zaman olduğu gibi konuyu bir algoritma olarak işlemekteyim, bu bana hem mühendislikten hem de sistem analiz etme alışkanlığımdan kalan bir miras.

Görüşmek üzere.

 

 

oldman

Ben bir iş aramıyorum ama cevapları ben veriyormuşum gibi yazdım, bu sayede cümleler daha kısa oldu.

1 – Daha az işe gelmemezlik yaparım, gençlere göre daha az yaşlı akrabam olduğu için teyzemin kocasının hastalığı benim işe gelmeme engel olamayacaktır.

2 -  Hergün yeni bir iş aramam.

3 -  Daha sadık ve anlayışlı bir çalışan olurum.

4 -  Gençlere göre kendimi daha az sakatlarım.

5 -  Daha tecrübeliyim, bir de onu doğru kullanabildiğimi hayal edin.

6 – İş etiği hakkında daha fazla fikir ve algıya sahibim.

7 -  Hayat ile bilek güreşim olmadığı için yaptığım işten daha çok zevk alırım.

8 – Çalışmak istememin tek sebebi para değil.

9 – İnsanlar ile konuşurken cep telefonum ile oynamam.

10 – Sizde bir gün yaşlanacaksınız, o zaman ne dediğimi anlayacaksınız ama beni bulamayabilirsin.

Tags:

Internet demokratik bir platform, herkes her şeyi söyleyebiliyor, fikir beyan edebiliyor.

Birisi diyor ki “Kararsız müşterilerin karar vermelerine yardımcı olursanız çok kolay satış yaparsınız”

Bir yayın organı bunu bir tavsiye olarak yayınlıyor, hem de UZMAN tavsiyesi !

Diğeri yazmış (hiç değiştirmeden aktarıyorum):

Buluşcu ol.Buluşçuluk farklılıktır.Fark satar.Hergün sektör ile ilgili, mesleğinle ilgili oku.Düşün,üret,yaz.

Peki bu tavsiye kime ? Yazılım satıcılarına …

Bir tane daha var …

Satışta inovasyon stratejileri uygulanmalıdır

İnsanın içinden çok şey geliyor ama ben daha basit bir yolu seçeceğim.

Bundan sonra takıldığım konuları Boncuk’a soracağım.

Sebebini açıklayayım.

Boncuk kendisini sevdirmek için yerde yuvarlanmaktan başka bir şey yapmadığı gibi tırmalıyor ve ısırıyor. Buna rağmen biz onu seviyoruz.

Siz firmanızı veya ürününüzü Boncuğu sevdiğimizin onda biri sevmemiz için ne kadar çok uğraşacaksınız değil mi ?

Dolayısı ile büyük usta Boncuk karşısında saygıyla eğiliyoruz, bundan sonra merak ettiğimiz satış ve pazarlama konularını ona danışıyoruz.

Eğer sizin de ona sormak istedikleriniz var ise sorunuz ile birlikte biraz mama veya ısırıp yerde yuvarlayabileceği bir oyuncak ile beraber sorunuzu bana gönderebilirsiniz. Size mırıldanma, ısırık, yuvarlanma şeklinde cevabını ileteceğimden şüpheniz olmasın.

Hiç değil ise aklınız karışmaz …

Not : Boncuk küçüklüğünden beri bizim evde yapılan pazarlama konuşmalarından etkilendiği için bu hale geldi, her kedinin bunu yapabileceğini düşünmemelisiniz elbette …

Bu sözü “İhtiyar köpeğe yeni numara öğretmek zordur” ile karıştırabilirsiniz, ama ben ihtiyar köpeğe olan saygımdan onu devre dışı bırakıyorum, yerine “taş kafalı” sıfatına uygun insanları koymak istiyorum.

Canlılar aleminde ortama uyum sağlayabilenlerin türlerini devam ettirebildiği söylenir. Hatta bu durum “survival of the fittest” diye bence son derece karizmatik bir ifade ile anlatılır.

Öğrenmeye, hiç değil ise anlamaya kapalı olmak zihin seviyesinde yolun sonudur, elbette fiziken bu konumda yıllar geçirebilirsiniz ve belki çok da mutlu olabilirsiniz. Şartlar yardımcı olur ise başarılı da olabilirsiniz. Bunun basit bir sebebi var :

İnsanlar veya toplumlar bir fikir ve görüş ile karşılaştıklarında düşünmek, kabul etmek, red etmek, göz ardı etmek … gibi sonu “mek” ile biten fiiller ortaya çıkar. Halbuki ortada karşılaşılan bir fikir yok ise hiç bir şey yapmaya da gerek yoktur, dolayısı ile “minimum enerji konumu” bu şekilde elde edilmiş olacaktır.

Bütün sistemlerin nihai hedefi “minimum enerji konumudur”, kendinizi buna göre yıpratın.

Tags:

company_sales

Şirket kurmak çok kolaydır, kapatmak ise oldukça güç bir süreç.

Bugün Türkiye’de bir çok şirket sahibi şirketini kapatmak istese bile kapatamayacak noktada bulunuyor. Bunun sebebi ise birikmiş vergiler ve kıdem tazminatları.

Bu tür şirketler için geriye 1 adet yol kalıyor. Şirkete yeni bir sahip bulmak, kısacası satmak çünkü bir sonraki nesil devri bile artık imkansız olabilir.

Elbette işi buraya vardırmamak lazımdı ancak şimdi düşünmeniz gereken “satın alınması cazip hale nasıl geleceğiniz”.

 

Tags:

sehir_imaji

Yerel yönetimler kendi şehirleri için ulaşabilecekleri en iyi imaja ulaşmak ister.

Peki bu en iyi nedir ?

Her şehrin, bölgenin ana müşteri grubuna karar vermeden hangi imaja sahip olunacağına karar veriyor olmak geçersiz bir hamle olacaktır, en iyi göreceli bir kavramdır.

Örneğin siz zengin insanları hedefliyorsanız başka orta geliri hedefliyorsanız başka bir planınız olmalıdır. Veya şehirden dışarıya göçü durdurmak için başka içeriye göç almak için başka bir vizyon ve plana sahip olmalısınız.

Bugün için şehirler rekabet halindedir, hem de global anlamda. Şu anda Türkiye’de bir bölge İspanyanın alternatif bölgesi ile rekabet ediyor olabilir veya sadece komşusu ile … Yerel yönetimler bu rekabet yarışında yerlerini almalı, silahlarını geliştirmelidir. Diğer türlü şehir halkını hak etmedikleri bir yaşama mahkum eder ve sonunda oranın boşalmasına veya nitelik değiştirmesine sebep olurlar.

Bir şehrin imajı onu diğerinden ayırır. Örneğin gözünüzün önüne Afyon için başka Zonguldak için başka bir resim gelir. Bu resmin “o yerel yönetimin istediği resim” olup olmadığı yine o yerel yönetimin hedefine ulaşıp ulaşamadığının göstergesi olacaktır.

Bir şehrin imajı uzun dönemli bir çabanın sonucu oluşur, ortaya çıkan algıya “o şehrin marka algısı” diyebiliriz.

Bir imajın varlığından bahsedebilmek için o imajın hedeflenen müşteri grubu tarafından algılanıyor olmasına bakılmalıdır, herkes tarafından algılanması gerekmez.

Peki her şehrin bir marka algısı veya imajı var mıdır ?

Yoktur …

Zaten her yerel yönetimin bu imajı oluşturabilecek vizyon ve yetkinliğe sahip olması pek mümkün değil. Yerel yönetimler uzun vadeli stratejik planlarını yaparken bu konuyu işlemiş ve uyumlu aktivite setini düşünmüş olmalı ancak bu aşamada kolaylıkla hata yapılabilir, odaklanılmaması gereken bir konuya odaklanma ile kent yıllarını kaybedebilir. En çok yapılan planlama hatası ise odak konunun müşteriye göre seçilmemesi, yönetimin / kentin kendisine göre bir konuyu (yer, tarihi veya doğal özellik, ürün, kültür özelliği …) tercih etmesidir.

 

 

Tags:

Şirketinizin yarın var olmasını istiyor musunuz ?

Ne saçma bir soru değil mi, kim var olmasın isterki !

Sigaranın zararlı olduğunu bilmeyen yok ama içiliyor, işte bu da böyle bir şey.  Herkes var olmak, var olsun istiyor ama az sayıda kişi gerekeni yapıyor …

Kanıtı ne ?

Kurulan her 100 şirketin % 40′ı ikinci nesile ve sadece % 4′ü üçüncü nesile geçiyor.

Peki var olmak için ne yapıyor olmak gerekli ?

Bence iki konuya eğilmek yerinde olacaktır … Bunları bir birinden ayırmak veya öncelik vermek bence sakıncalı ancak yazarken ikisini aynı anda yazmak mümkün olmadığı için tek tek anlatmam gerekiyor.

1. Şirketi yarın kim yönetecek ise bugünden hazırlanmalıdır …

Şirketiniz yarın var olacak ise başında, yönetiminde birileri oluyor olmalı … Bugün olmayan veya iş hayatının başında olan birileri … Dolayısı ise insan kaynaklarınızı yenilemek ve geliştirmek için bir görüşünüz ve aksiyon listeniz olmalı.

Strateji oluşturmak yarın yapacağınız bir şey değildir, bugün yapıyor olduğunuz aksiyonlar yarını şekillendirmekte olduğu için bugün sürdürdüğünüz bir iş listeniz olmalıdır.

Kim veya kimler işi sürdürecek, yeni insanları yaratması gereken mekanizmanız nasıl çalışıyor ?

İşte bu soruya cevap vermek kritik ve de kolay değil. Bu aşamada bir çok şirketin içinde bence hatalı olan bir kurumsallaşma konusunun konuşulduğuna değinmek istiyorum.Dünyada var olan şirketlerin büyük bir kısmı aile şirketidir, aile şirketi olmak ve yönetimde aile üyelerinden bazılarının olması kurumsal olmaya asla engel değildir.

Bazen şirket çalışanlarının patronlarının her karara karışıyor olmasından şikayetçi olmalarını ve bu davranışı kurumsal olmamak ile aynı cümle içinde kullanmalarına ben katılamıyorum. Çünkü “patronlar kurumsal olmaz ama çalışanlar olmalıdır”. Dolayısı ile profesyonel yöneticilerin akıllarında ve vizyonlarında bir sistem olmalı, onu yapılabilir şartları bir miktar zorlayarak hayata sokmaya çalışmalı ve bu senaryonun içinde patronun da bilgilendirilmesini sağlamalıdır. Patronların çoğu, çalışanlarının olayları sahiplenip sahiplenmediğini kolayca anlar, sahipleniyor iseniz yine büyük bir çoğunluğu sizinle olan mesafesini arttırır … aksi takdirde yanınızdan ayrılmaz çünkü kendisine ait olan şeyleri tehlike altında görmektedir.

Yönetimin devri konusu kolay bir süreç değildir ama şirketi sürdürebilmek için gereklidir. Dolayısı ile devir alacak kişilerin hazırlanması temel bir konudur.

2. Çalışma düzeninin devredilebilir ve başka bir yerde tekrarlanabilir olması yarın var olmak için mutlaka gereklidir

Devredilebilir Çalışma Düzeni devredilecek kişi siz olduğunuzda hazır olmasını isteyeceğiniz her şeydir.

Kim ne iş yapıyor, yapmalı, performansı nasıl ölçülüyor, geçmişte hangi sonuçlar alınmış, sistem kendi kendisini denetliyebiliyor mu ?, yenilenme kurgusu tarif edilmiş mi ?, o koltukta olan minimum neyi izlemeli ve hengi değerleri normal kabul etmeli ?, bilgi sistemi nasıl çalışıyor ?, iş süreçlerinizin yenilenme süreci çalışıyor mu ? … Kısacası işe katılan yeni bir kişi yarın sabah neye bakacağını, neyin normal neyin anormal olduğunu hızla anlayabilecek mi ? Yoksa birileri ona uzun uzun, araya kendi yorumlarını da katarak anlatması mı gerekiyor …

Veya bir başka yere yeni bir tesis kurmanız, şube açmanız gerektiğinde bilgi ve yönetim sisteminiz bu süreci yönetebiliyor mu? Orada aranıza katılacak olan kişiler bugün sizinle çalışanların bildiklerini ve yapmaya alıştıklarını hemen yapabilecekler mi … Yoksa oranın başına gelecek olan bir yönetici yeniden bir sistem kurmaya mı çalışacak, Amerika yeniden mi keşfedilecek …

Peki devredilebilir düzenin temelinde neler olmalı ?

İşin ve kişinin nasıl ölçüleceğinin tarif edilmiş olmasının yanında zincirleme olarak çalışan bir raporlama ve bilgilendirme düzeni olmalıdır. Bu tür düzenler için iş dünyasında kullanılmakta olan modellerin en başında Balanced ScoreCard – Şirket Karnesi diye anılan bir uygulama gelmektedir. İş dünyasında kullanılan her modelin en az iki boyutuna dikkat edilmeli. Bunlardan ilki teknik veri altyapısı diğeri ise insanların aklını zorlamayan bir kavramsal düzene sahip olmalarıdır. Kimsenin nereye varacağını anlamadığı uygulamaların pek fazla şansı olmaz.

ERP veya etkinliği olan bilgi sistemi bu işin zemininde yer alır, elbette tek başına değil. ERP’nin yanında sağduyu ve ayrıntıları hızlı eleyen bir akıl elbette gereklidir. Ancak bunların hepsini çalışan bir düzene çevirmek işin önemli kısmıdır. Diğer bir deyim ile yıldız insanlar olmadan çalışabilen, kendisini yenileyebilen bir düzen.

Peki yıldızlara ihtiyaç yok mu ? Olsalar çok iyi olur ama her zaman bulamazsınız. Dolayısı ile olmadıkları dönemleri şirketiniz sakin geçirebilmeli, omurgasını dik tutabilmelidir.

Şirketinizin bir el kitabı olduğunu düşünün, içinde ilişkiler, ölçüm düzeni, performans kriterleri, yenilenme kurgusunun nasıl çalışacağı, israf noktalarının nasıl keşfedileceği, ne zaman zillerin çalacağı tarif edilmiş olsun. İyi olmaz mı ?

Eğer sürdürmeye niyetiniz olmasa bile bunları yaparsanız şirketinizin değeri artacağından satarken de daha yüksek fiyata satabilirsiniz …