Çok parlak bir fikrim var …
Geçen gün daha 6 ay önce iş hayatına atılmış olan oğlum broşürlerini hazırlattığı matbaanın patronu ile yaptığı konuşmayı şöyle aktardı :
- Baba herkesin problemi aynı, o da çalışanlarından, işe sarılmadıklarından, titiz olmamalarından şikayet ediyor … tıpkı benim gibi. Bu işler hep böyle midir ?
Tabii ben bir danışman olduğum için bana sorması çok doğal.
İşte o anda bir şimşek çaktı …
Bütün patronlar işleri mükemmelen bildiklerine göre o zaman on – onbeş şirketin (gerekirse 100 – 200, ne de olsa ucunda muhteşem bir fırsat olabilir) patronu bir araya gelip bir şirket kursalar ve sadece kendileri çalışsalar acaba ortaya SÜPER ŞİRKET çıkar mı ?
Bu ne saçma bir şey demeden önce iki (2) kere düşünün.
Birincisi bütün işleri bilen mükemmel bir kadro ortaya çıkacak.
İkincisi ise çalışanlarından şikayetçi olamayan bir şirket yönetimi.
Peki, niye olmaz ?
Yorumlarınızı bekliyorum …
This post has 5 comments
Mart 21st, 2012
Aslında şikayet eden patronların atladıkları en önemli konu organizasyonların kesinlikle tek başına yürüyemeyeceğidir.
Çekirdekten büyüyen firmalar büyüme oranıyla doğru orantılı olarak profesyonel insanların katılımını arttırmalıdır.
Patron egosu çalışanlarının katkılarını görememek bizim ülke olarak ne yazık ki en büyük hastalığımız.
Bu ego aile şirketlerinin kurumsallaşmasının önündeki en büyük engeldir.
Her zaman söylerim iyi bir terzi olabilirsiniz ama tekstil atölyesi yada tekstil şirketi yönetemeyebilirsiniz.
Yetki devri firma büyüdükçe olmazsa olmazlardandır. Benim üzerimde çok emeği olan bir koordinatörümüz çok geç saatlerde çalışırken yanıma geldi. Zafer hayırdır bu saatte neden çalışıyorsun dedi. Bende fon hareketlerini muhasebeleştiriyorum dedim. Bana sana 5 kişilik bir ekip kurduk o arkadaşlara neden bu işi yaptırmıyorsun diye sordu. Yapamazlar işe gerekli özen ve dikkati veremez onlar dedim. Yanılıyorsun çalışma arkadaşlarına güvenmelisin dedi. Aradan bir hafta geçti öğle yemeğinde karşılaştık yanıma oturdu. Zafer nasıl çalışanlarına güveniyormusun dedi gülerek. Evet dedim. İyi o zaman. Şimdi onları kontrol etmelisin dedi! Şaşırdım. Güven iyidir ama kontrol daha iyidir dedi O zamandan beri bir çok projede bir çok ekiple çalıştım. Benimle çalışan arkadaşlarıma hep güvendim. Yetki delegasyonunu olabildiğince iyi yapmaya çalıştım ama kontrolü asla ihmal etmedim.
Bence Türkiyedeki Patronların en büyük sıkıntısı Kontrol mekanizmaları bulmak yerine yerine çalışanlarına güvenmemeyi tercih etmemeleri. Aslında milli bir sorun. Türkiyede büyük sermayelerin oluşmamasının önündeki en büyük engel budur hatta birçok firmanın batmasınada sebeptir. Örneğin yakın bir geçmişte emekli olan herkes bakkal dükkanı açardı. Şuan bu bakkal dükkanları nerede diye sorarsanız battılar. Hemen büyük marketler bakkalları batırdı diye düşünenler olacaktır Hayır büyük marketler bu esnafları batırmadı. Bireysellikten kurtulamamak batırdı. 100 bakkal bir araya gelip hipermarket kursalardı 100 ortağın herbiri şuan para sayıyor olurlardı:)
Aynı konuya daha öncede şahit olmuştum. Üniversiteden bir hocamızla adapazarının torna atölyelerinin bulunduğu bir bölgesine gittik. Atölye sahipleri işsizlikten yakınıyorlardı, CNC tezgahları yeni çıkmıştı eski tarz makinelerle üretimleri çok az olduğu için büyük firmalar ihalelerde bu atölyelere nefes aldırmıyordu. O gezi sırasında tavla oynayan 3-5 esnafa neden birleşip şirket kurmuyorsunuz. İhalelere girip hacimli işler alabilirsiniz, böyle parça parça işlerle hem kazanamıyor hemde teknolojiye yatırım yapamıyorsunuz dedik ne mi oldu kurtaramadık patron hastalığı her yerlerine sirayet etmişti. Şu an duydumki o bölgedeki torna atölyeleri kapanmış o alana toplu konutlar yapılacakmış. Üzücü değilmi ama gerçek bu.
Ben yıllardır şirket bünyesinde iş geliştirme yapıyorum.
En rahat çalıştığım firmalar profesyonellerle yönetilen firmalardır. En zorlandığım firmalar ise başında işi kuran patronun olduğu firmalardır. Bu firmalar onların çocukları gibidir başkalarıyla paylaşamazlar öneriler sıkar çünkü işi bu seviyeye onlar getirmiştir ilk olarak bu psikolojik duvarı yıkmalısınız.
Bence 200 patron bilgi, tecrübe ve sermayelerini bir araya getirebilse Türkiyenin önü açılır. Yıllar önce özelleştirmelerin yabancılara yapılmasından şikayet etmiyormuyduk? Peki neden bir araya gelip bu özelleştirmelerde boy gösterecek bir sermayeye sahip olamadık tek sebep budur. En büyük arzum şuan krizde olan Yunanistanda Türk turizmcilerinin birleşerek teker teker Yunanistandaki hotelleri almasıdır. Takım halinde kollektif çalışmayı öğrenemezsek başkaları geldi, geliyor, gelecek sektör sektör tüm dengeleri bozarak büyük karlar elde edecek. Sonra bakkal amca bordrolu işçi olacak.
Yazdıklarım çok kötümser gelebelir belki sizlere ancak gerçek bu.
Cengiz bey örneğin oğlunuzun broşür bastırmak istediği firmayı ele alalım şuan ofset bölümü olan uluslararası bir firmada olduğum için şunu söyleyebilirim.
1000 adet broşür basmanı setup maliyet ve süresi ile 1.000.000.0000 adet broşür basmanın setup maliyeti ve setup süresi aynıdır. Eminim 1.000.000.000 iş basacak kapasitesi yoktur. Aynı sektördeki firmalar birleşin kapasitenizi arttırın ihalelere girin daha çok iş, ileri teknoloji ve daha fazla kar yaratın deseniz size gülerler. Bana yetiyor şu kalfa mesai saati bitince eve gitmek istiyor işi sahiplenmiyor daha fazla çalışsa ben karımı 10 kat arttırırım diyecektir yada Usta, kalfa ve çırakları idare edemiyor ben olmasam bu iş ilerlemez diyecektir.
Teşekkürler
Mart 21st, 2012
Kendi alanlarındaki işleri bilen mükemmel bir kadro olacak belki, ama birinin bildiğini diğeri aynı ölçüde bilemeyeceğinden yine çatışmalar çıkacaktır. Kendilerince doğru olanlar diğerlerince aynı oranda doğru olmayacaktır.
İkincisi ise çalışanlarından şikayetçi olamayan bir şirket yönetimi olması mümkün değil. herkes patrn dahi olsa insanoğlu daima bir rekabet, daima bir diğerini beğenmeme, açıklarını arama çabası içindelerdir ki, durum böyle olunca da mutlaka bir açık ortaya çıkar. unutmamalı ki başkasının bakış açısından bakıldığında kimse mükemmel değildir ve hatalar arandığı sürece bulunur. Konuya sözlü olarak söylenecek, derinlemesine konuşulacak çok şey olabilir, ama yazılı olarak ifade etmek çok güç.
Mart 27th, 2012
ben bütün patronların bir araya gelip mükemmel bir , mükemmel bir şirket ve mükemmel bir çıkacağına inanmıyorum.patronluk ayrı bir vasıf,
herkes patron olursa egolar tamamen ortaya çıkacağına inanıyorum.işlerin yürümeyeceğinide:)
Mart 27th, 2012
Patronluk ve yöneticilik, virtüözlükle orkestra şefliği gibi ayrı bir şeydir. nasıl ki dünyanın en iyi virtüözleri kötü bir şefin elinde berbat bir konser verebilirse patronlardan oluşan bir şirketin de kesinlikle bir yöneticiye ihtiyacı olacaktır. Şirketlerin başarısı kadroların ve süreçlerin uyumuyla orantılıdır.
Nisan 18th, 2012
Evet işleri çok iyi bilen bir kadro ortaya çıkacak ama…
Bu sefer işleri kimin daha iyi yaptığı tartışma konusu olacak, sonuçta hepsinde patronluk egosu var.Kimse bir diğerine hesap verme zahmetinde bulunmayacağı için organize olmak zorlaşacaktır.
Trackbacks