Bir şeyin marka olabilmesi için onunla beraber anılması istenen özelliklerin ona yapışması gerekir. Biz onlardan birini gördüğümüzde, duyduğumuzda veya okuduğumuzda “o marka” gözümüzde canlanmalıdır.
Örneğin Eiffel Kulesi doğrudan Paris’i hatırlatır (eğer altında özel bir anınız yok ise) veya Mevlana ismi ile Konya aklımıza gelir … Bir Şehir marka olabilmek için 5 farklı özelliği kullanabilir, bunlar :
1. Fiziksel objeler, yerler
2. Tarihi geçmiş
3. Sosyokültürel özellikler
4. İşlevsel unsurlar
5 . Yönetim özellikleri
Fiziksel objeler, yerler
Venediğin su kanalları, Roma’nın aşıklar çeşmesi, İstanbul Boğazının Asya ve Avrupa geçiş noktası olması, Selimiye Camisinin Edirne’nin sembolü olması, Eiffel Kulesi, Londranın Hyde Parkı … Bunların hepsi bilinen ve insanların görmek istediği yerler.Önemli olan bunların çekici olarak sunulması, planlı bir şekilde pazarlanmasıdır.
Şehir yönetimi, üzerinde duracağı yer veya objenin etrafında olması gereken hizmetleri de planlayarak ortamı ziyaretçiler için çok daha cazip hale getirebilir.
Tarihi geçmiş
Her şehrin uzun veya kısa bir tarihi vardır. Geçmişte yaşamış halklar, medeniyetler, orada yaşamış ünlü insanlar, yaşamakta olan sanatçılar ve bilinen kişiler, oarada gerçekleşmiş olaylar o şehrin hikayesini yaratır.
Şehrin hikayesi insanları o şehre çeken unsurlardan birisidir çünkü insanlar hikayeleri sever.
Örneğin çok sayıda kültürün içinde yer alan Şahmeran’ı Yedikule Zindanları’nda geçen bir hikaye içine alarak bir tanıtım yaparsanız hem tarihi özelliklerinizi hem de sosyokültürel geçmişinizi kullanmış olursunuz.
Şehir yönetimleri tarihi özelliklerini bina veya yapısal figürleri tanıtmanın ötesinde düşünmeli, sahip oldukları değerlerin etrafında bir çekim alanı yaratmalıdır.
Herkesin defalarca satın aldığı, fiyatı herkesin ödeyebileceği seviyelerde olan ürünleri bile satarken onlar ile bir dizi pozitif imajın birleştirilmesi ve arkasına hizmet özellikleri eklenir. Pazarlamanın 4P’si denilen Price – Promotion – Place – Product dörtlüsünün sürekli çalışılması ve hedef müşteri grubuna göre şekillendirilmesi gerekir.
Örneğin tarihi bir yapı bu dörtlü içinde Ürün – Product gibi düşünülebilir. Bir çoğunun yaptığı gibi bina ışıklandırılır, kapısına bir tanıtıcı plaket konur, fotoğrafları çekilir, hikayesi broşüre yazılır … Bu yemek satan birisinin Ana Ürün – Core Product tanımında yer alan “zehirlemeyen yemek” ile aynı seviyede bir ürün tanımıdır. Hepimiz bir lokantaya gittiğimizde istediğimiz yegane şeyin “zehirlemeyen yemek” olmadığını biliriz. İşte bunun gibi o tarihi eserin ışıklı ve temiz halde tutuluyor olması sadece bir başlangıçtır. Şehir yönetimi Ana Ürün tanımından ileriye doğru Beklenen Ürün – Genişletilmiş Ürün ve Şaşırtan Ürün aşamalarına geçişin yollarını çalışıp uyguladığında rakiplerinden sıyrılacak ve daha çok insanın görmek istediği yer olacaktır.
Sosyokültürel özellikler
Bir kentin mimari yapısı, yemekleri, halkın kullandığı eşyalar, inançlar, oraya ait hikayeler, efsaneler, günlük yaşam pratikleri kültürü oluşturur.
İnsanlar kendilerinden farklı olan diğer insanları merak eder. Bu merak ile insanların uzaklara gidebilme imkanı birleşince kentlerin kültürel özellikleri pazarlanması gereken birer ürün haline geldi.
Kültürel özellikler gezmek amacı ile yer arıyan insanların yanısıra yerleşmek veya iş yapmak isteyen kişiler için de önemlidir. Dolayısı ile birden fazla “müşteri grubu” için önemli bir pazarlama argümanıdır.
İşlevsel unsurlar
Eğitim, spor, sanat, sergi, fuar, sanayi ve ulaşım gibi olanaklar bir şehrin cazibe merkezi olmasını sağlayan unsurlar arasında önemli yer tutar. Bu alanda, Üniversite Şehri (Eskişehir, Muğla …), Fuar Kenti (Hannover), Tatil Yerlerine Yakın ve Sanayi Şirketlerinin Çok Olduğu Kentler (Denizli, İzmir …) gibi örnekler verebiliriz.
Şehir yönetimleri cazibeyi arttıracak her özelliği hem kentte yaşayanların ayrılmaması hem de istenen türde insan ve şirketlerin kendi kentlerine gelmesi için “nasıl kullanırım” diye adım adım düşünmeli, stratejik planlarında bu konuları işlemeli, plana uygun bir aktivite listesine ulaşmalıdır.
Yönetim özellikleri
Bir şehir hiç bir yerde olmayan fiziksel veya tarihsel özelliklere sahip olsada yerel yönetimin vizyonu, davranışı, diğer kurumlar ile kurduğu ilişkiler, şehir halkının katılımı, duruşu asıl sonucu belirleyecektir.
Sahip olunan kaynakları kullanamayan veya nasıl kullanacağını şekillendiremeyen yönetimler elbette şehri cazibe merkezi haline getirecek pazarlama planını oluşturamayacak, şehir giderek fark edilmeyen, insanların gitmeyi düşünmediği, yaşayanların çok düşünmeden terk edebileceği bir yer haline gelecektir.
Şehir yönetimi içeride ve dışarıda bulunan önemli kişi ve kurumlar ile nasıl ilişki kurduğunu veya kuracağını düzenli olarak gözden geçirmeli, fırsatları hem yaratmalı hem de kaçırmamak için özel olarak odaklanmalıdır. Şehir pazarlamasında kaçırılan her fırsat o şehre yıllarca zarar verecek, atılan hatalı adımlar veya kararsızlık ancak yıllar sonra düzeltilebilecektir.