Kavramlar ve Yöntemler Kütüphanesi

Bu yazıyı bir üyemin sorusu üzerine yazıyorum, soru şöyle idi :

“Size bir sorum olacak. Kaizen ile yalın yönetim arasında fark nedir. Kısaca belirtirmisiniz. Ben ikisi arasındaki farkı anlayamadım. Bu konuda bilgi verirmisiniz. “

Önce kelime anlamlarına bakalım. Kaizen “ufak adımlar ile sürekli iyileştirme” yapılabilir, yapılsa iyi olur, iyileştirme yapmış olmak için dağları devirmeniz gerekmez anlamındadır. Dolayısı ile Kaizen “taktik” anlamda kullanılabilecek yaklaşım. Örneğin üretim içi sorunları “kaizen çalışması” yaparak çözmeyi planlayabiliriz. Kaizen ekibi problemi inceler, öneriler üretir (analiz yöntemlerine bu yazıda değinmeyeceğim), şimdiki – sonraki sunumunu hazırlar, yeni süreç onaylanır ve devreye alınır. Belki elde edilen sonuç optimum değildir ancak ilerleme olmuş olması şimdilik yeterlidir … Kaizen çalışmasının ruhunda da bu yatar “optimum olması gerekmez, optimuma giden yolda yürüyorsan devam et”.

Yalın yönetim veya üretim (bu ikisi benzerdir ama kullanılacak metodlar farklılık gösterir) birer şemsiyedir. Kaizen, 5S, israfın yokedilmesi, SMED, stok yönetimi, KANBAN, verimsizlik yönetimi hatta MRP ve ERP bu şemsiyenin altında kullanılabilecek yöntemler veya yaklaşımlar olabilir.

Amaç ne ? Fazlalıklarından arındırılmış, aktarılan değerin yükseltiği bir iş yapma biçimi veya şirket.

Fazlalık ne ? Müşterinin para ödemek istemediği her şey.

Değer ne ? Müşterinin memnun olacağı, ödeme yapma isteyeceği faydalar.

Gördüğünüz gibi “yalın” kelimesi aslında bir felsefeyi temsil ediyor bir yöntemi değil. Kendi altında bir yöntemler ailesi var ama nerede ise her çalışma disiplini bir yöntem olabilir. Elbette “israfın” azaltılmasını sağladığı sürece.

Yalın yönetim veya üretim kelimelerini bir şirket için düşündüğünüz zaman şirketin vizyon-misyon tanımlarının bunu yansıtması gerekir ama kaizen öyle değil. Biri daha stratejik açıdan düşünülmesi gereken bir konu (yalın) diğeri ise daha güncel konuların çözülebilmesi için izlenebilecek bir yol (kaizen).

Görüşmek üzere

STOK_AZALT_SAKINLES

Stokların şişkin olması iyi mi kötü mü, azaltılmalı mı yoksa azaltılmamalı mı ? … Bu soruya farklı zamanlarda farklı cevaplar almak mümkün, ancak genelde elimizde stok olacağına ?para? olması daha iyidir.

Stok kelimesi farklı bölümler tarafından farklı algılanır. Bu dökümanda ?stok?, işletmenin hammadde, yarı mamul, mamul, işletme malzemesi, hurda … olarak sınıflandırabileceği her türlü malzeme veya nesne olarak düşünülmelidir.

İlk kısımda yer alan önerilerimizi oldukça basit bulabilirsiniz, bu basitlik sizi yanıltmasın çünkü gerçekleştirilmeleri çok etkili sonuçlar yaratır.

Stoklarımızı azaltmak için yapılabilecekleri 4 ayrı gruba bölmüş olabiliriz :

* Hiç Para Harcamadan Yapılabilecekler
* Kısa Dönem?de Yapılabilecek Olanlar
* Orta Vadede Yapılacaklar
* Uzun Vadede Yapılacaklar

Hiç para harcamadan neler yapabilirsiniz … işte en çok işe yarayacak liste :

* Önce içeri girişi durdurun (siparişleri iptal ederek, teslim tarihi değiştirerek …)

* Bundan sonra net ihtiyacınız olmayanı sipariş etmeyin

* Elinizdekileri satmaya çalışın

* Fazla olanı gerekirse maliyetine satın

* Diğerinin yerine kullanın, gerekirse bunun için yeniden operasyon yapın

* İhtiyaç dışı kalanı maliyetin altına satın

* Satamadıklarınızı YOK Edin

.
Gördüğünüz gibi bu kısımda hiç para harcamıyorsunuz ama stoğunuz azaldığı için elinizdeki para artıyor. Şimdi daha planlı bir çalışma gerektiren ikinci adımı atabilir ve ?kısa dönemde yapılabilecekleri? gerçekleştirebilirsiniz.

Kısa dönemde, hemen neler yapmalısınız …

* Çek Defterini elinize alın ve Kısa Dönem Çalışmaları bitene kadar bırakmayın. Özellikle ?A? sınıfına giren envanterler için gerekçe sorun, anlatılanı sonuna kadar dinleyin (problemler hakkında fikir verecektir), bu tür malzemeler için bütün anlaşmaları ve çekleri siz imzalayın.

Envanterin azaltılması için sorumluluk ve görev verin. Ekibinizde Satınalma, Lojistik, Satış, Üretim bölümü çalışanları mutlaka olmalı. (Bu iş asla stajyerlerin işi değildir)

Hedef koyun ve hedfi herkesin bilmesini sağlayın. Kendinize stok için hedefler saptayın (x günlük envanter gibi), bunu iş arkadaşlarınız ile paylaşın. Bu arada gerçekleşen ve planlanmış olanı sürekli karşılaştırın

Ekibiniz HIZLI bir envanter ve problem analizi yapmalı. Önce Açık Üretim ve Satınalma siparişlerini gözden geçirin, mevcutları değil. Çünkü önce hareketi kontrol altına almalı ve kanamayı durdurmalısınız. ABC analizi ve önemli ? önemsiz listesi gibi yöntemler kullanın.

Depo ve Lokasyon denetimi yapın. Kayıp envanter her zaman problem yaratır, bulmanın en kolay yolu içeride gezinmektir. Herhangi bir lokasyona gidin, orada bulunan malzemelerin KODLARINI (saymanıza gerek yok) not edin, geriye dönüp bilgisayarınız ile karşılaştırın. Sonuçlar sizi şaşırtıyor ise doğru yoldasınız…

Darbeyi hızlı indirebilirseniz iyi olur. Fazla ve kullanılamayacak olanları tespit etti iseniz bunları nasıl yok edebileceğinizi Üst Yönetim, Finans ve Muhasebe ile tartışın. Yok etmek SEVİMLİ GÖZÜKMESE DE çoğu zaman en iyisidir.

Orta vade içinde neler yapmalısınız

Bu dönemde yapılacaklar için daha fazla disiplin ve analiz gerekli. Diğer yandan şu ana kadar pek ihtiyaç duymadığınız bilgi sisteminize bu kısımda ihtiyaç duyacaksınız.

Orta vade içinde yapılabilecekler 5 adımda özetlenebilir :

Darboğazları genişletin. Stoklarınızın azalmasını engelleyen darboğazlar vardır. En önemlileri tedarikçilerinizin izlediği politikalar, şirket içi alışkanlıklar ve prosedürler, bilgi sisteminizin gereken desteği sağlayamaması, kullanılan ekipman ve üretim merkezlerinin teknik özellikleri sayılabilir.

Stoklarınızı enine boyuna analiz edin. Stoklarınızı farklı bakış açıları ile incelemelisiniz. Örneğin ?güvenlik stoğu? yüksek olanlar niçin yüksek, değeri yüksek olanların devir hızı tatminkar mı, temin süresi uzun olanlar nasıl daha kısa sürede temin edilebilir gibi sorgulamalar yapmalısınız.

Stok kayıtlarınızın doğruluğu için çalışın. Kayıtlarınız doğru değilse işiniz çok zor, bunun için sisteminizin içindeki tüm envanter hareketleri sınıflanmalı, hata kaynakları belirlenmelidir. Bunun yanında ürün ağaçları ve rotaların doğruluğu en üst düzeye çıkartılmalı, kısmı sayım tekniği ile sistem desteklenmelidir.

Prosedürlerinizi ve kurallarınızı yazın. Çalışanlarınızın tümü için bir kılavuz olmalı çünkü herkesin aynı şeyi aynı şekilde bilmesi ve yapması gerekir. Sizin için ?zaten öyle olması gereken? başkaları için ?öyle? olamayabilir.

En iyisi stok sisteminizin kurallarını yazmaktır.

Optimize etmeye çalışın. Tüm stok sisteminizi tek seferde optimize edebilecek herhangi bir yöntem yoktur. Onun için stoklarınızı bu amaca uygun sınıflamanız ve türlerine göre farklı politikalar geliştirmeniz gerekir.
MRP veya MRP-II yöntemlerini devreye almak, kararsız kalınan malzemeler için ise ?azaltma? yöntemini uygulamak netice verebilir.

Uzun vadede ne yapabilirsiniz

Unutmamanız gereken en önemli şey ?stoğun kendiliğinden azalmayacağı? ve ?sebepler ortadan kalkmadan herhangi bir azalmanın kalıcı olmayacağıdır?. Bu nedenle sebepleri yok etmek için hangi yöntem uygun ise o kullanılmalıdır.
Ana yol haritası olarak ?Yalın Üretim ? Lean Manufacturing? ilkelerinin izlenmesi hemen hemen her durum için geçerlidir. Bazı kaynaklarda yöntemlerin birbirlerinin karşıtı gibi gösterilmesi sizi yanıltmasın çünkü bunların büyük kısmı bazı terminolojik veya akademik kaygılardan doğmaktadır.

Uzun vade içinde yapılması gereken ?formal? veya ?sistematik? yöntemleri devreye alarak stoklarınızın bir daha yükselmemesini sağlamak ve firmanın rekabetçi pozisyonunu korumasını temin etmektir.

Bunun için ana yöntemlere konsantre olmanız gerekir.

Malzeme ve üretim planlama alanında MRP ve MRP-II yöntemleri, akışın yönetimi alanında KANBAN veya diğer ?çekme yöntemleri?, sistemin sağlıklı ve çevik kalabilmesi için 5S ve SMED uygulamaları, üretim alanındaki iş sıralarının tespiti için çeşitli SCHEDULING yaklaşımları, talebin yönetimi için farklı tahmin algoritmaları, teslim tarihi yönetimi için uygulanabilecek basit veya karmaşık yöntemlerin hepsi çözülecek probleme göre seçilmelidir. Bunlardan herhangi biri ne tüm problemi çözer ne de birinin kullanılması diğerini engeller.

5S Niçin Yapılır

* İsraf görünür hale gelir ve eliminasyonu kolaylaşır
* Ekipman, malzeme ve çalışma alanı üzerindeki kontrolunuz artar
* İşletme içinde morali yükseltir, takım çalışmasını teşvik eder, çünkü herkes katılabilir.
* Çok geniş bir alanı etkiler :
* Ayar ? SetUp süreleri kısalacaktır
* Kalite değerleri yükselecek, harcamalar azalacaktır
* Çalışma güvenliği kesin olarak artacaktır
* Birim zamana düşen üretim ve katma değer artacaktır

5S ‘in 1. adımı : Sınıflandır

Gereksiz nesneleri çalışma ortamından uzaklaştırmalısınız.

Çalışma alanınızda bulunan ama işinizi yapmanıza bir katkısı olmayan nesneleri işaretlemeli ve çevrenizden uzaklaştırmalısınız, bunun için kullanılan en bilinen yöntem Kırmızı Etiket Yöntemidir.

Metod : KIRMIZI Etiket Yöntemi

Hangi koşula uyan nesneleri Kırmızı Etiket ile işaretleyeceksiniz ? Bir hafta (bir ay) içinde gerekmeyecek olanlar gibi bir kural koymalısınız, sonra aşağıdaki gibi nesnelere bu gözle bakmalısınız.

Fazla veya zamanı geçmiş malzeme kümeleri

Kısa zaman içinde kullanılmayacak ekipman

Zamanı geçmiş kağıt, form veya dosyalar

Efektif kullanılmayan dolap, çekmece, masa

Ne olduğu belirsiz, kutu, konteyner

Zamanı geçmiş poster, slogan, duyurular

Önce bu tür nesnelere birer Kırmızı Etiket yerleştirilir, sonra bunlar merkezi bir yerde toplanır ve tekrar sınıflandırılır. İleride kullanılmayacak olanlar imha edilir, diğerleri çalışma alanının dışında, tertipli bir şekilde depolanır.

5S ‘in 2. adımı : Sırala / Düzenle

Herşeyin ?1? yeri olmalı, yerinde olmayanın bakınca anlaşılması gerekir.

Çalışırken kullanılacak herşeyin 1 yeri olmalıdır.

Etiket, renkli alan (örneğin kullanılan araçların yerleştirildiği pano veya masanın neresinde ne bulunacağına göre etiketlenmesi veya boyanması) gibi göze hitap eden teknikler ile ?herhangi birinin? aranan şeyi bulabilmesi ve tekrar yerine koyabilmesi mümkün olmalıdır

Nesnelere kolay erişilebilmeli, operatörün fiziksel zorlanmasına sebep olmayacak şekilde yerleştirilmelidir.

5S ‘in 3. adımı : Sil / Temizle

Önce bir alanın ne kadar temiz olması gerektiğine karar verin, sonra bu noktaya ulaşana kadar temizleyin.

Bir temizlik kampanyası 5 adımdan oluşur :

Hedeflenen temizlik seviyesinin tespiti
Görevlendirme
Metodlara karar verme
Araçların temini
Takip, kontrol listeleri

Ve 3 hedefi vardır :

Bütün çalışma alanlarını temiz, aydınlık bir hale getirmek ve çalışanların moralini yükseltmek

İlk iki maddeyi sürekli gözden geçirmek ve canlı tutmak

Kirliliğin temel kaynaklarını bulmak ve yok etmek

5S ‘in 4. adımı : Standartlaştır

En iyi pratikleri günlük hayatın bir parçası haline getirmelisiniz.

Bu aşamanın amacı ulaşılan seviyenin sürekli olmasını temin edecek kurguyu oluşturmak ve bir sistematiğe kavuşturmaktır.

4 adımlık bir prosedür sürekli izlenmelidir.

Planla : Kim neyi ne zaman yapacak ?

Kaynakları Yarat : Yapılması gereken işlerde kullanılacak araç ve zamanı belirle.

Uygula : Sınıflandırma, Sıralama ve Temizleme işlemlerini günlük hayatın içinde gerçekleştir.

Denetle : Sonuçları izle, bir önceki ile kıyasla ve başa dön.

5S ‘in 5. adımı : Sahiplen ve Sistemi Koru

Bu aşama 5S ?in en güç olanıdır.

Sahiplenme aşaması 5S çalışmasının belki de en zor olanıdır. Çünkü insan doğasının değişime direnci ve her türlü sisteminde minimum enerji konumuna geçme eğilimi vardır. 5S aktif bir çalışma sonucunda başarılabilir, yeterli enerji harcanmaz ise eski duruma kolayca dönülebilir.

Bu aşamayı kolaylaştırmak için aşağıdakiler yapılabilir :

Bu çalışmanın önemi her fırsatta anlatılmalı, örnekler ile (eskiden ? şimdi) desteklenmeli,

Kontrol ve kıyaslama listeleri oluşturulmalı ve periyodik olarak kullanılmalı,

Sonuçlar herkes tarafından bilinmeli, sistem önerilere açık olmalı

Eski durum ? istenmeyen durum olarak belirlenmeli ve çalışma boyunca geçilen safhalar görsel yöntemler ile belgelenmeli, göz önünde olmalı.

Bu sunumda MRP yönteminde temel matematik döngüsünü anlatmaya çalıştım. Daha sonra sizlere farklı örnekler ile hesaplamanın başka detaylarını da aktaracağım.

Ancak MRP sadece hesaplamak değildir.

MRP tablosunun satırlarına baktığınızda şirketin depo, satınalma, satış ve üretim bölümlerinin tümünün tek bir tabloda toplandığını görürsünüz. Buna ilaveten ihtiyaçların aşağı doğru indirgenmesi için ?ürün ağacı? veya ?ürün reçetesi? denilen, neyin neler kullanılarak yapıldığını gösteren bilgi kümesine de ihtiyacınız olduğunu ve bu senaryo içine mühendislik bölümününde katılması gerektiğini teşhis etmeniz zor olmayacaktır.

Bir de işin içine maliyetler konusunu eklerseniz şirketinizin nerede ise bütün operasyonunun bu tablo ile ilişkili olduğu ortaya çıkacaktır.

İşte bu yüzden MRP sadece basit bir tablo değil, bir entegrasyon biçimidir.

Bildiğiniz gibi bu tür sunumlar site üyelerine açıktır, üye olmak ücretsizdir. Eğer üye değil iseniz hemen şimdi olabilirsiniz.

Gönderi Listesi Ne Demek  ? : cengizpak.com.tr sitesinin bir gönderi listesi vardır, örneğin bu sunum listemizin 17?inci  sırasındadır. Site üyelerine bunun  gibi çalışmalar belli bir sıra ile gönderilmektedir. Üyelik ücretsizdir ve hemen sağ tarafta bulunan ?Bu siteye üye olmak istermisiniz? başlığı altında bulunan form aracılığı ile gerçekleştirilmektedir, sizi de aramızda görmek isteriz. Gönderi listesinde daha neler olduğunu görmek için tıklayınız >>>

İş sıralama ve çizelgeleme üretim ile uğraşanların önemli konularından birisi. Bu sunumda tek makine önünde sıraya giren işlerin hangi yöntemle seçilerek işleneceğine dair 5 farklı yönteme ve değerlerin yöntemleri nasıl geçersiz hale getirebileceğini izleyebilirsiniz. Sunumda işlenen yöntemler,

FCFS (First Come First Served): İlk gelen parça ilk önce işlem görür.

SPT (Shortest Processing Time): Kuyrukta bulunanların arasında ?en kısa? işlem süresi olan önce işlem görür. LPT kuralının tam tersidir.

EDD (Earliest Due Date): Kuyrukta bulunanların arasında ?en erken teslim tarihli olan? önce işlem görür.

LPT (Longest Processing Time): Kuyrukta bulunanların arasında ?en uzun? işlem süresi olan önce işlem görür. SPT kuralının tam tersidir.

ve Critical Ratio (Kritik Oran) kurallarıdır.

Bildiğiniz gibi bu tür sunumlar site üyelerine açıktır, üye olmak ücretsizdir. Eğer üye değil iseniz hemen şimdi olabilirsiniz.

Gönderi Listesi Ne Demek  ? : cengizpak.com.tr sitesinin bir gönderi listesi vardır, örneğin bu sunum listemizin 16?ıncı  sırasındadır. Site üyelerine bunun  gibi çalışmalar belli bir sıra ile gönderilmektedir. Üyelik ücretsizdir ve hemen sağ tarafta bulunan ?Bu siteye üye olmak istermisiniz? başlığı altında bulunan form aracılığı ile gerçekleştirilmektedir, sizi de aramızda görmek isteriz. Gönderi listesinde daha neler olduğunu görmek için tıklayınız >>>

para_depo_stok“paranızı malzeme veya ürün stoğuna dönüştürmeniz kolaydır, zor olan onu tekrar paraya çevirmektir

Hemen hemen bütün sanayi şirketlerinde ?Stok Yönetimi? lojistik sistemin belkemiğidir.  Buna rağmen acaba kaç şirket bu değerli kaynağı gerektiği gibi yönetmektedir ?

Pek fazla olmadığı kanısındayım.


Halbuki envanterin etkin yönetimi şirketinizin çok ihtiyacını duyduğu nakit kaynağı sağlayabilir. Örneğin 5 M TL ortalama envantere sahip bir şirket daha etkin bir yönetimle 4 M TL seviyesine inebilir. Dikkat ederseniz ele geçen 1 M TL için faiz vermediğiniz gibi belki de banka kredisi ile finanse edilen stoklarınız azalacağı için daha az faiz ödeyeceksiniz (etkin bir envanter yönetimi ile envanterin %20 azaltılması mümkün olan bir hedeftir).

Durumunuzu ölçmeniz çok zor değildir, örneğin şirketinizin stok seviyesinin fazla mı yoksa az mı olduğuna stok devir hızınızı sektörünüz veya rakipleriniz ile kıyaslayarak karar verebilirsiniz. Diğer bir yaklaşım ise stoklarınızın “yaşını” gözden geçirmenizdir, yaşlı stokları mercek altına almalısınız.

Stok Yönetiminin diğer bir önemi de ERP, MRP-II, TQM gibi projelere girişildiğinde ortaya çıkar. Çünkü alt yapınız ne kadar kuvvetli ise o kadar çabuk ve başarılı sonuçlar elde edersiniz.

Bir çoğunun yıllardır ihmal ettiği ?Stok Yönetimi?, artan rekabet ve azalan enflasyon oranı ile önümüzdeki dönemde şirketlerimizin kullanabileceği çok önemli bir enstrüman haline gelmiştir.


Bu enstrümanı iyi kullanıp, ?stok devir hızını? arttıranlar dünya ile çok daha kolay rekabet edebilecek, hatta rakiplerinin önüne geçeceklerdir.

Bu sunumu satınalma sürecinde tasarruf sağlamayı düşünen şirketler için hazırladım. Ben 14 maddelik bir liste yaptım, siz buna yenilerini ekliyor olabilirsiniz (benimle de paylaşırsanız sevinirim).

Bildiğiniz gibi bu tür sunumlar site üyelerine açıktır, üye olmak ücretsizdir. Eğer üye değil iseniz hemen şimdi olabilirsiniz.

Gönderi Listesi Ne Demek  ? : cengizpak.com.tr sitesinin bir gönderi listesi vardır, örneğin bu sunum listemizin 15?inci  sırasındadır. Site üyelerine bunun  gibi çalışmalar belli bir sıra ile gönderilmektedir. Üyelik ücretsizdir ve hemen sağ tarafta bulunan ?Bu siteye üye olmak istermisiniz? başlığı altında bulunan form aracılığı ile gerçekleştirilmektedir, sizi de aramızda görmek isteriz. Gönderi listesinde daha neler olduğunu görmek için tıklayınız >>>

JIT (Just In Time – Her Şey Zamanında) aşağıda gördüğünüz 7 hedefe odaklanmış bir kavram olarak 1984 yılında popüler olmuştu. Uzun yıllar boyunca JIT’mi MRP’mi diye de tartışılmıştı. Artık bunları hiç duymuyorum.

Şimdi aşağıda bulunan hedeflere bir bakalım :

Sıfır Kusur

Parti Büyüklüğünde Sıfır Fazlalık

Sıfır Set-Up Süresi

Sıfır Arıza ve Duruş

Sıfır Boşuna Hareket

Sıfır Teslim Süresi

Sıfır Dalgalanma

Tabii insan bunları okuyunca kim istemez bunları ama hayaller ile kaybedecek zamanımız yok diye düşünmeden duramaz. Zaten Amerikalılar daha o zamanlar JIT kelimesini gerçek hayata uyarlayarak JIC – Just In Case olarak kullanmaya başladılar, böylece ne çıkarsa bahtına durumuna hızlı geçiş yapmışlardı.

Daha sonraları benzer cümleleri ve hedefleri “Yalın” başlığı altında duymaya başladık. Son 60 yılda sanayi şirketlerini yola getirmek için her türlü kelime yaratıldı daha da çok yaratılacak gibi duruyor.

Kelimeler dünyada tartışılsa da şükürler olsun ki ülkemizde pek konuşulmuyor. Örneğin ben bir endüstri mühendisiyim ve benimle aynı sınıfta okumuş olan arkadaşlarım bile benim ne ile uğraştığımı anlamıyorlar (isteseler anlarlar tabii ama onlara ilginç gelmiyor … ).

Konuşulmaması kötü mü ? Bence değil. Böylece zihinler temiz kalmış oluyor. Böylece arada var olup kaybolan konular için zaman kaybetmemiş oluyoruz. Tıpkı 2000 yılı krizinde ülkemizde hiç bir şeyin olmaması gibi. Amerika da nerede ise kırmızı alarma verilecek biz de ise hiç bir telaş yok. Niçin ? Çünkü 2000 yılı krizinden etkilenecek bir veri tabanı yoktu, bir kaç kurum bazı tedbirler aldı, işte o kadar.

JIT’in hayal gibi görünmesinin sebebi bir kavram hatta bir vizyon ifadesi olmasıdır. Örneğin bir sokak satıcısı iken çok uluslu bir şirketin CEO’su olmayı düşünmek gibi bir şey … Bunun olabildiğini biliyoruz, o zaman JIT’in hedeflerine niye ulaşılamasın ki !

Bunun için yöntemler var. Normal şartlarda firmalar bu tip konulara girmeye pek istekli olmasalar da neyse ki onların müşterileri, devlet ve kanunlar, en son olarak da ekonomik durgunluk ve kriz bu tip konuları ismini anmadan şirketlerin önüne getirdi.

İşte yöntemler … Nasıl olacak kısmının cevabı

- Set-Up Azaltma Çalışmaları (SMED)
- Çalışanların Çapraz Eğitimi ve Yetenek Matrisi
- Tedarikçiler ile Stratejik İşbirlikleri
- 5S
- Otonom Bakım
- Kaynağında Kalite Kontrol
- Poka ? Yoke Tasarımlar
- Fabrika Yerleşimi .. Grup/U-cell
- Ürün Ağacında Seviye Azaltımı
- KANBAN Kullanımı
- Görsel Yöntemler
- TAKT Time Kullanımı
- OEE Yöntemi
- Stok Kayıt Doğruluğu
- Darboğaz Yönetimi
- İsraf Azaltma
- Süreç Yalınlaştırma
- ERP Entegrasyonu
(Yalın taraftarları bunu sevmeyecekler ama bu olmadan hangi bilgisayar programını kullanacaklarını söylerler ise çıkartırım)

Şimdi de diyeceksiniz ki bu kadar çok şey yapınca zaten olur. İşte bende tam bunu söylemeye çalışıyorum. Yukarıdakileri yapınca JIT veya YALIN listesinde yer alan hedeflere gidilebilir.

Şimdi gelelim nasıl yapılacağına.

Sakın her yöntemi şimdi tek tek anlatacağımı düşünmeyin, zaten bunları anlattığım yazılar ve seminerlerim var. Ama en önemli ayrıntıyı şimdi söyleyeceğim.

Yapmak için kalkacak, yapmak için yatacaksınız … Yapacağım diye masaya oturacak, lügatınızdan “olmaz”, “olmuyor”, “kimse yapamamış”, “vaktim yok”, “vakti yokmuş” gibi ne kadar “negatif” kelime ve fikir var ise çıkartacaksınız. Yönetim hangi konu olur ise olsun öncelik listesinde üst sıraya alacak ve izleyecek, gereken zaman ve paranın ayrılmasını sağlayacak. O zaman hangisini isterseniz onu yapabilirsiniz.

Ama çalışanlarınızı konuşmak için 15 dakika bir araya getiremeyecek kadar vaktiniz yok ise boşuna uğraşmayın. Ancak unutmayın ki hayat böyle geçmez, rekabet yakanıza yapışır, bir köşede sizi pataklamaya başlarlar. Bu “vakitsizlik sorunu” sadece şirketin başına sorun açmaz aynı zamanda çalışanlarını da etkiler. Çünkü onların kariyerlerinde ancak 1-2 kez gerçekleşebilecek “iyileştirme çalışması” gerçekleşmemiş olur, böylece bu tecrübeden mahrum kalırlar.

En iyisi bir plan yapmak ve uygulamak. Nereden başlamak gerektiğini anlamanız için bu konuları içeren bir SWOT analizi yapmanızı öneririm. Bu sayede bir yol haritası çıkartmak için önemli bir adım atmış olursunuz.

Stok, şirketinizin satış, satınalma, üretim, planlama gibi ?ona dokunan? veya ?onun yönetimini üstelenen? bölümleri için :

- bir iş garantisi
- olası problemlere karşı bir hava yastığı
- olması gereken ?şey?
gibi farklı anlamlar taşır.
Netice olarak ?para harcanarak? edinilmiş ve istendiği anda ?paraya çevrilemeyen? bir durumu vardır.
Geniş alanlara yayılan stoğu yönetebilmek, nerede ne olduğunu bilebilmek için harcanan çabanın azalmasını istiyorsanız onun bulunduğu yerlerin sayısını ve kendisini azalmak en kısa yol olacaktır.

Bildiğiniz gibi bu tür sunumlar site üyelerine açıktır, üye olmak ücretsizdir. Eğer üye değil iseniz hemen şimdi olabilirsiniz.

Gönderi Listesi Ne Demek  ? : cengizpak.com.tr sitesinin bir gönderi listesi vardır, örneğin bu sunum listemizin 13?üncü  sırasındadır. Site üyelerine bunun  gibi çalışmalar belli bir sıra ile gönderilmektedir. Üyelik ücretsizdir ve hemen sağ tarafta bulunan ?Bu siteye üye olmak istermisiniz? başlığı altında bulunan form aracılığı ile gerçekleştirilmektedir, sizi de aramızda görmek isteriz. Gönderi listesinde daha neler olduğunu görmek için tıklayınız >>>

Şimdi size senkronize üretim veya kısıtlar teorisi (Theory of Constraints) içinde yar alan kısıt yönetimi konusunun 7 kuralını listeleyeceğim.

1. Kapasiteleri dengelemeye çalışmanın yerine akışın senkronize edilmesine çaba harcanmalıdır.
2. Bir kısıtın marjinal değeri o kısıt kullanılarak üretilecek olan ürünlerin katkı değerine eşittir.
3. Kısıt olmayan bir kaynağın marjinal değeri ihmal edilebilir.
4. Kısıt olmayan bir kaynağın kullanımı sistemde bulunan başka bir kısıt tarafından belirlenir.
5. Kaynaklar şirketin hedefine uygun kullanılmalıdır, sadece aktivasyon düşünülmemelidir.
6. Bir transfer partisinin büyüklüğünün işlem parti büyüklüğüne eşit olması gerekmez, çoğu durumda ise eşit olmamalıdır.
7. Bir işlem partisi kendi rotası veya zaman ekseni üzerinde değişken olabilir.

Gördüğünüz gibi bir çok kişinin ilk okuduğunda “nedir bütün bunlar, zaten bir yığın işim var, akademik mevzulara ayıracak vakit mi var” gibi bir tepki üretebileceği bir listeye benziyor.

İlk görünüşte evet anladım, gidip uygulayayım denebilecek bir durum olmadığının farkındayım, bu yüzden de konuyu anlatabilmek için bazı sunumlar hazırladım ve üye gönderi listesine eklemeye başladım; çünkü konu teorik gibi görünüyor ama değil ve önemli.

Sanayi şirketleri verimli üretim yapmak istiyor ise bunun yollarını bulmalı, hayata geçirmeli. Benim yapabileceğim size olabilecek yollardan birini daha göstermek, gerisi size kalmış.

Not : Sunumlarımı izlemeniz için siteye üye olmalısınız, sunumlar bir takvime göre gönderilmektedir.

5S bir iyileştirme yöntemi. Bazıları için ?yalın üretim? çalışmasının olmaz ise olmaz ilk adımı.
Amaç düzenli bir ortam, öyle ki problemler hemen görülebiliyor. Bir aksilik olduğu hemen anlaşılabiliyor.
Bu kadar saf bir amaç için yola çıkıldığında niçin bir çok itiraz çıkıyor ?
Çünkü 5S disiplin anlamına da geliyor. İnsanlar da tıpkı bütün ?sistemler? gibi ?minimum enerji konumuna doğru hareket ettikleri? ve ?disiplin? enerji harcanması demek olduğu için diğer bütün iyileştirme yöntemlerine karşı çıkıldığı gibi 5S?de bundan nasibini alır.

Bildiğiniz gibi bu tür sunumlar site üyelerine açıktır, üye olmak ücretsizdir. Eğer üye değil iseniz hemen şimdi olabilirsiniz. Gönderi Listesi Ne Demek  ? : cengizpak.com.tr sitesinin bir gönderi listesi vardır, örneğin bu sunum listemizin 12?inci  sırasındadır. Site üyelerine bunun  gibi çalışmalar belli bir sıra ile gönderilmektedir. Üyelik ücretsizdir ve hemen sağ tarafta bulunan ?Bu siteye üye olmak istermisiniz? başlığı altında bulunan form aracılığı ile gerçekleştirilmektedir, sizi de aramızda görmek isteriz. Gönderi listesinde daha neler olduğunu görmek için tıklayınız.

Tags: ,

Stoklarınızı iyi yönetip yönetmediğinizi aşağıdaki 7 soruya cevap vererek kendi kendinize karar verebilirsiniz. “Evet” , “Galiba” gibi cevap sayınız çok ise üzülmeyin çünkü önünüzde kazanç fırsatı var demektir …

1. Stok Devir Hızımız kendi sektörümüze göre düşük. (Stok Devir Hızı hesaplaması için tıklayınız)

2. Bilgisayar kayıtlarımız ile depo sayımlarımız farklı çıkıyor. Sayımı yapılan her 100 kalem malzemenin 6 veya daha fazlası bilgisayar kaydımızdan farklı.

3. Var sandığımız yok çıkıyor, üretim sürerken malzeme eksikliğinden problem çıkıyor, sevkiyatımız son anda ortaya çıkan malzeme veya ürün eksikliğinden gecikebiliyor.

4. Çalışanlarımız bilgisayar kayıtlarına inanmıyor, devamlı fiziksel kontrol ihtiyacı duyuyoruz. Depocumuz şirketin en çok aranan adamı.

5. Sık sık acil sipariş veriyoruz, malzemenin bize hızlı ulaşabilmesi için ekonomik olmayan taşıma yöntemlerine başvuruyoruz.

6. Kayıtlarımızın niçin gerçekleri göstermediğini, bunun sebeplerini bilmiyoruz.

7. Firmamızda dönemlik sayım yapmaktan başka stok sistemimizin nasıl daha iyi çalışabileceği hakkında bir çalışma yapılmıyor. Bu konuda bir hedef veya ölçeğimiz yok.

Eğer bu sorulara verilen cevaplar sizi tatmin etmiyor ise “Stok Kayıt Doğruluğu” konusunda çalışmalısınız. Bu tür bir proje çalışması yapmayı düşünüyor iseniz >>>

Üretim yönetiminin en önemli rollerinden birinin her operasyonun maliyetini en aza indirmek olduğuna düşünülür, bundan dolayı da her operasyona bir maliyet veya finansal bir ölçek tanımlanır, safha maliyeti gibi yöntemler konuşulur.
Üretim sisteminize bu gözle baktığınızda ilk formülünüz ortaya çıkar :
.
1. Sistemin toplam maliyeti = Bütün operasyon maliyetlerinin toplamıdır (+ hammadde).

Bu formüle göre her üretim aşaması veya alt sistemi üretim maliyetini oluşturmak yolu ile toplam maliyeti etkiler. Kısacası, bir ürünün maliyetini hesaplarken kullanılan hammaddelerin yanında yapılan operasyonlarında ?maliyeti? tek tek eklenmelidir.

Her operasyonun maliyetini hesaplayabilmek için maliyet unsurlarının (direkt işçilik, endirekt işçilik, enerji, amortisman vs … ) nasıl dağıtıldığını bilmeniz gerekir. Bugün kullanılmakta olan maliyet sistemlerinde genellikle her masraf unsuru üretimin üzerine dağıtılır, en çok kullanılan anahtar ise direkt işçilik saatidir (veya operasyon saatleri veya üretilen miktar vs?). Bu aşamada analizimiz için hangi dağıtım tekniğinin daha iyi olup olmadığı değil masrafların dağıtılıp dağıtılmadığı önemlidir. Eğer izlediğiniz yolda dağıtım yapıyor veya bunun doğal olduğunu düşünüyorsanız bu tanım sizi ikinci formüle götürür :

2. Her operasyonun toplam maliyeti o operasyondaki direkt işçiliğe veya ilgili dağıtım anahtarına orantılıdır.

Bu iki varsayıma dayanarak üçüncü kuralı kolaylıkla elde ederiz.
.
3. Bir ürünün toplam maliyeti (hammadde hariç) direkt işçiliğe veya kullanılan dağıtım anahtarına orantılıdır.

Geleneksel maliyet hesaplaması 1 numaralı formülü çalıştırmak içindir. Bu nedenle, ancak birtakım dağıtım anahtarları tanımlandıktan sonra ürünün maliyetine ulaşabilmekteyiz. Maliyet, operasyonel kararlarımızı verirken ve daha sonra doğruluğunu test ederken kullandığımız değer olduğuna göre ortaya 4 numaralı varsayım çıkar :

4. Herhangi bir operasyonel kararımızın maliyetler üzerindeki etkisini yukarıda listelediğimiz 3 formülü kullanarak ölçebilir, değerlendirebilir veya kıyaslayabiliriz.

İşte bu varsayım önünüze yepyeni bir dünya açar …
.
Bu yazıyı bu noktada sonlandırsak çoğu kimsenin bir eksiklik duyacağını düşünmüyorum (ya da çok az kişi bu işte bir problem var galiba diye düşünür). Günlük hayat içinde düşünülmesi ve çözülmesi gereken o kadar çok konu var ki bu tip varsayımlar veya fikirler de kolaylıkla bunların arasında eriyip gitmektedir. Ancak biz biraz daha devam edeceğiz ve biraz daha aklımızı zorlayacağız. Bu tip analizler “ezberi bozmaya dönük” olduğu için de bir miktar rahatsızlık verici olması normal karşılanmalı.
.
4 numaralı varsayımın sonuçları oldukça önemli ve ciddidir, aslında üretim operasyonlarının maliyet muhasebesi tarafından görünüş şekli tamamen bu varsayım içinde gizlidir, buna göre :
.
herhangi bir operasyonun direkt işçilik unsuru veya hangi anahtar kullanılıyor ise o azaltılabilirse bu operasyona yüklenecek olan maliyet de azalacaktır, dolayısı ile sistemin toplam maliyeti de benzer bir şekilde düşer (ilk üç maddede özetlendiği gibi).
Birim maliyeti “sanal olarak” düşürmek isteyen herkes bu yolu dener, örneğin hazırlık süresini sebep göstererek parti büyüklüğünü arttırmak bu kaygıdan dolayıdır. Çünkü sadece bu sayede birim operasyon süresi azalacak ve maliyet “sanal” olarak azalmış olacaktır. Dikkat ederseniz artık “sanal” kelimesini kullanmaya başladım, çünkü az sonra göreceğiniz gibi aslında yukarıda yer alan bakış açısı oldukça hatalı.
.
4 numaralı varsayımın kabulü bizi bir diğer önemli sonuca daha götürür >>>
.
Maliyet prosedürlerini kullanarak işletmemizin herhangi bir noktasında yapacağımız bir aksiyonun finansal sonuçlarını hesaplayabiliriz; bütün dikkatimizi her operasyonun maliyetini optimize etmeye yönlendirebiliriz, az önce de görüldüğü gibi düşen operasyon maliyetleri sistemin toplam maliyetini de düşürmekteydi.
.
Artık şirketimizin her bölümü tüm sistemin yararına olacak olan kararları nasıl verebileceğini, sonuçlarının ne kazandıracağını hesaplayabilir. Örneğin satış, bu maliyet sistemi ile hesaplanmış az karlı görünen ürünler yerine daha yüksek karlı olanları kolayca seçebilir, onları satmaya çalışır, hatta yönetim bu düşük marjlı ürünleri artık üretmemeye bile karar verebilir. Elimizdeki bu ölçü sistemi ile yap-boz?un bütün parçaları bir anda yerine oturmuş gibi görünmektedir (ya da en azından biz böyle umuyorduk). Geleneksel masraf dağıtımına dayalı maliyet sistemimizin değişik alt sistemler arası etkileşimi dikkate almadığını ve bir ürünün veya işlemin maliyetini düşürmenin tüm sistemin maliyetini düşürdüğünü varsaymasını gözden kaçırmamak gerekir, bu bizi iki sonuca daha götürür :

5. Üretim işlemlerinde yapacağımız lokal iyileştirmeler tüm sistemin iyileştirilmesi anlamına gelmektedir.
.
6. Lokal iyileştirmeleri başarı ile gerçekleştirir isek tüm sistemi iyileştirmiş oluruz.
.
Gerçek hayatın bu kadar basit olmadığını hepimiz biliyoruz ve biraz önce incelediğimiz maliyet sistemimizin bütün varsayımlarının doğru olmadığını da hissediyor olabiliriz, ancak :
Yönetimler ?çoğu kez? bu maliyet sisteminden yola çıkarak değerlendirmeler yapar ve performans ölçülerini belirler; üretilen rapor ve analizlerin içinde hep bu şekilde hesaplanmış bir maliyet vardır (%95 ihtimalle).
Peki bu iş ne kadar doğru, yıllardır güvenerek kullandığımız bu maliyet sistemi bizi yanlış yapmaya sürükleyebilir mi? Bu yaklaşım hatalı ise bunun yerine ne koymalı ve şirketlerimizi daha etkin yönetebilmeliyiz ? … Bunları bir başka yazıda inceleyeceğiz.
Not : Yıllardır güvenerek kullandığınız maliyetlendirme yaklaşımı ile aranızda bir güvensizlik yarattı isem özür dilerim.

purchase1Harcama Yönetimi, gelir getirmeyen işlemler için harcanan para ve satınalma tutarlarının izlenmesinin ötesinde harcanan paranın getirisini arttırmaya yönelik bir yönetim anlayışıdır. Bu sayede şirketler olası maliyetlerden kendilerini korumuş ve hedefledikleri tasarrufun erimesini engellemiş olurlar.

Bir şirket ?harcama yönetimi? anlayışını ?satış yönetimi? için harcadığına eşit bir enerjiyi harcayarak geliştirebilir. Geliştirmediği durumda ise iş yapılmasının pahalı ve zor olan bir şirket haline gelmesi hemen hemen kaçınılmazdır.

Harcama Yönetimi, diğer bir deyim ile ?Gelir Getirmeyen Operasyon Alanının Yönetimi?,  ?satınalma?, ?masraflar? ve ?değer katmayan işlemler için harcanan zaman? gibi konuları içerir.

Örnek olarak klasik bir Satınalma Süreci inceleyelim :

Satınalma Siparişi 2 şekilde yayınlanabilir …

1. Kullanılmakta olan ERP veya Ticari yazılımdan doğrudan kağıda basarak
2. Bir ofis programı ile yazarak

> Sonra bu kağıt veya bilgisayar dosyası fax veya e-mail ile tedarikçiye gönderilir.

> Tedarikçi kendisine uygun olmayan bir şey var ise telefon veya e-mail ile sorar

> Tedarikçi gönderdiğiniz siparişinizi kendi bilgisayar sistemine işler, bu arada hata olabilir …

> Ürün ne zaman yola çıkacak veya çıktı mı diye sorarsınız …

> Cevap gelir veya gelmez …


Bu sürecin içinde satın alınan malzemeye değer katmayan ancak masraf katan eylemleri her iki taraf yok etmediği sürece maliyetiniz düşmez, operasyon süreniz kısalmaz ve kayıt doğruluğunuz artmaz. Bir tedarik zincirinde kim para harcar ise harcasın (veya yüksek maliyet ile çalışsın) bu para sonuçta ya zincirin içinde ilerler ve büyür ya da zincir bu halkayı yok edip yerine başka halka yerleştirir. Bu nedenle “harcama yönetimi” veya “gelir getirmeyen operasyon alanının yönetimi” hem sizin hem de içinde bulunduğunuz zincir için önemlidir.

İsraf ve israfın eliminasyonu bir bir topluluğun veya bir bireyin kendi yaşam ortamını elden geçirmek, daha verimli olmak, daha az kaynak ile yaşamasını öğrenmek ve şirketler için bütün iyileştirme yöntemlerinin kök metodolojisidir.
İsrafı anlamak ve tanımlamak için tek gereken görmek isteyen bir gözdür.
Elbette sınıflandırma veya ayrıştırma için temel mantığı sindirmeli sonrasında da israfı azaltabilmek veya yok edebilmek için yöntemleri nasıl uygulayacağınızı bilmelisiniz.

Bu sunumda İsraf / Waste kavramının en yalın tarifini bulacaksınız, size farklı bir bakış açısı katacağını düşünüyorum. Bildiğiniz gibi bu tür sunumlar site üyelerine açıktır, üye olmak ücretsizdir.

Gönderi Listesi Ne Demek  ? : cengizpak.com.tr sitesinin bir gönderi listesi vardır, örneğin bu sunum listemizin 10′uncu sırasındadır. Site üyelerine bunun  gibi çalışmalar belli bir sıra ile gönderilmektedir. Üyelik ücretsizdir ve hemen sağ tarafta bulunan ?Bu siteye üye olmak istermisiniz? başlığı altında bulunan form aracılığı ile gerçekleştirilmektedir, sizi de aramızda görmek isteriz. Gönderi listesinde daha neler olduğunu görmek için tıklayınız >>>