Girişimcilik

68girisimci

Türkiye?nin iyi bir girişimci fırını olmadığına dair veriler iki uluslararası endeks ile de ortaya konuyor:

1. Cornell Üniversitesi, INSEAD ve Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan Global İnovasyon Endeksi?nin hesaplanmasında inovasyon girdileri (kurumlar, insan kaynağı ve araştırma, altyapı, piyasaların, ve firmaların gelişmişlik seviyesi) ve çıktıları (bilgi ve teknoloji çıktıları, yaratıcı çıktılar) kullanılıyor. Bu endekse göre yapılan sıralamada Türkiye dünyadaki 142 ülke arasında 68. sırada yer alıyor.

2. Toronto Üniversitesi?ne bağlı olan Martin Prosperity Institute tarafından yayınlanan Global Yaratıcılık Endeksi ekonomik gelişimin üç bacağını teknoloji, yetenek, ve hoşgörü olarak tanımlar. Bu endeks 82 ülkede sürdürülebilir refah beklentilerini ülkedeki ekonomik, sosyal ve kültürel faktörlere dayandırarak ölçmeyi hedefler. Türkiye toplam yaratıcılık endeksinde ise 82 ülke arasında 68. sırada.

İş dünyasının ekosistemi iyileştirilmedikçe bu böyle devam edecek. Devlet teşvik sistemi ile kahraman yaratmayı bırakıp herkesin faydalanacağı ortamın iyileştirilmesine bakmalı. Eğer girişimciler “burada olmaz” diye inanıyorlar ise gerçekten de olmaz !

Tags:

saleman1

Şirketiniz SOPA isimli, kurumların satın alabileceği bir ürüne sahip. Diğer bir deyim ile ürünümüz diş macunu gibi kişilerin marketlerden alabileceği bir şey değil. SOPA’nın hitap ettiği şirketler orta ve büyük şirketler olsun. Bir şirket SOPA veya rakip ürünü almayı düşündüğünde uzun uzun inceleme yapıyor ve nihayetinde aldıktan sonra yıllarca kullanıyor.

Yıllar geçiyor ama sizin şirket bu SOPA’dan çok satamıyor, yani istediği kadar satamıyor. Toplantılarda “yahu buna bütün şirketlerin ihtiyacı var ama ihtiyaçlarının ne olduğunu anlamadıkları için almıyorlar” gibi zeki cümleler sıkça tekrarlanır oluyor. Acaba fiyatı mı yüksek, acaba satıcılarımız mı yetersiz, acaba şu fonksiyon olmadığı için mi satılmıyor, acaba rakiplerin durumu nasıl, oh neyse onlarında satamadığını öğrenince biraz rahatlıyorsunuz !.

Bir varsayım yapalım. Pazar Bölümlendirme, 4P, Rekabet Stratejisi, ANSOFF falan her şeyin üzerinden geçtiniz, dersinizi çalıştınız, ürün son model, fiyat esnek, kısacası tam donanımlısınız.

Eğer herşeyiniz tamam ise o zaman sizin satış teşkilatı – ekibi – takımı işi yapamıyor demektir. Eğer şirketiniz dersini eksiksiz çalıştı ise satıcılarınız veya satış sisteminiz, kurgunuz hatalı. Aksini düşünmek mümkün değil çünkü diğer parametrelerin tamam olduğunu söylemiştiniz.

O zaman gelelim satış ekibinize ve sisteminize …

- Nasıl örgütlendiler ?

- Nasıl ölçülüyorlar ?

- Nasıl prim alıyorlar (alabiliyorlar ise …)

- Kurumsal müşterinin içinde nasıl gezineceklerini biliyorlar mı ?

- Ekip doğru insanlardan mı oluşuyor ?

- Nasıl bir planı uyguluyorlar ?

- Ürünün tabiatına uygun sunum yapabiliyorlar mı ?

Bir şirketin vurduğunu deviren satış ekibine sahip olması % 50′den az ihtimalle mümkün. Bunun için sistematik bir yolu yaratmalı, uygulamalı ve sürekliliğini garanti altına almalı. Kısacası ağzı laf yapan insanları bulmaya çalışmak yerine know – how geliştirmeli veya bulabiliyor ise hazırını almalıdır.

Tags:
girisimcilik_cengizpak_01
Eğer büyüyen bir pazarın içindeyseniz yeni şeyler bulmanız gerekmez çünkü problemleriniz daha azdır. Pazar büyüyor, müşteri sıkıntısı yok ise yeniliklere de gerek olmayacaktır.
Girişimcilik olarak bakıldığında ise “yeni” konusu ortaya çıkıyor (bence fikrin yeni olması gerekmez ama genel algı bu yönde). O zaman doğal olarak araştırma, fikirleri test etmek gibi aktiviteler hem ön planda hem de önemli olacaktır.
Kaliteli İş Fikirleri ile ortaya çıkabilmek için çalışmalısınız (kötü haber) :

* Kendinizi eğitmeye zaman ve para ayırmalısınız, bunu uzun süre yapmalısınız. Başarılı iş fikirleri büyük ihtimalle öğrendiklerinizin içinden çıkacaktır.

* Fikirlerinizi belirgin bir metod / algoritma kullanarak test etmeyi öğrenmelisiniz. Bu sayede hangisini takip etmeniz gerektiğini hatasız olarak kararlaştırabilirsiniz.

Bunun için önce stratejik olanlar ile fırsat içerenleri ayırmak iyi olabilir. Fırsatlar kısa dönem için kaynak sağlayacak gibi görünecektir ancak sizi uzun vadeli hedefinizden uzaklaştırabilirler. Bu tür sapmalara karşı dikkatli olunmalıdır.

* Başarılı olmak isteyen girişimciler yeni fikirlerin “pazar geçerliliğini” hesaplamak için çaba göstermelidir. Bunun için pazar bölümlendirmenin (market segmentation) temel sorularını sormalısınız.

* Fikrin kendinize uygun olup olmadığını anlamak için SWOT Analizi gibi yöntemlere başvurmalısınız. Bu sayede kendi güçlü ve zayıf yanlarınızı fırsatlar ve tehditler karşısında görmüş olursunuz.

* Alternatif maliyeti unutmayın. Bir şeyi yapıyor olmak muhtemelen başka bir şeyi yapmıyor olmak sonucunu yaratacaktır.

* Başarılı girişimciler seçtikleri fikri uygulanabilir bir plana çeviren kişilerdir. Uygulanabilir iş planı olmadığı sürece her şey kağıt üzerinde kalacaktır.

yok_olus

Bir işin batması için çok sayıda sebep düşünülebilir. Ama çoğunlukla bu sonucu işin sahibi yaratır ve çoğu kez çok önceden sinyaller alınır … İşte size bir liste.

1. Aile veya arkadaşlardan alınan tavsiyeler.

2. Kurucunun işin ayağa kalkış süresini hatalı hesaplaması (Bir uçağın kısa bir pistten kalkmaya çalışması gibi düşünebilirsiniz).

3. Ailenin yarattığı para beklentisi ve onun zamanlaması.

4. Gurur.

5. Pazardan haberdar olmamak.

6. Kurucunun / Girişimcinin ürününe aşık olması.

7. Finansal kurgunun sorumluluğunu anlamamış olmak.

8. Odaklanmanın olmaması.

9. Çok para sahibi olmak.

10. Fazla Optimist, fazla Gerçekçi veya fazla Kötümser olmak.

Siz neler eklemek istersiniz …

Tags:

Girisimci

Bir işi kurabilmek için 3 şeye ihtiyacınız var.

İyi ve usta insanlar, müşterilerin satın almak isteyeceği bir şey yapmak ve en az parayı harcamak.

Bütün bunlar yapılabilir, zor veya kolay ama yapılabilir.

Çok parlak bir fikriniz olmayabilir veya ilk söylendiğinde parlak olmayabilir.

Ayrıca fikirden bol bir şey de yok, asıl konu uygulamaktır. Uygulama için gerekenleri yapamayacak iseniz fikirlerinizin parlaklığı önemli değildir.

Diğer yandan başladığınız fikir ile devam etmiyor olabilirsiniz. Örneğin Microsoft programlama lisanları satmak için yola çıkmıştı. Daha sonra yolları IBM ile kesişti ve “işletim sistemi” sahibi oldu ve bugüne geldi. O kesişme olmasaydı şimdi ne olurdu bilemeyiz.

Avcı iseniz başlangıç hamleniz hatalı bile olsa düzeltirsiniz ama avcı değilseniz ceylan ne kadar güzel olursa olsun, siz ne kadar aç olursanız olun fark etmez.

Tags:

rocky-balboa

Her başarının ardında çoğunlukla çok sayıda yumruk yiyen ama yıkılmayan birileri olmalı, tıpkı Rocky Balboa gibi …

Acaba niçin çoğu ABD sinema karakteri önce fena halde kaybedip sonra fena halde kazanıyor …

Seviyorum bu filmleri.

İnsan rahatlıyor, şu anda ben de dayak yediğime göre demek ki başarılı olacağım diye düşünüyor !

.

Tags:

Kendi işinizi kurmayı düşünüyorsanız önce kendinize karşı dürüst olarak aşağıda bulunan listeyi gözden geçirmenizi öneririm. Her ne kadar bu özellikler başarısız olmanızı garanti etmiyor ise de işinizin zor olabileceğini işaret ederler. Ancak kendilerinin farkında olanların çalışarak bu özellikleri pozitif yönde değiştirebileceklerini de varsaymak gerekir.

1. Karar vermekte güçlük çeken, kararsız birisi misiniz ?

Eğer aklınızdan kendi işinizi kurmak geçiyor ise önce karar verebilmeyi, onu hayata geçirmeyi ve sonuçları ile yaşamayı içinize sindirmelisiniz. Karar vermek için her şeyin tam olmasını, hiç bir risk unsurunun kalmayacağı zamanı bekleyen birisi iseniz fırsatları da kaçıracağınız kesin.

Zaten sıfır risk diye bir şey de yoktur.

2. Sorumluluk almıyorsanız

Eğer her şeye bir bahane bularak başınıza gelenleri açıklıyor, olayların içinde kendi payınızı görmüyor iseniz serbest çalışmak size göre değildir.

Bir iş sahibi baştan sona “sorumluluk alan”, bahane üretmeyen ama çare üreten birisi olmalıdır.

Müşteri şikayetleri olduğunda elemanlarınızı veya başka şeyleri bahane edecek iseniz bir daha, hata iki kez daha düşünmelisiniz.

3. Sizi tek motive eden şey para ise …

Kuracağınız iş belki sizi çok zengin edecek belki de çok para kaybettirecek. Ancak süreç muhtemelen uzun olacak ve ilk başta başınızdan aşağı para yağmayacaktır. Bu dönemi geçebilmeniz için yüksek motivasyona sahip olmalısınız ve tek motivasyon kaynağınız para ise kısa sürede havlu atmanız olası … Niçin kendi işinizi kurmak istediğinizi bir daha düşünün, ilk başta “para” geliyor ise güçlükleri aşabilmeniz mümkün olmayabilir.

4. Uçlarda gezer misiniz

Eğer bazen moraliniz çöküyor bazen ise aşırı iyimser oluyorsanız şansınız açık olsun. Her kötü olayda moraliniz dibe iniyor ise işinizi sağlıklı sürdürebilmeniz çok mümkün değildir.

Aşırı uçlarda gezindiğiniz zaman yanınızda çalışanlar veya bu dönemlerde karşılaştığınız müşterileriniz, tedarikçileriniz size olan güvenlerini kaybedebilirler.

5. Kronik olarak dağınık birisi iseniz

Eğer hem dağınık hem de aradığını bulamayan birisi iseniz (bazıları dağınıktır ama aradıklarını bulurlar), faturalarınızı ödemeyi unutuyor iseniz, dağınıklık sizi rahatsız etmiyor ise bunlar işinizi baltalayabilir.

Tam tersi olarak düzen hastası iseniz de işiniz zordur. Bu seferde dayanılmaz bir patron olup iş yapmak yerine ortalığı toplamak ile ömrünüzü geçiriyor olabilirsiniz.

En iyisi yapılması gerekeni verimli bir şekilde yapabiliyor olmaktır.

6. Başladığınız işleri bitirmeyenlerden misiniz …

Eğer başladığınız işleri tamamlama konusunda problemleriniz var ise paranızı ve zamanınızı başka konularda harcayın, iş kurmak size uygun olmayabilir.

Kendinizi fikir adamı gibi görüyor iseniz, iş fikirleri etrafınızda uçuşuyor ama siz onları hayata geçirmek için bir şeyler yapmıyor iseniz iki yolunuz var. İlki iyi bir uygulayıcı ile yola çıkmanız ikincisi ise hiç başlamamak.

7. Kendinizi ve şirketinizi iki ayrı şey olarak görüyor iseniz

Bazıları şirketlerin “tüzel kişilikleri” arkasına geçip konfor zonu yaratabileceklerini düşünür. Şirket sizin ise neyin arkasına geçip saklandığınızı bir daha düşünün.

8. Alışılmışa tutunacak iseniz

İş hayatı, tüketim alışkanlıkları, alışveriş biçimi, beklenti seviyeleri değişiyor. Eğer kendi konforunuz için değişimi görmemeyi tercih eden birisi iseniz işiniz zor demektir.

Kuracağınız iş geçmişte popüler olmuş olan belki de şimdilerde ölmekte olan bir konu ancak siz tersine inanmak istiyorsunuz. Veya herkes yapıyor ben de yapabilirim diyorsanız kıyasıya rekabete hazır olun.

Değişimi kendi lehinize kullanmayı, öğrenmeye açık olmayı ön plana almamak size pahalıya mal olabilir.

9. Limitsiz yaşamak için mi iş kurmak istiyorsunuz …

Tamamen hür, istediğiniz zaman istediğiniz işi yapabilmek, istediğiniz saatlerde çalışabilmek için mi kendi işinizi kurmak istiyorsunuz. Keşke böyle bir şey mümkün olsa !

İş hayatı seçtiğiniz konuya göre bir disiplin içinde gerçekleşir, aksini düşünmeniz serbest, elbette kendi paranızla.

10. Sözünüzde durur musunuz …

Dürüstlük esas, konular değişir, her şey değişir ama bu kural değişmez.

Söz verip unutamazsınız, müşterinize bana ne diyemezsiniz, garanti verip sırtınızı dönemezsiniz …

Bunları yaparsanız işiniz olmaz, iş sahibi olamazsınız …

11. Bir desteğiniz var mı ?

İş sahibi olmak zordur. Aileniz, arkadaşlarınız yapacağınız işe karşı olabilirler, ekonomi zaten arkanızda olmayabilir. Bu durumda iç direncinizi, niçin bu işi yapmak istediğinizi ve tamamlama enerjinizi gözden geçirmelisiniz.

Desteği olanlar daha kolay mesafe alacaktır, kendi başına olanlar ise sadece kendilerine iki kat güvenmek zorundalar, çünkü hem işi yapacak hem de etrafının negatif tavırları ile uğraşacaklar.

12. Ben çok iyi yaparım, herkes bayılacak ve hemen alacak

Dünya sizin gibiler ile dolu. İlk sormanız gereken soru şu : Niçin benden alsınlar ?

Eğer bu soruya çok hızlı cevap veriyor iseniz bir de şunu denemelisiniz : Niçin benden almayıp diğerlerinden alsınlar ?

Bu dünyada çok iyi, çok güzel olanın çok tercih edileceği diye bir şey yoktur. Böyle bir inancınız var ise önce bunu gözden geçirmelisiniz. Önce pazarlama ve satış aksiyonlarını düşünmelisiniz, üretim ise ikinci aşamanın konusudur.

Eğer şu anda kendinize ait bir işiniz var ve yukarıda listelediklerimden bir kaçı size uyuyor ise dikkat. Hemen onları iyileştirmelisiniz.

 

danismanligin_zirvesi

Evet, hepimiz için çok karlı bir iş buldum.

Bence memleketin en az yarısı dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir kişi veya şirkete danışmanlık yapmalıdır. Bu sayede geriye kalan yarısı işine gücüne bakarak ülkemizi daha rekabetçi ve zengin bir ülke yapabilir.

Bu sonuca nasıl mı ulaştım ?

Bakın çevrenize, her şeyi bilen, her konuda fikir beyan eden, bu da ne ki veya böyle olduğu için söyle oldu … olmasaydı olmazdı gibi içi cevher dolu cümleler söylemeyen kaç kişi var. Geçen gün televizyonda Rıdvan Dilmen’in dediği gibi adam gol atıyor kimse maşallah demiyor, kimse amma güzel attı demiyor da bak sen mantar kaleciye nasılda yedi golü diyor … cümlesinde olduğu gibi takdir yok ama hep eleştiri var, hep negatif ve bilgi dolu cümleler.

Adam facebook’ta köfte tanıtmaya çalışıyor … gelen yorumlar şöyle :

- Ben bir pirzola yaparım parmaklarınızı yersiniz

- Bilmem nerede olan köfteciyi denediniz mi ?

- Köfteyi ikiye kesmişsiniz öööö

- Kullandığınız et helal mi ?

Yahu arkadaş bu ne derin bilgi, ne ince bir zevk …

Bir başkası blog yazan bir uzman. Yüzlerce yazı yazmış ve kendisine gelen soruların hepsine cevap veriyor. Ancak cevabı alanların % 5′i teşekkür dahi etmiyor.

Diğeri belki de ülkemizde 20 adet olan uzmanlardan birisi. Adam yıllarını vermiş, ondan bahsederken şöyle deniyor … 3-5 şey biliyor, meşhur oldu gitti.

Sen niye olmadın ? Olabilirdin de istemediğin için mi olmadın.

Sen niye o köfteyi yapmaya çalışmadın ? Zaten çok iyi yaparsın da bizim moralimiz bozulmasın diye mi yapmadın.

Sana niye soru sorulmuyor da ona soruluyor ? …

Boş işler bunlar, bu topraklardan niçin marka çıkmıyor diye ise düşünmeye hiç gerek yok. Çünkü yaratıcılık ve başarı takdir edilmez ise yetenekler kaybolur, karanlığa gömülür.

Bu marka yaratma işine benim bir önerim var. Bir gün bu iş yapılmak zorunda kalındığında beni hatırlamayacağınızı ve şimdi söyleyeceklerimi zaten biliyor ! olduğunuzu bile bile söyleyeceğim.

Bir şehir yaratalım, içine eline sağlık, evet çok güzel, tebrik ederim diyebilen yabancı ve yerli (çoğunluğu yabancı olursa iyi olur) insanları dolduralım, ev verelim, iş verelim. Sonra marka fikri olanları oraya gönderelim ve orada çalışmalarını isteyelim. Bence 100 yılda yapamadığımızı 5 yılda yaparız.

strateji_piramidi

Bu piramide strateji piramidi diyoruz. Kurumların veya şirketlerin misyonları ile operasyonlarının nasıl bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Bu resme bakıp 1-2 dakika içinde olan kutularda ne yazıyor diye okuyanların herhalde çoğunluğu uygulamanın yukarıdan aşağı olması gerektiği sonucuna varacaktır. Sonra da işe girişenlerin çoğunun en alttan yukarı çıkmayı zorlayacağını düşünüyorum. Yani düşünülen ile yapılan arasında yaklaşık 180 derece kadar fark olacağını tahmin ediyorum !

Niye ? Çünkü biz uygulamaya dönük insanlarız, planlama ile pilav tartışması yapan bir geçmişimiz var.

En alt katmanın altı (resimde olmayan zemin) her gün yaptığınız işlerden oluşuyor. Üretmek, satmak, harcamak, hesaplamak gibi … Yani operasyon dünyası, yani taktik alan …

Toplantıların, raporların, harcanan enerji ve mesainin çoğu burada harcanıyor. Bu olaya Lewitt Construct Tool gözüyle bakıyor olsaydık orası “core product”. Nedir “core product” ? Kaynakların çoğunun harcandığı ama iyi yapılmayınca kurumu oyun dışına atan veya iten ancak iyi yapılınca sadece oyunun sürmesini sağlayan faaliyetler.

Biraz karışık oldu …

Orası zehirlemeyen yemek, uçan uçak, işini normal yapan şirket … Bunlar oyuna giriş bileti ama rekabet faktörü değil. Eğer sizin yemek zehirliyor ise müşterileriniz öleceği için işe devam edemezsiniz değil mi ? İşte oyun dışına itilmek böyle bir şey.

Bu bölgenin yönetim araçları neler ?

Operasyonel iyileştirme yöntemleri, ERP yazılımları, otomasyon ve işimizi iyi yapmamızı sağlayan teknikler, araçlar … Bunlar bize avantaj sağlar, oyunda kalmamızın bedelini azaltır. İşte şirketlerimizin çoğu henüz bu aşamada çırpınıyor.

Bu bölgenin dışında kalan konulara bakmayıp piramidin yukarısını anlamadığımız veya anlamak istemediğimiz sürece önemli markaları yaratabilmemiz, global ölçekte kurumlara (resmi, özel, kar amacı gütmeyenler … fark etmez) sahip olmamız biraz uzak görünüyor.

Peki ne yapmalı ?

Bu soruya belediye başkanları, dernek başkanları, şirket sahipleri veya üst yöneticiler kendi cevaplarını bulmalı. Benim de cevaplarım var ama rahmetli annemin bir sözünü hatırladığım için bahsetmeyeceğim …

Derdi ki … Akılları pazara çıkartmışlar herkes gitmiş kendi aklını almış.

 

Peki gulliver1yeni kurmakta olduğunuz işi nasıl duyuracaksınız ?

- Google AdWords’de doğru cümleyi bulana kadar çalışacağız

- SEO konusunda biz çok iyiyiz, yazdığımız yazılar ilk sayfada çıkacak

- Bir arkadaşım Twitter uzmanı, bizi meşhur yapacak

- Blog yazılarımız çok sayıda yorum alacaktır

- Ürünümüzün içinde Retweet tuşu var, bu sayede viral büyüme sağlayacağız

- Facebook reklamları ile çok ucuza büyük kitlelere ulaşacağız

Dünya üzerinde nerede ise bütün yeni başlayanlar böyle planlar yapar.

Ben de bunları faydalı buluyorum ve keşke böyle olabilse diyorum. Ama içimden gelen bir ses savaşların sahada kazanıldığını söylüyor.

PMI_ARALIKPMI-TR (Project Management Institute ? Türkiye) organizasyonu ve Microsoft sponsorluğunda gerçekleştirilecek aktiviteye konuşmacı olarak katılıyorum. Konuşma konum ?Yenilik nasıl yaygınlaşır? Yeni bir fikir, yeni bir ürün nasıl daha büyük kitlelere ulaşır??.

Bu aktiviteye katılmak isteyenler 30 TL ödeyerek bunu gerçekleştirebilirler (PMI TR Chapter üyeleri ücretsiz katilabilecektir. Etkinlik 2 PDU değerindedir ), bilgiler aşağıda.

Bu konuşmanın ana ekseni “pazarlama” , bakalım çoğunluğu teknik kökten gelen dinleyiciler ile  pazarlamaya teknik bir bakış açısı bulabilecekmiyiz …

Aktivite Microsoft binasında 24 Aralık 2013 Salı günü gerçekleşecek.

Kayıt İçin Tıklayın >>>

PMI-TR grubu ile ilk kez Ocak 2013 tarihinde buluşmuştum (ERP Proje Yöneticiliği konusu ile …), böylece yılın ilk toplantısı ile son toplantısında bir arada olmuş olacağım. Göstermiş oldukları ilgiden dolayı kendilerine teşekkür ederim.

Konuşma Konusu Hakkında :

 

tal
Yenilik nasıl yaygınlaşır, yeni bir fikir, yeni bir ürün nasıl daha büyük kitlelere ulaşır ?
Her yeni ürün yaygınlaşmaz, çoğu biz onları duymadan pazardan çekilir, yok olur. Bunun sebebi yolun üzerinde bulunan çukuru geçememeleridir. Peki çukur nerede ve nasıl aşılabilir ?
Teknolojik ürünlerin, önceden rastlanmamış fikirlerin veya o ürüne çok uzak duran topluluklarda yaygınlaşmanın adımlarını, algoritmanın adımlarını örnekleri ile izleyeceksiniz.
.
Bu konu kimler için ilginç :
.
- İş kurmak isteyen, yeni bir konuda girişimde bulunmak isteyenler
- Teknik alanlarda yöneticilik yapanlar
- İç girişimciler, şirketlerinde yeniliklerin öncülüğünü yapmak isteyenler
- Pazarlama ve stratejik planlama konularında çalışanlar

.
Program – 24 Aralık 2013:

18:00 ? 18:40     Kayıt / Networking
18:45 ? 19:45     Cengiz Pak – Yönetim ve Stratejik Planlama Danışmanı- Konu başlığı: Yenilik nasıl yaygınlaşır? Yeni bir fikir, yeni bir ürün nasıl daha büyük kitlelere ulaşır?
19:45 ? 20:00     Sorular, Cevaplar
20:00 ? 20:15     2013, 2014 YK’ların tanıştırılması, temenni ve dilekler
20:15 ? 21:45     Yeni Yıla Merhaba Kokteyli
21:45 ? 22:00     Kapanış / Resepsiyon

Katilim ücreti 30 TL?dir.

PMI TR Chapter üyeleri ücretsiz katilabilecektir. Etkinlik 2 PDU değerindedir .

20:15?de başlayacak ?Yeni Yıla Merhaba Kokteyli? ne katılım ücretsizdir.
Yeni yıl hediyelerimiz olacaktır.

Katilim ücretleri için hesap bilgileri:

Hesap Sahibi: Proje Yönetim Meslegi Ilkeleri Teknikleri ve Rotasi Dernegi(PMI TR) İktisadi İşletmesi
Banka, Şube: YKB, IMES Sanayi Şubesi Hesap No: 85661919 (TL) – TR94 0006 7010 0000 0085 6619 19

Yer: Microsoft Turkiye, Aydın Sokak No:7 Bellevue Residences Levent, Istanbul,
Tel: +90 212 370 5555

Kayıt İçin Tıklayın >>>

 

 

Bu sunum 8 Kasım Ege Üniversitesi EBİLTEM’de yapılan konuşmadan alınmıştır.

Tags:

158 kişinin katılımı ile gerçekleşen “Girişiminizin İlk Seferde Başarılı Olması İçin Bilmeniz Gereken 5 Şey Nedir ?” isimli seminerde 5 maddenin özetlendiği bölümü seyretmek isterseniz …

Tags:

 

startupBaşka başarı hikayelerini dinlemek yerine kendi başarı hikayeni yaz! Fikrinle gel, ekibini topla, geliştirmeye başla, 54 saat boyunca mentorlar eşliğinde çalış, projeni hayata geçir ve yeni işinin temellerini bizimle at! Etkinlik 15-16-17 Kasım tarihleri arasında EBILTEM Ege Üniversitesi Kampüsü, EBİLTEM Binası’nda gerçekleşecektir. Sınırlı kontenjanı olan bu etkinliğe hemen kayıt ol, sen de projeni hayata geçir! Ekibim yok ama fikrim var diyorsan gel ekibini orada kur, fikrinle yarış!

Tags: