Hazır değil isem farklı bir şey mi yapacaksınız ?
Bilmem ne binasının açılmasına hazır mısınız ?
Dijital dünyadaki değişimi hissetmeye hazır mısınız ?
Binamızın dışını boyadık görmeye hazır mısınız ?
Yeni yoğurdumuza hazır mısınız ?
Patlıcan oturtma var hazır mısınız ?
Akşam size geleceğiz hazır mısınız ?
Bu aralar kendimi pek hazır hissetmiyorum, o binayı açacak şirket açılışı durdursa,
dijital dünya değişmese ya da bana ilişmese, binayı eski rengine tekrar boyasanız,
yoğurt yemesem olmaz mı ?, patlıcan oturmasa da yürüse, akşam siz gelmeseniz de başkaları gelse …
Son iki “hazırmısınız” bence diğerlerinden daha anlamlı ama şirketler ilk dördü üzerine kurulmuş reklamlara, sloganlara para dökmeye devam ediyor. Sanki hazır değiliz desek başka bir şey yapacaklar veya sanki binalarını açacakları için ben bir hazırlık yapacağım.
Bu kullanım şekli ile “Hazır mısınız ?” sorusu bence dijital bir soru, yani anlamsız, ben de bir şey uyandırmayan, beni bir şey yapmaya veya yapmamaya yönlendirmeyen bir soru.
Örneğin bir firma piyasaya yoğurt çıkartacak ise niçin hazır olup olmadığımızı soruyor ?
Peki cevabımızı bekliyor mu ? Hayır.
Veya madem sormak istiyor niçin gelip tek tek sormuyor ? Bak arkadaş ben bir yoğurt yaptım, haftaya çıkartmayı düşünüyorum, hazır mısınız yoksa değil misiniz ? Gelse, sorsa amma ilginç olurdu. Bence yüz yüze gelindiğinde soruyu sorana bön bön bakacağımızı biliyor ve onun için bu şekilde sormuyor.
Peki milyonlar harcayıp reklam verince ona yine bön bön bakacağımızı bilmiyor mu ? Bence bilmiyor.
Ben zaten o binayı açacağım, şimdi söyleyecek laf bulamadığımız için size hazır mısınız diye soruyoruz yerine niçin “binamızın açılışında görsel bir şölenin arkasından …… konserini dinleyebileceksiniz” demiyor; dese belki o bölgede trafik tıkanır (herhalde trafiğin tıkanmasını istemediler).
Dijital TV’mizin şusunu busunu değiştirdik, belgesel seyrederken filin kuyruğunu hissedeceksiniz dese belki bir döner bakardık.
Binamızı 1 Km uzaktan gece – gündüz görebilmeniz için özel bir boya ile boyadık dese belki merakımız artardı.
Yeni yoğurdumuzu soğutun, içine meyva doğrayın … dondurma yiyormuş gibi hissedeceksiniz demiş olsalardı sizce de daha dikkat çekici olmaz mı ?
(Lütfen bu fikirlerimi kullanmayın, eğer kullanırsanız en azından banka hesabıma üç beş kuruş gönderin)
Patlıcan ve akşam gelecekler için yeni bir cümle yazmama gerek yok, keşke patlıcan oturtma yerine başka bir şey olsaydı ve bu akşam balığa çıkıyor olsaydım !
Dijital ifadeler ile dert anlatabilmek, dikkat çekebilmek ne yazık ki mümkün değil. Bunun sebebi bizim insan olmamız, kısacası biz bundan anlamıyoruz. Paranızı sokağa dökecek iseniz doğrudan doğruya dökün ve tüm ilgiyi üstünüze çekin … işte size çok ilginç bir fikir daha.
This post has 8 comments
Haziran 29th, 2012
şuan hazır degiller hazır olana kadar beklerlermi hazır olunca haberdar edsinlermi
Haziran 29th, 2012
Sayın Pak merhaba,
Zamanlamanın bu kadar denk düşmesine şaşırdım. Çünkü ben de bu günlerde bu söylemin farkına vardım ve “hazır değilim, ne olacak” diyesim vardı. Bu konuda kendimce de bir yorumum şöyleydi, bu reklam işinde sanırım hem reklamcılar hem de karar vericiler yeni nesil çocuklar ve bunların dili de ne yapaılım ki böyle. Ancak, sizin de dikkatinizi çekmiş olmaları şimdi bende bir başka düşünce oluşturdu. Acaba başarılı olmuşlar mı? öyle ya, bir şekilde kendilerinden söz ettiriyorlar…
Ben gene de bu söylemi yakışıksız buluyorum ve reklamverene katkısı olacağına da katılmıyorum. Zaten reklamcılar ürün ile ilişkisi neredeyse hiç omayan reklamlar yapıyorlar son zamanlarda. hele bir de ödül alan reklamlar var ki,.. ödülü reklamcı alıyor ama parasını reklamveren ödüyor ve hiç kimse de bu reklam hangi ürün içindiyi hatırlamıyor.
sevgi ve saygılarımla
ali güneş
Haziran 29th, 2012
Demek ki benden başkasınında canını sıkmayı başarmışlar diye yorumlamak istiyorum bu denkliği.
Bence hazırmısınız diye bir ürünü satabilmek aslen mümkün değil çünkü mesajın içinde fiil yok. Olan ise bol miktarda isim tekrarı, zor oyunu bozar uygulaması gibi.
Hesaba alınmayan ise başka bir mesaj ile acaba bütçe yarıya algı yukarıya çıkarmıy dı ?
Bence çıkardı.
Haziran 29th, 2012
Cengiz Bey, merhaba.
İnsanlığın tüketim toplumu olmaya başladığı 80 li yıllar ve sonrası sosyologların, psikologların çokca kafa yorduğu bilinç altına nelerin itilmesi ile nelerin geri alınacağı araştırmaları sonucu reklamların, marka logolarının, renklerin nasıl kullanılacağı şirketlerce belirlenmeye çalışılıyor. Bu araştırmalar için zamanın behlinde bilim adamlarına paralar ödenmiş reklam, TV, radyo İnternet aracılığı ile tüketicinin bilinç altına nelerin itilebileceği, satışın bu yöntem ile nasıl artırılacağı yolunda paralar saçıldı. Özellikle çok uluslu şirketler ödedikleri bu paraların bu döneme kadar geri dönüşlerini elde ettiler. Yaşadığımız dönemde dijital ifadelerin sonu geldi deyip bende sizin gibi düşündüğümü ifade etmek isterim. Bir sonraki bilinç altı, dijital saldırı ne tarz olacak beklemekteyim.
İyi çalışmalar.
Haziran 29th, 2012
Merhaba Cengiz Bey ve mesajımı okuyan sevgili arkadaşlar;
Hem sizlerin yorumlarınızdan ve bakış açılarınızdan yola çıkarak hem de kendi gözlemledğim ve beni de rahatsız eden olay da, bir çok markanın artık kaliteden çok ismini pazarladıkları gerçeğidir. Hal böyle olunca da; gizli mesaj,’Her zaman yaptığımız gibi,sizin bekliyor olmanızın bir önemi yok ama biz yine de kibarlık edip klasik olarak HAZIR MISINIZ? cevapsız sorusunu sormak istiyoruz.’vizyonudur.
Biz zaten inanmışız, inanıyoruz, korkarım kı inanacağız…
Saygılarımla
Aysel AYAZMA
Haziran 29th, 2012
Merhaba Sayın Hocam,
inanın ben de tatilde değilim. bırakın tatili henüz kahvaltı bile yapamadım. ama mailiniz hoşuma gitti. ona zaman ayırabildim; okudum; cevap bile yazıyorum.
hem bu mail için hem de gönderdiğiniz tüm mailler için (otomatik bile olsa. ) çok teşekkür ederim.
İyi çalışmalar ve çok güzel bir hafta sonu dilerim.
Saygılarımla,
Mehmet Can
Haziran 29th, 2012
Ben de sizlere teşekkür ederim. Gördüğün gibi tam otomatik yerine yarı otomatik çalışıyorum.
İyi bir hafta sonu dilerim
Temmuz 5th, 2012
hocam ben bugün biraz canım sıkıldı ve bu yazının altına yazmak istedim..
özel bi şirkette çalışıyorum ve terfim söz konusu idi son 2 hafta içerisinde.. bugün deneyim ve kapasite hatta not bazında benden düşük sewiyede olan bi arkadaş terfi etti. nedeni ni genel müdürün üst seviyeler de bayanları görmek istiyorum demesi oldu… bunun karşısında iş hayatımımla alakalı şuan saglıklı düşünemiyorum lütfen bana sorumlu oldugum müdürlerime açıklama yaparken nasıl davranıp hangi lisan ve üslupla hitap etmem konusun da yardımcı olurmusunuz.. teşekkürler…