Archive for Şubat, 2015

yok_olus

Bir işin batması için çok sayıda sebep düşünülebilir. Ama çoğunlukla bu sonucu işin sahibi yaratır ve çoğu kez çok önceden sinyaller alınır … İşte size bir liste.

1. Aile veya arkadaşlardan alınan tavsiyeler.

2. Kurucunun işin ayağa kalkış süresini hatalı hesaplaması (Bir uçağın kısa bir pistten kalkmaya çalışması gibi düşünebilirsiniz).

3. Ailenin yarattığı para beklentisi ve onun zamanlaması.

4. Gurur.

5. Pazardan haberdar olmamak.

6. Kurucunun / Girişimcinin ürününe aşık olması.

7. Finansal kurgunun sorumluluğunu anlamamış olmak.

8. Odaklanmanın olmaması.

9. Çok para sahibi olmak.

10. Fazla Optimist, fazla Gerçekçi veya fazla Kötümser olmak.

Siz neler eklemek istersiniz …

Tags:

engaged

Gallup State of the Global Workplace raporuna göre çalışanların sadece % 13?ü şirketlerine bağlı ve kendi gelecekleri ile şirketlerinin geleceklerini aynı eksende görüyor.

Demek oluyor ki geriye kalan % 87?si böyle hissetmiyor veya düşünmüyor.

Amerika bağlılık ile çalışanların en çok olduğu ülke, % 30 ile başı çekiyormuş, diğerleri onu takip ediyor.

Şirketlerine bağlı olanlar işe gönüllerini koyanlar, biraz daha fazlası için uğraşanlar. Şirketleri ileriye götüren işte bu insanlar, ne kadar fazla olurlar ise o kadar iyi elbette.
Bağlı olmak veya olmamak konusunda 3 tip çalışan tarif ediliyor.

1. Bağlı Olanlar (Engaged) : Şirketlerinin geleceğini kendilerinin geleceğinden ayırmadan, gönülden çalışanlar. Şirketlerin ilerlemesi bu insanlara bağlı.

2. Bağlı Olmayanlar (Not Engaged) : Gelip giden, zamanlarını işte harcayan ama enerjilerini kullanmayan, tutkulu olamayan uyur-gezer çalışanlar.

3. Aktif Olarak Bağlı Olmayanlar (Actively Disengaged) : Sadece mutsuz olmayıp bir de bunu başkalarına yaymaya çalışan, çalışma zamanını iş yapanların yaptıklarını baltalamaya, altını kazmaya harcayanlar.

Ben iş hayatımda bu türlerin hepsini gördüm, muhtemelen hepiniz görmüşsünüzdür ve tahmin edeceğiniz gibi en tehlikelisi 3?üncü grupta olanlar.

Müşterileri firmanıza küstürenler, yöneticilerinin zamanını ve moralini yok edenler, başarılı insanların yaptıklarını değersiz hale getirmeye çalışanlar bunlar oluyor.

Bağlı olmayanlar grubu (2 numaralı grup) muhtemelen en büyük ve harekete geçirilmesi gereken grup fakat teşhis edilmeleri kolay değil. Tavırları düşmanca olmadığı, sadece yemek saati ile işten çıkış saatini sakince bekledikleri ve bu bu arada işleri kendi tempolarında yaptıkları için ilk anda tam emin olamayabilirsiniz. Bu grup ?şirketlerinin tüzel kişiliğinin? kendilerini koruduğuna, kendi istedikleri kadar orada bulunabileceklerine, kendilerinin şirket için saçlarını süpürge ettiklerine inanır. Ancak müşteriler, verimlilik, kalite, karlılık gibi ayrıntılar pek umurlarında olmaz. Neden biliyor musunuz ? Çünkü bunlar şirketin sorunudur, onların değil !

Aslında bu işlerde çok bilimsel olmaya gerek yok. Eğer gönülden çalışanları ayırt edebiliyor iseniz geriye kalanlar ya 2 ya da 3 numaralı grubun bir üyesidir.

Şirketlerin geleceği bağlılıkla çalışan insanlara bağlı ise demek ki bağlılığı arttırmak şirketler için önemli, bunu stratejik planlarına dahil etmeliler, tabii eğer var ise !

Aynı cümlede ?bağlı? kelimesini 3 kez kullandığım için özür dilerim ama fena da durmuyor.

İlk grubu büyütmek, geliştirmek ve diğer grupların nüfusunu azaltmak Stratejik Plan içinde yer almalı çünkü aşağıdakileri doğrudan etkiliyor ?

* Karlılık
* Müşteri Memnuniyeti
* Verimlilik
* Çalışan Değişim Oranı
* Güvenlik ve Huzur
* Devamsızlık
* Kusur Sayısı / Miktarı

Çoğu şirkette üst yöneticiler kendi altında yer alan yöneticileri ekiplerini yönetemiyor olmak ile suçlar, bunu doğrudan söyler veya söylemez ancak buna inananlar bence çoğunluktur. Şimdi öğreniyoruz ki meğersem o yöneticilerin de % 87?si veya iyi ihtimalle % 70?i ilk grup dışında yer alıyor olabilir ? Vay canına, eğer bu doğru ise gerisini düşünmek bile gereksiz.
Diyebilirsiniz ki hayır, bağlı olmayanların orantısı yönetici grup içinde daha azdır ? Olabilir elbette, hatta umarım öyledir.

Peki siz ne düşünüyorsunuz ?

Tags: