Archive for Eylül, 2011

ERP projelerinde direnç işin doğasında vardır

ERP projeleri şirketinizin “iş yapma” şeklini, teknik tabiri ile “iş süreçlerinizi” değiştirmeye talip olduğu için doğal olarak bir direnç ile karşılaşırlar.

ERP proje yöneticileri projenin teknik veya finansal kısımlarından çok teknik olmayan, insanlar ile ilgili olan konulara eğilmezler ise projenin başarılı olma şansı çok değildir. “ERP yazılımı aldık ama kullanamadık” şeklinde ifade edilen sonuç cümlesinin arkasında çoğunlukla teknik ayrıntılara boğulmuş, çalışma ortamını dikkate almamış tercihler ve yaklaşımlar bulunur. Başarı elde edilecek ise bunu insanlar gerçekleştirecektir.

Başarılı olmak isteyen ERP Proje Takımı işin içindeki herkes ile yüz yüze konuşur (e-mail aracılığı ile değil) ve hedefleri beraber tespit edebilir ise proje hiç bir önemli direnç ile karşılaşmaz.

Değişiklikleri yukarıdan aşağıya itmek veya en aşağıdan geliştirerek yukarı doğru çekmek yerine yalınlaştırmak, evrensel hedefler etrafında görüş birliği sağlayarak hem biraz itmek hem de biraz çekmek en iyisidir.


Başarısız olursanız bunun sebebi direnç değildir

Her ERP projesine karşı çalışanlar direnç gösterebilir, sorun direnç değil onun nasıl yönetildiğidir. Proje yöneticisi bu direnci herkesle konuşarak, onların endişelerini dinleyerek, söyleyemedikleri korkuları algılayıp çözüm üreterek aşabilir.


Temel olarak 2 farklı direnç türü ile karşılaşılır.

1. Değişim fikrinin kendisine gösterilen direnç :

Uygulayıcılar gösterilen direncin en çok bu şekilde olduğuna inanırlar. Eğer gerçekten direnç değişim fikrinin kendisine ise ve arkasında gizli bir konu yok ise çok önemli bir sonuç yaratmaz. İnsanlar değişime bir çok sebepten dolayı direnebilirler, örneğin

- sizin ne yapmak istediğinizi anlamamış olabilirler,
- yapılmak istenen şeyin niçin önemli olduğunu bilmiyorlardır,
- mevcut durumun devamına inanıyor olabilirler,
- sizin bu işi yapabilip yapamayacağınızı sorguluyor olabilirler,
- şirketin geleceğine ait kendi fikirleri vardır.

Eğer direncin sebebi bunlar ise konuyu sakince açıklamak, soruları açık yüreklilik ile cevaplandırmak yeterli olacaktır. Ancak eğer gerçek sebep bunlar değil ve daha derin bir direnç var ise bu yaklaşım şekli yetersiz kalır.

Değişim projelerini yürütme durumunda olanların çoğu ve genel kurumsal yaklaşım yapılacak bir sunum sonrası fikirlerinin büyük tezahürat eşliğinde destek bulacağını varsayar. Ancak direnç derinden geliyor ise böyle olmaz, hatta bu şekilde yaklaşmak çözümü iyice güçleştirebilir ve sistem içinde “ötekiler” dalgası bile yaratabilir.

Bu nedenle direç ile karşılaşıldığında doğrudan ve yüz yüze yöntemler kullanarak müdahale etmek, sorulamayan soruları cevaplandırabilmek gereklidir.

2. Daha derin sebepler :

Bu direnç türünün kaynağı entellektüel veya teknik değil tamamen kişiseldir. Çalışanların işlerini veya statülerini kaybetme korkusu, kariyerlerinin risk altında olduğunu düşünmeleri çok kuvvetli bir direnç yaratır. Direç kaynağının bu olduğunu anket veya toplantılar ile keşfetmeniz güçtür. Onun yerine birebir görüşme ve bu tür kişileri değişim projesinin parçası, görevlisi haline getirmek sorunun çözülmesine yardımcı olur.
ERP proje yöneticisi insanların ne söylediğini dikkatle dinlediği, sorulara açık olduğu sürece hem direnç azalır hem de gerçek sebepleri anlamak kolaylaşır.


“Şimdi Ne Olacak ?” yöntemini deneyebilirsiniz

ERP projelerinde direnç ilk başta gösterilmeyebilir, çalışma ilerledikçe ortaya çıkabilir. Bunun nedeni başlangıçta insanların neyle karşı karşıya olduklarını bilmemeleridir.

Grup olarak muhtemel problemleri veya başarısızlık olasılıklarını listeleyerek herhangi biri başınıza geldiğinde ne yapabileceğinizi tartışmış olmanız hem öğreticidir hem de oluşabilecek olan direnci engelleyici etki yapar.

İnsanlar değişime direnirler, bunu öngörmeli ve doğal karşılamalısınız. Çaresi açık yüreklilikle onlarla konuşmak, olası sorunları önceden tartışmak, herkesin çözüm yolları için katkı yapabileceği ortamı sağlamaktır.

1. İşten ne beklediğinizi, ne istediğinizi, ne olunca mutlu olacağınızı tasarlamış olmalısınız

Bir çok kişi çalıştığı işte çok da mutlu değildir. Peki işte geçirilen zaman evde geçirilen zamandan daha uzun olduğu halde bu zaman dilimini nasıl daha yararlı geçirebileceğinizi kaç kez düşündünüz. Eğer nereye doğru gitmek istediğiniz hakkında bir fikriniz yok ise sizi oraya götürecek adımları da atamazsınız.

O zaman biraz durup düşünün, 5 sene sonra ne yapmak istiyorsunuz, 10 yıl içinde hangi noktaya ulaşmayı planlıyorsunuz. Benzer bir işimi yoksa tamamen farklı bir alanda mı çalışmak istiyorsunuz. Mevcut işinizde ilerlemek sizin ana planınız mı?

Peki hedefinize doğru gitmenizi kolaylaştıracak adımlar neler, hangi konularda ek eğitime ihtiyacınız var, hangi konularda pratik yapmalısınız. Bunun için kimlerden veya hangi kaynaklardan yararlanabilirsiniz, nasıl bir zaman planını gerçekleştirebilirsiniz.

Kusursuz bir kariyer isteyen herkes önce “ne istediğine” karar vermelidir.

2. Kendinizi tanımalısınız, kişisel SWOT analizi yapmak iyi bir yoldur

Bir çok insan iş ortamında öne çıkmadan, biraz geride durmayı tercih eder. Bunun nedeni kişinin kendi güçlü ve zayıf yanlarından emin olmamasıdır. Hepimiz bir miktar kendimizi kandırır, gerçek özelliklerimizi göremeyiz. Bazen de işe alınmamanın sebebi kendimizde görmek istemediğimiz özelliklerin karşımızdaki tarafından görünmesidir.

Zayıf yanlarınızı geliştirebilmeniz için önce onları tespit etmelisiniz, en iyi yol bunun için başkalarının fikirlerinden faydalanmaktır.

Örneğin sizi iş ortamında tanıyan 7 kişi belirleyin, bunlar iş arkadaşlarınız, eski işyerinizde çalışanlar, müşterileriniz, çalıştığınız tedarikçilerde temas içinde olduğunuz kişiler, eski patron veya yöneticileriniz olabilir. Onlara birer e-posta yollayın ve sizin hakkınızda yapacakları samimi yorum için çok memnun olacağınızı söyleyin. Herhangi bir övgü veya destek cümlesi istemediğinizi de açıkça belirtin.Onlara 3 soru sorun :

1. Benim güçlü yanlarım nelerdir ?

2. Benim zayıf yanlarım nelerdir ?

3.  Zayıf yanlarımı nasıl geliştirebilirim ?

Doğru kişileri seçmeye gayret edin, arkadaş veya aile üyeleri bu iş için uygun değildir. Çünkü onlar hem sizi iş ortamınızda tanımazlar hem de sizi üzmemek için gerçeği söylemeyebilirler.

3. Zayıf yanlarınızı giderin geriye güçlü yanlarınız kalsın

2 numaralı tavsiyeyi yerine getirip farklı kişilerin fikirlerini elde etti iseniz bunu değerlendirmelisiniz. Eğer düşüncelerini sorduğunuz kişilerin sizin hakkınızda yanıldığını düşünürseniz sadece hata yapmış olursunuz.

Eğer sizi tanıyan kişiler sizin bazı zayıf yönlerinizi görebiliyorlar ise iş görüşmesi yaptığınız kişilerde bunların bazılarını görüp sizden vazgeçebilirler.

Bugünün iş hayatında adaylar yeni teknikler öğrenerek kendilerini daha iyi sunmak için çalışıyorlar. İyi bir iş bulabilmek ve kabul edilmek giderek zorlaştığıiçin “zayıf yönleriniz üzerine çalışarak” onları yok etmeli veya azaltmalısınız.

Zayıf yanlarınız ile mücadele edebilmek için başka kişilerin fikirlerinden faydalanabilirsiniz. İş arkadaşlarınıza, patronunuza, arkadaşlarınıza önerilerini sorun ve onları dinleyin.

Eğer bir konuda eğitim eksikliğiniz var ise onu tamamlayın, eğer davranışlarınızı değiştirmeniz gerekiyor ise bunun için bir adım atın.

4. Çevrenizi genişletin

Çok sayıda firma hiç ilan vermeden yeni eleman arar. Siz iş ilanları için basın veya internet sitelerini izlerken bir çok kişi bu yayınlanmayan işler için görüşüyor. Bu tür işler ağızdan ağıza yayılır, tanıdıklar bir birlerine bu yeni işleri haber verir. Dolayısı ile bu işlerden haberiniz olabilmesi için insanların sizi tanıması, sizin yetenek ve tecrübelerinizi bilmesi gerekir.

Kariyerini geliştirmek isteyen bir kişiye verilecek en önemli tavsiye “çevresini geliştirmesi ve görünür olmasını” hatırlatmaktır.

Yeni insanlar ile tanışabileceğiniz yerlere, konferanslara, fuarlara daha sık gitmelisiniz. İnsanlar ile ilişki kurmalı, kendinizi ve yapabileceklerinizi onlara tanıtmalısınız. Konuşacağınız kişiler belki de sizin gibi birinin arandığı açık bir pozisyonu biliyor veya onların bir tanıdığı bu bilgiye sahip olabilir; kimin hangi taşı kaldırabileceğine asla bilemezsiniz.

Yeni insanlar ile tanıştığınızda onlarla samimi olark ilgilenmeli,  onlar hakkında bilgi edinmelisiniz (ne iş yapıyorlar, neleri seviyor neleri sevmiyorlar …). İyi bir konuşmacı olmak yerine iyi bir dinleyici olmanız yeni arkadaşlar kazanmanızı kolaylaştıracaktır.

Yeni insanlar ile karşılaşmanız kolay onlar ile ilişkinizi kopartmadan sürdürebilmek zordur. Onlar yeni iş fırsatının haberini aldığında sizi hatırlayıp bu haberi size aktarabilmeleri için sizi unutmamış olmaları ve size ulaşabilmeleri gerekir. Bunun için bir kaç ayda bir onların hatırlarını sormalı, onlar ile ilgilenmeye devam etmelisiniz.

5. İşi her boyutu ile değerlendirin

İşin size sağlayacağı maddi kazançların yanında başka faktörler de vardır.

Bu işi ne kadar istiyorsunuz ? Uzun vadeli kariyer planınıza ne kadar uygun ? Bu iş size ne kadar keyif verecek ?

Bir işi kabul etmeden önce aşağıdaki noktaları gözden geçirmelisiniz :

Yeteneklerinizin kullanımı : Bu iş yeteneklerinizin ne kadarının kullanımını sağlayacak. Örneğin siz müşteri ile yüz yüze konuşurken başarılı iseniz bürokratik ve kağıtlar ile dolu bir iş size uygun olmayabilir.

İlerleme olanakları : Bu iş uzun vadeli kariyer planlarınıza uygun mu? Bu işi bir atlama taşı gibi mi düşünüyorsunuz yoksa önerilen pozisyon sizi mutlu ediyor mu ?
Patronunuz Kim : Patronunuz ile tanıştınız mı ? Onunla ve yönetim tarzı ile ne kadar rahat edeceksiniz ?

İş arkadaşlarınız kim : Çalışacağınız insanlar ile çalışabileceğinizi, onlar ile başarılı sosyal ilişkiler kurabileceğinizi düşünüyor musunuz ?

İş Ortamı : Çalışacağınız bina, ofis, lokasyon hoşunuza gitti mi? İşyerinizin çevresi sizin ihtiyaçlarınızı karşılıyor mu ?

Kariyerini geliştirmek isteyen geliştirir, bu konuda şikayetçi olmak, talihsizlikten yakınmak yerine kendinizi doğru pozisyonlamalısınız. Bu sitede yer alan yetkinlikler kütüphanesini izlemenizi öneririm.

Diğer bir önerim de Her Yaştaki İnsan İçin 1 Aylık Kişisel Gelişim Planı isimli yazımı okumanız olacaktır.

Paradigma kelimesini ilk kez ne zaman duyduğumu elbette hatırlamıyorum, siz hatırlıyormusunuz ?

Gizemli bir kelime, paradigma, paradigma değişimi … İnsana “az kişinin anladığı” bir konuşmayı yapabilme fırsatı veriyor.

Adam Smith (Powers of the Mind) kitabında “paylaşılan varsayımlar seti” şeklinde ifade ediyor, dolayısı ile dünyayı nasıl algıladığımız, balığın suyu , kertenkelenin ormanı nasıl algıladığı anlamına geliyor. Paradigma (kabul edilen kural seti) bize dünyayı anlamayı ve ileriye dönük tahminler, öngörüler yapabilmeyi sağlıyor.

Adam Smith bu konudaki sözlerini şöyle tamamlamış “bir paradigmanın tam ortasında iseniz diğer bir paradigmayı hayal etmeniz çok güçtür”.

Kelimeyi bilmiyor olsak da hayat bize bu durumu defalarca yaşatmıştır. Örneğin yeni bir ortama girdiğinizde bir farklılık ve tanımlama süreci geçiririz işte bu zaman dilimi “paradigmanın içine giriştir”. Bizden önce belirlenmiş bir kural setinin içine katılırken içerdekilerin “rahat” bizim ise “farklı” hissetmemiz normaldir. Tıpkı fakir kızın zengin çocuğun evine girişi gibi. Sonra kızımız ortamı algılar, kurallarını çözer ve onlar gibi olur … artık fakirlerin şartlarını unutmuştur (paradigmanın tam ortasında) … sonra diyelim ki vicdan azabı başlar, içinde bulunduğu ortam artık onu tatmin etmemektedir, para – pul ve mücevherler kifayetsiz kalmaktadır (paradigma değişmektedir). Kızımızın içinde bulunduğu ortam onun bazı problemlerini çözebilmekte ancak bir yandan çözemediği (vicdan azabı) sorunların sayısı artmaktadır işte bu dönem paradigmanın sonuna yaklaştığı ve yeni bir değer setinin tarif edilmesi gerektiği anların göstergesidir.

Adam Smith benim bu paradigma açıklamamı okusa ne derdi acaba …

Ancak bizim konumuz kişisel hayatın içinde olanlar değil. Biz paradigmaları anlayıp değişim noktalarını tahmin ederek öngörülerimize bir zemin bulmak istiyoruz.

Önce paradigmanın tarifini yapalım :

Paradigma insanlar için ortak bir kural setidir ve 2 işe yarar :

1. Sınırları oluşturur ve belirler

2. Bize sınırların içinde nasıl davranacağımızı söyler

Tıpkı anayasalar gibi, çünkü anayasalar birer paradigmadır, çözemediği problemlerin sayısı artınca onun nasıl değiştirileceği konuşulur. İlk tarifi ne kadar geniş ise elbette o kadar az ihtimalle değiştirilmesi konuşulur.

Bütün oyunlar da birer paradigmadır, futbol, tenis, yelken yarışı. Çünkü kuralları ve sınırları bellidir, taraflardan biri problemi çözemez ise yenilir, çözen kazanır. Kuralları, kaybeden ve kazananı kolay anlaşılır olduğu için çok sayıda izleyicisi vardır ve bu sebeple de gerçek dünyadan ayrılırlar.

Yıllarca askerlik yapmış birisi ile yıllardır kafasına göre gezen birisinin olaylara bakışı ve dünyayı tarif ediş şekillleri farklıdır, çünkü farklı iki paradigma içinde bulunmaktadırlar ve bir birlerini hayal edebilmeleri oldukça güçtür.

Paradigma kayması veya paradigmanın değişmesi ne demek oluyor !

Paradigma kayması “kural setinin” değişmesi demektir.

Bunun “öngörü yapabilmek” ile ne ilgisi var ?

Eğer paradigma kaymasının başladığı yeri, zamanı ve yönü anlayabilirsek geleceğin nasıl şekil alabileceği hakkında daha net görüşlerimiz olacaktır. Bu sayede daha iyi öngörüler yapabiliriz.

Eğer iş hayatında iseniz bunun ne kadar önemli olduğunu şu sözler size hatırlatacaktır “Adam çok iyi gördü, biz o zaman başka işlerle uğraşıyorduk, şans işte”

Eğer kişisel hayatınız ile ilgili bir değişimi kaçırdı iseniz açıklama daha kolay olabilir : Alınyazısı

Bir paradigmanın ilk değişim sinyalini alabilirseniz sonrası için stratejik planınızı da hazırlayabilirsiniz demektir, bu unsur hem pazarlama hem yatırım hem de bütün iş kararlarınızda çok etkili olabilir.

Peki bir paradigmanın zamanını doldurduğu ve yenisinin aşağıdan gelmekte olduğunun ilk sinyali nedir ?

İlk sinyal insanların kurallar ve sınırlar ile sıklaşan çarpışmasıdır …

Ne zaman insanlar sınırlara çarpmaya başlar, ne zaman mevcut kural seti ihtiyaçları karşılamakta zorlanır ise işte o zaman paradigmanın sonu geliyor demektir. Bu süreç yıllar sürebileceği gibi bir itme ile oluşan birikim aniden parlayabilir (Tunus, Libya, Mısır iktidar değişimleri birer paradigma değişimidir). Yeni ürünlerin de ortaya çıkışı böyledir, tüketicinin yaşadığı sosyal ortamın değişimi onun taleplerini değiştirecektir. Bunun yönünü önceden görürseniz siz daha şanslı olursunuz.

Paradigma ve Paradigma Kaymasını tarif edebilmek için 4 sorunun cevabını bulmalıyız …

1. Yeni bir paradigma ne zaman ortaya çıkar : Bunu bilebilirsek “öngörülerimizi yapabilmek için” çok önemli bir mesafe almış oluruz

2. Paradigmayı ne tür insanlar kaydırabilir : Bunların kim olabileceğini bilebilirsek tanımlamamız kolaylaşır.

3. Değişen paradigmayı ilk takip edecek olanlar kimler ve niçin bunu yapacaklar : Bu grup paradigmanın hızlı veya yavaş hayata geçmesini sağlayacak, acaba bunlar kim olabilir ?

4. Paradigmanın değişmesi (kayması) içine girenleri (katılanları) ve girmeyenleri (katılmayanları) nasıl etkileyecek : Bu sorunun cevabı ne kadar direnç olacağını, değişimin büyüklüğünü tarif edecek.

Paradigma değişimlerini yakalayamayan siyasi partiler veya şirketler seçmen veya müşterilerin kendilerini anlamadığını düşünürler (bu bir içe kapanış sürecidir), sonra yavaş yavaş kabul etme süreci başlar. Eğer bu sürecin içinde mevcut paradigmayı yerinden oynatabilecek bir hamle yapılamaz veya yapılan hamle sonuna kadar götürülemez ise kayan paradigma yerinde duranın üzerinden geçip gider.

Benim işim siyaset ile değil ama şirketler ile. İşte bir çok şirketin devamını engelleyen veya pazarda mağlubiyetini hazırlayan temel konu yöneticilerin kayan paradigmayı anlamamaları, kendilerini “yeni kural” setinin içine sokup oradan kendisine bakamamasıdır.

Bir başka yazıda bu sorulara cevap arayacağız, görüşmek üzere.

Stratejik Pazarlama ve Rekabet Stratejileri, Ne zaman saldırmalı, ne zaman savunmalı veya ne zaman gerilla gibi davranmalısınız ?

Pazarlama Savaşı ve Rekabet Stratejileri Seminerine Niçin Katılmalısınız ?

Bir kaç “on yıl” boyunca müşteri odaklı üzerine konuşuluyor. Peki bu yeter mi ?

Her firma günün birinde rakibi ile karşı karşıya gelir veya baskısını, nefesini ensesinde hisseder. İşte bu tür dönemlerde “rakip odaklı” olmak gerekir. Rakip odaklı olmak ise ya savunma ya da saldırı anlamına gelir.

Rekabet stratejinizi doğru oluşturmak firmanızı ileriye götürecektir. Diğer türlü ise savaş alanından mağlup ayrılan siz olursunuz.

Bu çalışmamızda pazarlama alanını bir savaş alanı gibi görerek stratejiler oluşturmaya çalışacak, rakibin ve kendinizin yerini belirleyerek en uygun planı nasıl yapabileceğinizi izlemiş olacaksınız.

Kimler katılmalı

Şirket üst yönetimi, iş sahipleri, danışmanlık hizmeti verenler, pazarlama ve satış yöneticileri ve ekipleri, stratejik planlama çalışması yürütmekte olan kişiler.

Rekabet Stratejileri ve Pazarlama Savaşı Seminer İçeriği

Rekabetin oluşumu ve Porter’ın 5 kuvvet analizi

Bir şirketin hangi kaynakları rekabetçi stratejiye katkı sağlar ?

Rekabet avantajı elde etmek için Porter’ın Jenerik Stratejileri

Rekabet avantajının korunması için 4 yol nedir ?

Müşteri odaklı olmak yeterli mi ?

Saldırı ve Savunma Stratejileri

5 Temel Rekabet Stratejisi

- Yok Et ve Hasat Stratejileri, ADL ve Boston Matris analizleri nasıl yapılır

- İnşa, büyüme ve saldırı stratejileri

– Doğrudan Saldırı – Frontal Attack

– Yandan Atak – Flanking

– Kuşatma – Encirclement

– Yandan Geçme – By Pass

- Savunma stratejileri

– Konum savunm ası ve pozisyonun korunması – Position Defence

– Kanat atağına karşı savunma – Flank Defence

– Rakibin hazır olm adan saldır veya korkut – Pre Emptive

– Kontra Atak – Counter Offensive

– Hareketli Savunma – Mobile Defence

– Küçülerek Savunma – Contraction Defence

- Gerilla Stratejisi (Saldırı ve Savunma)

- Niş alanların bulunması ve Odaklanma stratejisi

- Gerilla Saldırısı

.

Stratejik Pazarlama Seminerleri hakkında bilgi için tıklayınız >>>

—————————————————————————————-

Kurum içi eğitim almak isterseniz aşağıda bulunan teklif isteme formunu doldurunuz …

 

 

Kurumsal Eğitim Talep Formu



İsminiz

E-Posta adresiniz

Firmanızın İsmi

Telefonunuz

Size Nasıl Yardımcı Olabilirim

Adresiniz

—————————————————————————————-

Çoğu kişi yarım yamalak çabaların etkili olabileceğini sanır. Küçük sıçrayışlar ile büyük sıçrayışın sonuçlarına ulaşılabileceği düşünülür. Fakat geniş bir hendeği aşması gereken kişi önce yarısını geçmeye kalkmaz.

Tags:

Şirketlerde Başarılı ERP Uygulaması
Nasıl Gerçekleştirilir ?

.

ERP Proje Yöneticisi veya Danışmanı Olmak İsteyenlerin Bilmesi Gerekenler

Bu kitabın içinde ilave  2 El Kitabı var :

Başarılı Bir ERP Sisteminin Üretim ve Stok Planlaması Hakkında 12 Performans Ölçeği Nedir ve Nasıl Yönetilir ?

Şirketinizin ERP Proje Planını Nasıl Hazırlamalısınız ?.

Sayfa Sayısı : 178, Format : E-Kitap (PDF Formatında)

Yazar : Cengiz Pak

Fiyat : 49,95 USD

Bu kitabı şimdi bilgisayarınıza indirebilmek için :

Add to Cart View Cart

ERP uygulamaları hakkında planlanandan daha uzun sürdüğü, başarısız örnek sayısının başarılı olanlara göre daha fazla olduğu, bütçenin aşıldığı, hesapta olmayan harcamaların ortaya çıktığı gibi bir dizi olumsuz cümle duymuş veya duyacak olabilirsiniz.

 

Bu kitabı, şirketinin ERP uygulamasını zamanında ve başarılı bitirmek isteyen kişilerin ne yapmaları gerektiğini anlatmak için yazdım. Problemlerin niçin ve hangi süreç içinde yaşanabileceğini bilirseniz kendinizi daha iyi hazırlayabilirsiniz diye düşünüyorum, bir de neyi beklemeli neyi beklememeli konusu var …

İçindekiler

Giriş * 2+1 Önemli Nokta

Bölüm 1

* ERP ve ERP Projesi Nedir

* Üretim yapan şirketler hangi baskıların altında ve bunun ERP kullanımı ile ne ilgisi var …

* ERP kullanmayanlar niçin kullanmıyor * ERP kullananlar hangi sonuçları almış

Bölüm 2

* ERP ve Şirketinizin Kurumsallık Çalışmaları

* Kendi ERP Yazılımınızı Yazmalı mısınız ?

* ERP Projesi Yapmak İçin Güçlü Sebepleriniz Var mı ?

* ERP Projenizde Başarılı Olmanız İçin Gereken 5 Faktör Nedir ?

* Minimum Enerji Konumu Nedir, ERP Projesi ile Ne İlgisi Var ?

Bölüm 3

* ERP Projenizin Hedefi Ne ? Ne Elde Etmek İstiyorsunuz ?

* ERP Projeniz İçin Uygulama Metodolojisi

* ERP Proje Ekibinin Oluşturulması

* ERP Proje Ekibinizi 8F Yöntemi ile Nasıl Değerlendireceksiniz ?

* ERP Projesi Nasıl Bütçelenir ?

Bölüm 4

* Fark Analizi ve Yapılacak İşler Hakkında

* Mevcut Durum ile Hedeflenen İş Süreçlerini Nasıl Analiz Etmelisiniz ?

* ERP Yazılımından Önce Yapılması Gerekenler (Kontrol Listesi)

* Örnek Süreç Analizi

* İncelenmesi Gereken 32 Süreç ve Dikkat Etmeniz Gerekenler

* Süreç ve Fark Analizi, Bugün Neredeyiz ? Yarın Nerede Olmak İstiyoruz ?

Bölüm 5

* Sıra Geldi İhtiyaç Analizine

* Tedarikçi ve İş Ortaklarının Belirlenmesi

* ERP Tedarikçinizi Seçerken Ne Tür Kriterlere Bakılabilir ?

* Tek Tedarikçi Her Şeyi Çözecek mi ?

* Alacağınız Yazılım Teklifleri İle 5 Yıl İçinde Ne Harcayacağınızı Hesaplamalısınız

* Ödediğinizin Karşılığını Alıp Almayacağınızı Yönetime Nasıl Anlatacaksınız

Bölüm 6

* Yazılımcınızı Seçtiniz, Şimdi Sıra Uygulama Planınızı Yapmaya Geldi

* Uygulama (Implementation) ve Canlı Kullanıma Geçiş Yöntemleri (Big Bang, Aşamalı Geçiş, Paralel Adaptasyon)

* Geçiş sonrası … Nereye Ulaştınız ?

* ERP Proje Liderliği, ERP Proje Yönetimi Hakkında

* Başarılı Toplantılar İçin Dikkat Etmeniz Gereken 3 Konu Nedir

* Organizasyon İçi Değişikliğin Yönetimi ?Organizasyon Değişiminin 4 Adımlık Planını Nasıl Yapacaksınız …

Bölüm 7

* İş Süreçlerinizi Organize Ederken Dikkate Almanız Gereken 32 Başlık

Ekler

Değişiklik Talep Formu

ERP Projeniz Hakkında Kritik Konuları Belirleme Formu

Projeniz problemler ile karşı karşıya mı değil mi kontrol listesi

Proje Kapsamında Yapılacak Değişikliklerin Planlanması

Değişim Yönetimi Kontrol Listesi

Toplantının Raporlanması

Proje Ekibi İçin Toplantı Değerlendirme Formu

Ekip Lideri Görev Tanımı ve Nitelikleri

Ek Kitap

Başarılı Bir ERP Sisteminin Üretim ve Stok Planlaması Hakkında 12 Performans Ölçeği Nedir ve Nasıl Yönetilir ?

Ek Dosya

Şirketinizin ERP Proje Planını Nasıl Hazırlamalısınız ? ?Örnek Proje Dosyası?

………………………………………………………………………………………..