Archive for Nisan, 2010

29 Nisan tarihinde GESİAD tarafından düzenlenecek KANBAN eğitimi ile tekrar buluşuyoruz.

Bu seminer KANBAN metodunun nasıl hayata geçirilebileceği üzerine. “KANBAN Sistemini Nasıl Kuracak, Nasıl Uygulayacak ve Tedarik Zinciri İçinde Nasıl Güçlü Olacaksınız  ? (Bütün Yönleri ile KANBAN)” isimli seminerimiz de KANBAN yönteminin bütün detaylarına örnek çalışmalar ile bakacağız, sisteminizi kurarken dikkate alınması gerekenleri gözden geçireceğiz. Bu seminer size hem bir stok yönetim aracı olan KANBAN’ı hem de üretim veya tedarik alanında “çekme” yönteminin uygulama aracı olan KANBAN’ı görme fırsatını verecektir.

Kayıt ve Bilgi İçin :

GESİAD ? Gebze Sanayici ve İş Adamları Derneği

Hacı Halil Mh. Cumhuriyet Cd. Başaran İkizhan(I) No:19 41400 Gebze / KOCAELİ

Tel: 0 262 641 16 87 ? Ahmet Ay

www.gesiad.com.tr

Seminere katılan ve oldukça yüksek performans gösteren 19 arkadaşıma teşekkür eder, çalışmalarında başarılar dilerim.

Boğaziçi Eğitim tarafından düzenlenen 2 farklı seminer ile 14 ve 15 Mayıs günlerinde Taksim’de buluşuyoruz.

14 Mayıs 2010 (Cuma) ? Başarılı bir ERP uygulaması için Ürün Ağacınızı Nasıl Hazırlamalısınız ( Sektörel Örnek ve Çözümler )

15 Mayıs 2010 (Cumartesi) ? 90 Günde Stok Kayıt Doğruluğu Nasıl Sağlanır, Sayım Teknikleri Nelerdir

Bu seminerler  Boğaziçi Eğitim (0216 422 95 95) tarafından düzenlenmiştir. Seminerler Taksim çevresinde yer alan 4 veya 5 yıldızlı otellerde düzenlenmekte ve  öğlen yemeği, seminer notları, sertifika, gün içi ikramlar dahil olarak fiyatlandırılmaktadır.

Seminerlere katılım ve otel bilgisi için Boğaziçi Eğitim – 0216 422 95 95 ile temas kurabilirsiniz.

Boğaziçi Eğitim web sitesi için tıklayınız >>>

ERP çalışmanızın başarılı olabilmesi için 2 nokta oldukça önemlidir, bunlar; “hedeflerinizin varlığı” ile “performans kriterlerinizdir”.

Eğer internet üzerinde “ERP projeleri niçin başarısız olur” diye küçük bir araştırma yaparsanız çok sayıda yazı bulacaksınız ancak bu moralinizi bozmasın. Öncelikle bu tür yazıların temel kaynağı “batı medyası” ve çoğunlukla ABD ‘ de yaşanmış örneklere dayanıyor. Diğer yandan bunlar 20-500 Milyon USD aralığındaki projeler (son zamanlarda bu fiyat aralığı daha aşağı indi), diğer bir deyimle Türkiye ölçeğinde hayal edilmesi güç, binlerce çalışanın organize edilmesi gereken projeler. Halbuki ülkemizde gerçekleştirilen projelerin bu büyüklük ile kıyaslanmaları, maliyet açısından aynı cümlede anılması bile mümkün değildir.

Ancak yine de Niçin herkes başarısız projelerden bahsediyor ? veya Niçin projeler başarısız oluyor ? sorularını içinde ERP geçen her proje grubu kendince cevaplaması gerekir, projelerin maliyet ve kullanıcı sayısı boyutu ABD örneklerine pek benzemese de içerikleri oldukça benzemektedir.

Bu tip çalışmalar içinde olan gruplar ellerine geçen yetenekli bir yazılım ile şirketlerinin zaten karmaşık ve kopuklukları olan sistemlerini daha da karmaşık hale getirmeyi bir beceri olarak görmeye başlayabilirler. Bu yaklaşım, süreçleri daha da uzun hale getirir ve bir anda “iş hedefleri” yerine “bir yazılımı kullanmak” hedef haline gelir … bu tuzağa o kadar kolay düşülür ki inanamazsınız. Bu devrede iş süreçlerinin basitleştirilmesi veya yalınlaştırılması çoğunlukla küçümsenir, “eğer basitleştirecek isek niçin gelişmiş yetenekleri olan bir yazılım aldık” sorusu bunun göstergesidir.

Halbuki firma bilmediği bir çalışmanın içinde değildir. Aksine çok iyi bildiği kendi günlük hayatını ve iş yapma süreçlerini değiştirmeye çalışmaktadır. Elbetteki asıl zorluk alışkanlıkların değiştirilmesi, bir arada çalışmanın getirdiği güçlükler ve sınırlardır.

Bütün yaşayan sistemler kendi hallerine bırakıldığı zaman minimum enerji harcayacakları pozisyonu elde etmeye çalışır, şirketler de böyledir.

Minimum enerji konumuna saplanmamak için yapılması gereken, pozitif enerji harcayarak şirketinizin entegrasyonunu ve dik durabilmesini sağlamaktır. İşte bunun için hedef olmalıdır ve bu hedefe doğru gidip gitmediğinizi gösteren performans kriterleriniz.

Hedefler ve Performans Kriterleri : Firmanız niçin ERP çalışması yapmak istiyor, hangi sorun canınızı yakıyor ?. Başlamadan önce firmanız hedeflerini net olarak ifade etmelidir, örneğin :

* Teslim tarihlerinizin uzun olduğunu düşünüyor ve azaltmak istiyorsunuz … bunun için rakkamsal bir hedef koyun … örneğin 4 hafta ortalama yerine 3 hafta ortalama olacak, % 25 azalacak.

* Stoklarınızın miktarı gözünüze yüksek görünüyor, stok devir hızınızın yavaş olduğunu düşünüyorsunuz … hedefiniz stoklarınızı % 50 azaltmak olabilir.

* Üretim maliyetinizi ERP entegrasyonu ile önce ölçebileceğinizi sonra azaltabileceğinizi planlıyor olabilirsiniz … peki hedefiniz % kaç azalması !

* Erken ve geç satınalmaların azaltılması diğer bir hedef olabilir ancak önce ölçmeli ve rakkamsal bir hedef belirlemelisiniz .

* Şirket için koordinasyon toplantılarına harcanan sürenin azaltılması da bir hedef olabilir, eğer entegrasyon sağlanır ise bu tip toplantılar yerine daha faydalı işler yapabileceksiniz.

* Günlük işleyişiniz içine bir bilgi birden fazla yerde ve kişi tarafından işleniyor olabilir, hedefiniz “sadece 1 kez işlenmesinin yeterli olmasıdır”

Bunlar gibi kendi şirketinize, sektörünüze, müşterilerinizin beklentilerine göre hedefleri çoğaltabilirsiniz. Sayısını abartmadan, para kazandıracak veya rekabet avantajı sağlayacak olanlara öncelik tanıyarak  bir  liste yapmalısınız. Şimdi elinizde hedefler ve ne olunca (performans kriteri) bu hedeflerin gerçekleştiğini gösteren performans kriterleriniz var.  Bundan sonraki aşama ERP çalışmasına başladığınızda sizi doğru yolda tutacak, sağda solda konuşulanları daha iyi değerlendirebileceğiniz, hatalı önerileri kolaylıkla süzebileceğiniz kavram ve metodlar hakkında temel bilgiyi edinmektir.

Stok için Üretim yapmakla (Make To Stock, MTS) Siparişe Üzerine Üretim yapmanın (Make To Order, MTO) farklarını ve firmaların içinde bulunduğu pazar koşullarını gözlemlediğimizde nelerin daha önemli olduğu ve planlama parametreleri ortaya çıkar. Burada bahsedilen planlama sadece üretimin kendi içinde planlanması değil, tüm firma faaliyetlerinin koordinasyonudur.

Diğer yandan aşağıdaki farklılıklar ERP yazılımının seçimi ve uygulama sürecini doğrudan etkiler..

Yeşil satırlar = Stok için Üretim yapan firmalar

Mavi Satırlar = Sipariş Üzerine Üretim yapan firmalar

Ürünler

Genellikle tanımları standart,daha az çeşit veya daha büyük üretim partileri. Ürün tanımlarındaki değişme pazar trendine bağlı.

Bir çok farklı standart, daha fazla çeşit, tanımlar hem pazar trendine bağlı hemde müşteriler tarafından değiştirilebiliyor. Standart parti büyüklüklerini yakalayabilmek tesadüflere bağlı.

Üretim Kaynakları

Üretilen çeşitler yavaş değiştiği için özel tezgah, aparat ve işgücü kullanabilme imkanı.

Standartların ve isteklerin çeşitliliğinden dolayı çok amaçlı tezgah, aparat kullanma mecburiyeti, esnek iş gücü kullanımı.

Talep

Ürünlerin çoğu standart olduğu için istatiski yöntemler ile tahminler yapabilme imkanı.

Müşteri sipariş ve spesifikasyonlarına bağlı olan bir talep yapısı. Tahmin yöntemlerinin ihtiyaç duyduğu verilerin toplama zorluğu.

Kapasite Planlama

İmalat Planı tahmini talep eğrilerine göre önceden yapılabilir. Tahmin ve Planlama arasında genellikle yeterli süre vardır.

Genellikle önceden tahmin edilemez. Müşteri taleplerine göre planlama yapılır. Plan sık sık değişebilir. Alınan siparişle, planlama çalışması arasında zaman farkı yoktur, bir arada yapılmalıdır.

Hammadde Planlama

Üretim planları daha uzun dönemler için yapılabilir, ani değişiklikler pek az olur. Hammadde alım planlarında ani değişiklikler olmaz.

Üretim planları uzun dönemler için tahmin üzerine yapılamaz, dolayısı ile hammadde ihtiyaçları aktifteki işlere bağlıdır, ani değişikler olabilir. Satın Alma bölümünün reaksiyon süresi ve imalat planı ile bağlantısı son derece düzenli ve hızlı olmalıdır.

Fiyat

Genellikle pazar koşullarına bağlı olarak üretici tarafından belirlenir.

Müşteri ile yapılacak pazarlık sonucu karar verilir, teslim süresi pazarlık konularından birisidir.

Finansal Dengeler

Üretimde önceden planlanmayan ani artışlar pek olmaz, eksilişler ise pazar trendine bağlıdır. Bu nedenle dengeleri korumak daha kolaydır.

Üretim planlarında ani artış veya eksilişler olabilir (büyük bir siparişin alınması veya iptali gibi) dolayısı ile harcamalarda dalgalanma ihtimali daha fazladır.

Teslim Süresi

Müşteri talepleri stoktan karşılandığı için müşteri tarafından bilinmez.

Müşteri ile beraber karar verilir, işin alınabilmesi, için pazarlık unsurudur.

CRM hakkında konuşulduğu zaman en çok üzerinde durulan faaliyet alanları pazarlama, satış, müşteri servisleri ve bunların otomasyonudur. Bilgisayar kullanımı ile CRM çok fazla beraber anıldığı için hatalı olarak CRM çalışmalarının IT bölümünün sorumluluğunda olduğu, bir program satın alınarak gerçekleştirilebileceği düşünülür.

Ancak bu konular doğrudan şirketin operasyon alanları ile ilgilidir, IT bölümü olayın teknik kısmında bulunmalıdır.

CRM konusuna ;

- Pazarlama faaliyetlerinin otomasyonu

- Satış faaliyetlerinin otomasyonu

- Müşteri servislerinin gerçekleştirilmesi

- E-Ticaret

gibi konu başlıklarından yaklaşılabilir. Neticede bir yerden başlayacaksınız. Biz şimdi burada bir dolu konudan bahsediyoruz ama bugün bir çok şirketin bilgisayar ortamında doğru dürüst müşteri ve kontakt listesi bile yoktur, kolay kolay olamaz da.

Örneğin satış kısmında çalışanlar bütün bilgilerin bir merkezde duracağı fikrini pek sevmeyebilirler, özellikle satış süreci uzun süren ürün satışı yapan kişiler süreç içinde biriken bilgileri paylaşmak istemezler, bu bilgileri kendilerine ait görürler. Durum böyle olunca bazı hedefler yakalanamaz.

Ancak müşteri servisleri, çağrı merkezi çalışmaları veya e-ticaret kapsamına giren çalışmalar bu gizlilik isteğinden etkilenmezler, aksine bu uygulamalar istemediğiniz kadar çok bilgiyi biriktirirler.

Dolayısı ile şirketinizde başarı sağlayabileceğiniz bir noktadan başlamalısınız ve ilk nokta satış olmayabilir.

Bu konuya devam edeceğiz

Maliyet Sistemim Daha İyi Çalışsın İstiyorum !

Ürünlerinizin size olan maliyetini bilmek, her birinin maliyet hedefi ile gerçekleşeni kıyaslamak, maliyeti yaratan unsurları izleyebilmek, müşterilerin isim isim karlılığını görebilmek ? Bunlara hızlı ve doğru sahip olduğunuz zaman şirketiniz daha verimli çalışacak, kurduğunuz yapı daha kalıcı olacak. Aksi gerçekleşiyor ise başından bir an bile ayrılamayacağınız, uyurken bile bir gözünüzün açık kalması gereken aylar, yıllar sizi bekliyor demektir.

Aşağıdaki noktaları gözden geçirerek ?Maliyet Sisteminizin? size ne kadar hizmet ettiğini değerlendirebilirsiniz :

- Bilgi, kaynağı yerine başka yerlerde, birden fazla kez işlem görüyor mu ? (Örneğin ?satın alınan malzeme depoda mı muhasebe odasında mı kayıtlara geçiyor, değişik programlara işleniyor mu ? ?)

- Farklı bölümlerin farklı yollar izleyerek hesapladığı maliyetleri var mı, yaklaşım farklılıkları toplantılarınızda konu oluyor mu ?

- ?Ama onların maliyetleri bizimkinden çok daha az? gibi cümleler şirketinizde işitilir mi ?

- Hangi ürünün size ne kadar kazandırdığını raporlarınızda görüyor musunuz ?

- Hangi müşterinizin size ne kadar kazandırdığını izleyebiliyor musunuz ?

- Kararlarınızı verirken bilgisayar sisteminizin maliyet sonuçlarını kullanıyor musunuz ?

- Maliyet sonuçları ve raporlarınızı kullanılamayacak kadar geç mi elde ediyorsunuz ?

- Hedef değerlerden sapma (varyans) analizleri yapabiliyor musunuz ?

- Sisteminiz maliyet azaltıcı aksiyonlar hakkında yol gösterici oluyor mu ?

- Çalışanlarınız sonuçlara güvenmeyip kendilerine göre ?hata payı? rezerve ediyor mu ?

Bu tip sorunları uzun süre yaşayan şirketlerin ne tip sorunları yaşayabileceğini konuşmamıza gerek yok; en iyisi biz beraber ne yapabileceğimize bakalım.

Şirketinizin maliyet haritasını çıkartarak süreçlerinizin iyileştirilmesi ve maliyet sisteminizi besleyecek kaynakların düzenlenmesini birlikte gerçekleştirebiliriz. Bunun için yazılım ekibinize destek olabilir, süreç analizi ve eğitimlerinizi gerçekleştirebilir, sistemin asıl sahiplerine denetlenebilen, sonuçları ile yön gösterebilen bir düzeni teslim edebiliriz.

Bu proje hakkında görüşmek istediğinizde cengiz@cengizpak.com.tr adresini kullanabilir veya (216) 360 65 60′dan temasa geçebilirsiniz.

Stok, firmanın damarlarında dolaşan kan gibidir ; bu nedenle onun hakkında vereceğimiz kararlarda dikkatli olmalıyız.

Bir varsayım da bulunalım :

?Eğer müşterimizin bizden istediği ürünü ışık hızı ile üretip onun bulunduğu yere sıfır zamanda gönderebilse idik ve eğer satın almak durumunda olduğumuz tüm malzemeler elimize aynı hızda geçebilse idi envanter tutmamıza gerek yoktu ve zaten tutmazdık?

Bu ütopik varsayım envanterin varlık sebeplerinden en önemli olanını belirler.

?Talep edenin (müşterinin)  teslim süresi beklentisi ile bizim (tedarikçi) onu karşılama hızımız arasında ki fark stoğun en önemli varlık sebebidir. ?

Talebi karşılamak için uyguladığımız aksiyon planı ne kadar hantal ve yavaş ise biz o kadar fazla stok tutmak zorunda kalırız, ne kadar fazla stoğumuz olursa o kadar da problemimiz olur (envanterin 6 rekabet parametresi ile ilişkisi yazısına bakabilirsiniz).

Bu kurguda bulunan fasit daireyi gözden kaçırmamak çok önemlidir. Çünkü envanter hem var olmalıdır hem de azaltılmalıdır. Eskilerin dediği gibi ?azı karar, çoğu zarar?.

Peki, bunun ölçüsü nedir ? stoğumuzun fazla olup olmadığına nasıl karar vereceğiz ?

Bunun için ilk referans noktamız rakiplerimizin durumudur. Basit bir karşılaştırma için ?stok devir hızı? formülü kullanılabilir.

Stok Devir Hızı = Satılan Mal Maliyeti / Ortalama Envanter (daha fazlası için >>>)

Bu formülü kendi şirketiniz için hesaplamanız çok zor değil ancak rakibinizin verilerine ulaşmak hemen hemen imkansız olacaktır (borsaya açık şirketlerin rakkamları ile karşılaştırabilirsiniz).

Bunun yerine kendinize şu soruyu sorabilirsiniz :

?Operasyonumu yavaşlatan, ürüne değer katmayan ama süreyi uzatan prosedürlerimiz veya alışkanlıklarımız nelerdir ??

Bu soruya vereceğiniz samimi cevaplar size hangi yolu izlemeniz gerektiğini gösterecektir.

İki önemli noktayı da hatırlamak faydalı olacaktır :

1. Süre kısaldıkça envanter azalır (veya azaltılabilir).
2. Sebepleri ortadan kaldırmadan envanter azaltılmamalıdır.

Slayt 14

ENVANTER AZALTILMALI MI?

Envanter, firmanın damarlarında dolaşan kan gibidir ; bu nedenle onun hakkında vereceğimiz kararlarda dikkatli olmalıyız.

Bir varsayım da bulunalım :

?Eğer müşterimizin bizden istediği ürünü ışık hızı ile üretip onun bulunduğu yere sıfır zamanda gönderebilse idik ve eğer satın almak durumunda olduğumuz tüm malzemeler elimize aynı hızda geçebilse idi envanter tutmamıza gerek yoktu ve zaten tutmazdık?

Bu ütopik varsayım envanterin varlık sebeplerinden en önemli olanını belirler.

?Talep yapanın teslim süresi beklentisi ile bizim onu karşılama hızımız arasındaki fark envanterin en önemli varlık sebebidir. ?

Talebi karşılamak için uyguladığımız aksiyon planı ne kadar hantal ve yavaş ise biz o kadar fazla envanter tutmak zorunda kalırız, ne kadar fazla envanterimiz olursa o kadar da problemimiz olur (envanterin 6 rekabet parametresi ile ilişkisi).

Bu kurgudaki fasit daireyi gözden kaçırmamak çok önemlidir. Çünkü envanter hem var olmalıdır hem de azaltılmalıdır. Eskilerin dediği gibi ?azı karar, çoğu zarar?.

Peki, bunun ölçüsü nedir ? Envanterimizin fazla olup olmadığına nasıl karar vereceğiz ?

Bunun için ilk referans noktamız rakiplerimizin durumudur. Basit bir karşılaştırma için ?envanter dönüş hızı? formülü kullanılabilir.

Envanter Dönüş Hızı = Satılan Mal Maliyeti / Ortalama Envanter

Bu formülü kendi şirketiniz için hesaplamanız çok zor değil ancak rakibinizin verilerine ulaşmak hemen hemen imkansız olacaktır (borsaya açık şirketlerin rakkamları ile karşılaştırabilirsiniz).

Bunun yerine kendinize şu soruyu sorabilirsiniz :

?Operasyonumu yavaşlatan, ürüne değer katmayan ama süreyi uzatan prosedürlerimiz veya alışkanlıklarımız nelerdir ??

Bu soruya vereceğiniz samimi cevaplar size hangi yolu izlemeniz gerektiğini gösterecektir.
İki önemli noktayı da hatırlamak faydalı olacaktır :
1. Süre kısaldıkça envanter azalır (veya azaltılabilir).
2. Sebepleri ortadan kaldırmadan envanter azaltılmamalıdır.

ERP, şirketinizin nerede ise bütün noktalarını bir araya getirmeye, bilgi entegrasyonunu sağlamaya çalışan içe dönük bir uygulamadır. Diğer bir deyim ile başarılı bir ERP çalışmasını gerçekleştiren şirketin bunu yaptığını, müşterileri ve tedarikçileri bazı değişen prosedürlerden veya düzelen hizmet seviyesinden dolayı anlayabilirler, bazen de bunu hissetmezler, bazen de tam tersi olup her şey daha karışmış olabilir.

Bir şirketin kendisini yenilemek, içinde bulunduğu tedraik zincirinde güçlü olabilmek için ERP gibi kendisini düzene sokan bir uygulamaya çok ihtiyacı vardır ancak kullanılabilecek imkanlar bununla sınırlı değildir.

Gelişen haberleşme olanakları ve internet dünyası firmalara daha hızlı ve tasarruflu çalışabilmeleri için yeni imkanlar sunmaktadır, hem yeni imkanlar sunmakta hem de yeni zorluklar yaratmaktadır.

E-Business uygulamalarının tümü bilginin hızlı değişimi ve ulaştırılması prensibine dayanmaktadır.

Örneğin bir müşteriniz internet üzerinden sipariş verirken hesap durumuna bakmak isteyebilir (son durumu gösteriyor olmanız gerekiyor), sipariş ettiği ürünün mevcut olup olmadığını öğrenmek isteyebilir (o andaki stoğu iletmeniz gerekiyor), daha sonra ise siparişinin hangi aşamada olduğunu öğrenmek isteyebilir.

Bütün bunların olabilmesi için firma içi entegrasyon tamamlanmış olmalıdır. Bundan dolayı ERP çalışmasında yol almış firmaların E-Business uygulamalarına geçişi de hızlı olacaktır.

Şu anda kendi içlerinde otomasyonlarını geliştirmemiş firmaların işi ise giderek zorlaşmaktadır. Kendi iç entegrasyonlarını tamamlayamadıkları sürece E-Business uygulamalarında da ilerlemeleri çok mümkün değildir.

Yapılması Gerekenler

Üretim alanlarını sık sık gezin ve temizliğini gözlemleyin. Temizliğe öncelik verin.

Düzeni korumak herkesin işidir.

Bütün araçlar ve malzemeler için belirli yerlerin olması gerekir, bunu garantileyin.

Araçları ve malzemeleri kolayca ayırt etmek için renkli işaretler kullanın.

Araçlara ve malzemelere kolayca ulaşılabilmelidir, bunu garantileyin.

Kullanılacak malzemeler işin yapıldığı noktada, kolayca ulaşılabilir olmalıdır.

Yapılmaması Gerekenler

Bir operatörün eğilerek veya fiziğini zorlayarak malzeme veya araçlara ulaşmaması gerekir, buna imkan tanımayın.

Düzen ve temizliği sağlamak bir başkasının zaman zaman yapacağı bir iş değildir.

Operatörlere, zorlandıkları noktaların nasıl iyileştirilebileceğini sormayı ihmal etmeyin.

Stok Maliyeti hesaplamak için temel olarak 3 yöntem vardır;

- FIFO (İlk Giren İlk Çıkar)
- LIFO (Son Giren İlk Çıkar)
- Ortalama veya Ağırlıklı Ortalama

Bu çalışma FIFO Stok Maliyeti hesaplamanın adımlarını basitçe göstermek için yapılmıştır, umarım izleyenlere faydalı olur.

FIFO ? First In First Out / İlk Giren İlk Çıkar işletmeler açısında aslen bir stok kullanma yöntemidir. Bu yönteme göre firma her zaman ?en eski tarihte satınalınmış veya üretilmiş olanı? satar veya kullanır.
Stok Maliyetlendirme açısından ise – bu sistemi fiziksel olarak uygulamasanız bile – ?en eski tarihte satınalınmış veya üretilmiş olanın? maliyet değerinin (giriş fiyatı) kullanılarak sistemin çalıştırılması anlamına gelir.
Bu sunumda FIFO stok maliyetlendirmenin ve kalan stoğun nasıl hesaplandığını izleyeceksiniz (11 Sayfa /PDF)

Bu sunum site üyelerinin gönderim listesindedir, bu ve bunun gibi sunum, araştırma, ERP, Stratejik Planlama, Yalın Üretim Teknikleri, Tedarik Zinciri Uygulamaları gibi konular ile ilgileniyor iseniz  siteme ücretsiz üye olabilirsiniz …